Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Bu topraklarda Kısırdöngüspor hep şampiyon!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sabah Marmaray’da iki kişi konuşuyordu: “Montella yapmıyor bu takımı, Hamit Altıntop’un parmağı var! O aldırmıyor Arda’yı...”

        Arkadaşı onu onaylayarak başını sallayıp el yükseltti: “Almancı çetesi var abi içerde! Hamit’in prensi Hakan Çalhanoğlu ne oynuyor ki her maç kadroda! Ben Arda olsam toplarım bavulumu dönerim Türkiye’ye ne halleri varsa görsünler!”

        Koca bir vagon iki arkadaşı dinliyoruz... Ve hepimizin konuyla ilgili söyleyecek çok şeyi var da ilk kim bu sohbete dahil olacak diye birbirimize bakıyoruz.

        Kapıya yakın oturan bir amca fitili ateşledi: “Yahu 18 yaşında çocuğun nesi yorgun olacak; ben bu yaşta çıkar oynarım milli maç bu...”

        Karşı sıradan biri atladı: “Hadi Arda yorgun Semih’in Kenan’ın nesi var... Bu takım bu hocaya iki beden büyük!”

        “Allah’ın İtalya’nın gelmiş bizim çocuğun elinde formayı (antrenman yeleği demek istiyor) alıyor. Çocuğu kovuyor!”

        “Federasyon federasyon olsa çoktan kapı önüne koymuştu Montella efendiyi valla bundan kötü olmaz...”

        “Arda gibi futbolcu 100 yılda bir gelir...”

        İki durak arası bir zaman ‘tek yürek’ oldu vagon... “Sakın sen kuşlara uyma...” diyen şarkıcı Yaşar’ın bile coşup “Montella bak, Adana’da çalıştın bilirsin bizleri. Bir gün karşıma çık da bir darp raporu aldırayım sana.” diye tivit attığı bir ortamda biraz daha gaza gelsek “Makinist Almanya’ya sür” deyip milli takımın kamp yaptığı tesise gidip Montella’yı ‘katran ve tüye bulayıp’ Dortmund sokaklarında gezdirecektik o derece...

        “SİZİ ÇOK ACAYİP BİR ÇOCUKLA TANIŞTIRMAK İSTİYORUM”

        Nisan 2022’de Fenerbahçe-Galatasaray derbisini izlemek için ta Londra’dan gelen Max, tribünde üzerinde “Arda Güler: Turkish Messi’ yazan pankart açmıştı. Goal.com’a konuşan Max, “Daha önce Messi'yi izlemek için Barselona'ya gitmiştim ve onu görmek gerçekten harikaydı. Bu büyük maçta en sevdiğim Fenerbahçe oyuncusu olan Arda Güler'in bu lakabı hak edeceğini düşündüm!” diyordu o zaman henüz 17 yaşında olan yıldız futbolcu için.

        Ailelerinde hiç sol ayaklı kimse olmadığını söyleyen baba Ümit Güler’in Arda’nın sol ayağı gelişsin diye önüne balon koyup şut attırdığı günler çok hızlı geçti. Arda önce Gençlerbirliği’nin alt yapısında ardından Fenerbahçe’de tüm yaşıtlarını geçip 16 yaşında Süper Lig’deki ilk asistini yaptı. 17 yaşına geldiğinde Galatasaray derbisinde yeşil sahalarda meşin yuvarlakla rakip kaleye şut atmaya başladı. Daha o günlerden Liverpool, Bayern Münih, Arsenal, Barselona gibi dev kulüpler onu izliyordu.

        Arda 18’ine geldiğinde Real Madrid’de top koşturuyordu. 19 yaşına girdikten birkaç ay sonra ise hem La Liga hem de Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdı...

        Hocası Carlo Ancelotti, şampiyonluk kutlamaları sırasında üstü açık otobüste mikrofonu eline alıp, “Puromu içtim. Şarkılar söyledim. Eduardo ile dans ettim ve şimdi sizi çok acayip bir çocukla tanıştırmak istiyorum...” deyip Arda’yı Real Madrid taraftarıyla buluşturdu.

        The Guardian Sid Lowe bu sahneyi şöyle tarif ediyor: “Arda, Madrid’de taraftarların karşısına çıktığında bir yıldır hem kulüpte hem de ülkede bulunuyordu. Ama yine de bir tanıtıma ihtiyacı vardı ve Ancelotti’nin onu öne çıkarmasının nedeni tam olarak buydu. Bu bir jestti, ilginin, güvenin, bütünleşmenin bir ifadesiydi... Ayrıca kulubün geleceğine yapılan bir yatırımdı...”

        BU TOPRAKLARDA KISIRDÖNGÜSPOR HEP ŞAMPİYON

        Üç gündür ülkenin tüm yükünü bu 19 yaşındaki bu çocuğun omuzlarına yüklemiş durumdayız. Ne enflasyon kaldı, ne yeni vergiler, ne pahalılık, ne mülteci sorunları, ne orman yangınları!

        Hepimiz Arda’nın Real’den takım arkadaşı Toni Kroos ‘rafine’ diye tarif ettiği sol ayağıyla bizim için ‘hayati’ bir gol atmasını bekliyoruz.

        Lisede bir dersten zayıf aldığımda evde ‘tembelliğimin’ nedeni olarak hocayı gösterirdim: “Hoca bana taktı!”

        Şimdi, 40 yıl sonra dönüp baktığımda gülüyorum. Hocanın bana taktığı falan yoktu. Ben becerememiştim. Hoca bana takmış olsa daha iyi çalıştığım bir sonraki sınavdan geçer not vermezdi... Zayıf alan da bendim sınıfı geçen de!

        Şimdi hepimiz bir şampiyonada daha ‘hocaya takmış’ durumdayız. Daha önce 'İçimizdeki İrlandalılar' vecizesinin sahibi Mustafa Denizli'ye Fatih Terim’e takmıştık, Şenol Güneş’e, Lucescu'ya, Kuntz, şimdi de Montella’ya ‘takmış’ durumdayız! Gürcistan’ı Arda yendi Portekiz’e Montella yenildi...

        Serdar Ali Çelikler yazısında Arda’ya şöyle sesleniyordu: “Sevgili Arda Güler kardeşim. Emin ol bugün senin için Montella'ya sövenler, ilk düştüğünde aynısını sana yapacaklar. Hatırla; Fener'de bir yıl daha kalmadın diye sana atıp tutanlar bugün 'senci' oldular. Gerçekten ve samimiyetle seni beğenen ve senden ümitli olanlar çoğunlukta elbette. Ama sana tavsiyem eğer sana bir mobbing yapılmadıysa, sana karşı özel bir tavır yoksa çıkıp bunu anlat. İnan, 2 maç kötü oynadığında 'Bunu da çok şişirdiler' diyecekler bugün arkanda sandıkların olacak..."

        Çok acı ama hepimiz bunun böyle olacağını adımız gibi biliyoruz değil mi?

        Montella gidecek sıra tıpkı Arda Turan, Emre Belözoğlu, Burak Yılmaz’da olduğu gibi futbolculara gelecek. O zaman Arda’ya, Semih’e Kenan’a da ‘takacağız’... Sonra gelsin ‘yeni jenerasyon bizim çocuklar!’ Bu topraklarda ‘Kısırdöngüspor’ hep şampiyon zaten!

        “KUKLA KILIKLI ANTRENÖR BOZUNTUSU SENİ”

        Arda Güler, geçen yıl Real Madrid’le ABD'deki sezon öncesi hazırlıklarını dizindeki menisküs sakatlığı nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra bacağının arkasında, hamstring kasında yırtık oldu. Üstüne bir uyluk sakatlığı. Bu sakatlıklar birbiriyle akraba sakatlıklardı biri diğerini tetikliyordu. Ocak ayına kadar bir dakika bile resmi maç oynamadı. Hocası Ancelotti, 21 yaşındayken neredeyse iki yıl süren diz sakatlığını nasıl atlattığını, sabırlı olması gerektiğin anlattı ona. 7 Ocak’ta Las Palmas karşı 9 dakika sahada kaldı. Bir sonraki maçı 10 Şubat’ta Girona karşı 10 dakika... Bir hafta sonra sahada geçirdiği süre ise sadece 3 dakikaydı. Vincenzo Montella o günlerde Arda’yı ziyaret etti: “Onu yakından takip ediyoruz ve çok az oynuyor. Umarım daha fazla oynayabilir çünkü çok yetenekli. Daha çok oynarsa Real Madrid, milli takım ve kendisi için daha iyi olur.” Arda Mart ayında milli takımla tüm sezon Real Madrid’de oynadığı sürenin 3 katı sahada kaldı.

        Arda, Avrupa Şampiyonası önce Real Madrid’de sadece 379 dakika oynadı. Ancelotti, “Top ona aşık. Arda gelecekte Real Madrid için çok önemli bir oyuncu olacak. Çok genç sabırlı olacak. Yapması gereken savaşmak, çalışmak” diyor.

        Bizim içinse Arda çoktan oldu! Hem takımı hem Montella’yı aştı...

        Söylenenleri dinlemiyoruz, duymuyoruz. Montella ‘yorgun’ mu dedi ‘sakatlık riski’nden mi bahsetti kimsenin umurunda değil. Antrenman öncesi hoca sarı yeleği Arda’nın elinden çekip aldı mı yoksa bu her antrenmanda olan normal bir şey mi? Bunlar bizi ilgilendirmiyor.

        Arda Güler’in etkileşimine yeniliyoruz!

        Mustafa Sandal, Montella'ya “Hayırdır koçum, sen bu cüreti nereden ve kimden buluyorsun? Bu ülkenin gururu, evladı ve gündemdeki en büyük yeteneğine antrenmandaki o tavrın nedir? Nereden ve kimden geliyor o cüret? Burası Türkiye ve Türk futbol severler, aklını alır neye uğradığını şaşırırsın. Şansını böyle abuk hareketlerle zorlama bence kukla kılıklı antrenör bozuntusu seni” diye gözdağı veriyor!

        Ahmet Mümtaz Taylan, “Aldırma Arda Güler. Sen ‘gelecek’sin. O vasat gidecek” diye filmin sonunu şimdiden söylüyor.

        Ve haklı da Montella gidecek bir sonraki ‘darp raporu aldıracağımız’, ‘kukla kılıklı antrenör bozuntusu’, ‘vasat’ gelene kadar Marmaray’da hayatımızdaki diğer tüm olumsuzluklara gıkımız çıkmadan sesiz sedasız yolculuk edeceğiz.