Fenerbahçe Hatayspor’u 2-1 yenerek 3 puanı cebine koydu.
Galibiyet güzel elbette. Ya oyun?
Heyecan vermeyen, temposu zayıf, güvensiz bir oyun izledik.
Oysa, Süper Lig’den düşmemek için mücadele veren Hatayspor karşısında daha farklı bir skor ve mücadele bekleniyordu.
Başkanı istifa etmiş, teknik direktörü yok, ilk 11’de oynayan 6-7 oyuncusundan yoksun Hatayspor düşük profilli bir takım.
Böyle bir takım karşısında doğal olarak beklenti yüksekti.
Öncelikle, Fenerbahçe’nin organizasyonu sorunlu. Bunu görmek gerekiyor. Zaman zaman uzun toplarla sonuç almak istediler.
Kenar ortalar ile gol bulma amacı vardı. Ancak, Kostic ile Osayi’nin akılda kalan doğru dürüst bir ortasını izleyemedik.
Kaldı ki, Dzeko ile En-Nesyri iki uzun santrafor. Hava toplarında etkili isimler. İstedikleri topları alamadılar.
Bireysel hataların yanı sıra Tadic ile Fred’in düşük performansı gol yollarında ki en büyük sıkıntıydı.
Rakibi baskı altına alamadılar. Kalabalık savunmayı aşmak için bir plan yoktu. Rakip ceza sahasında çoğalma sorunu yaşandı.
Topun hızı ne kadar yetersizse, futbolcuların hareketsizliği ve yavaş oynamaları da yadırgandı.
Fenerbahçe’nin bir başka sorunu da atletik oyuncu eksikliği.
Taraftarın beklediği güzel oyun olmayınca heyecansızlık karşısında tepkilerin yükselmesinden doğal ne olabilir?
Oyuna gelince, sahada tek başına bir oyuncu vardı. 38 yaşında ki Dzeko. Bağlantıyı sağlayan, doğru dürüst pas atan, En-Nesyri’yi gol pozisyonlarına sokan o oldu.
İki gol atan En-Nesyri yakaladığı pozisyonları gole çevirebilse skor çok daha farklı olabilirdi.
Karşılaşmanın bir başka öne çıkan ismi ise Hatayspor kalecisi Erce’ydi. Maç süresince 4-5 net gol olabilecek anlarda kalesinde devleşti.
Hakem meselesine gelince, yalnız Fenerbahçe değil bir çok karşılaşma da büyük hatalar yaşanıyor. VAR’ın kararları da tartışılıyor.
Ne yazık ki bir güven sorunu var. Her takım doğal olarak ADALET diyor.