Beşiktaş Trabzon deplasmanından bir puanla dönüyor. 10 kişi kalan rakibi karşısında üstün bir oyun sergileyen Siyah-Beyazlılar galibiyet golünü atamadı.
Haftanın en önemli maçı Trabzonspor – Beşiktaş arasındaydı. Taraftarın büyük ilgi gösterdiği karşılaşmanın heyecanı ve coşkusu oldukça yüksekti. Trabzonspor, Abdullah Avcı ile yollarını ayırdıktan sonra Şenol Güneş göreve getirildi. Güneş, hoca ilk maçında şampiyon yaptığı Beşiktaş’a rakip oldu. Trabzonspor sezona iyi başlamadı. Bu nedenle bir arayış içerisine girdiler. Oynadıkları stada adını verdikleri Şenol Güneş’i takımın başına getirdiler. Doğal olarak herkes Şenol Güneş’in neler yapacağını bekliyordu.
Karşılaşmaya iyi başlayan ev sahibi Trabzonspor oldu. Fakat, dakikalar 12’yi gösterdiğinde Visca yaptığı sert bir hareket nedeniyle kırmızı kartla oyun dışı kaldı. 10 kişi kalan Bordo-Mavililer uzatmalar dahil 90 dakika eksik oynadılar. Beşiktaş gibi bir rakibe karşı bu kadar uzun süre 10 kişi oynamak elbette kolay değil. Üstelik 10 kişi kalan Trabzonspor attığı golle öne geçti. Bu gol ev sahibi takım adına çok büyük önem taşıdı. Bu maçı beraber bitirmek için avantajlı bir durumdu. Öyle de oldu.
Maçın ilk yarısı ortada geçti diyebiliriz. İkinci yarı dengeler değişti. Beşiktaş oyun kontrolünü tamamen eline aldı. Paslar, ataklar, şutlar Siyah-Beyazlı oyunculardan geldi. Hatta, son bölümde oyunun tamamı Trabzonspor yarı alanında oynandı. Beşiktaş 22 şut atarken, ev sahibi takımın isabetli şut sayısı topu topu bir taneydi. O da golle sonuçlandı.
Şenol Güneş tecrübeli bir teknik adam. Maçı berabere bitirmek için savunma güvenliğini iyi kurdu. Üstelik Uğurcan’ın yüksek performansı da buna eklenince rakibine ikinci gol izni vermediler.
Trabzonspor savunmayı iyi yaparak bir puan almayı başardı. Kaleci Uğurcan 6 net gol olacak pozisyona dur diyerek maçın kahramanı oldu. Şenol Güneş ilk maçında bu takımla ciddi işler yapacağı sinyalini verdi. Yeni kurulan bir ekiple yeni bir teknik adamın serüvenini izleyeceğiz…
FENERBAHÇE TATSIZ - KASIMPAŞA FIRSAT TEPTİ
Kasımpaşa kendi sahasında Fenerbahçe’ye 2-0 yenildi. Skora bakınca maçın Sarı-Lacivertlilerin üstün oynadığını düşünebilirsiniz. Tam tersi bir mücadele izledik oysa. Sarı-Lacivertliler yaptığı transferler ile şampiyonluğunu en büyük adaylarından biri. Ciddi paralar harcadılar. Dünyanın en önemli teknik adamını getirdiler. Kağıt üzerinden her şey çok güzel gözüküyor.
Fakat, Kasımpaşa maçına bakıldığında sergiledikleri oyun adlarına yakışmadı. Performansları takım olarak düşüktü. Bireysel becerisi yüksek oyuncularına güvendiler. Bu da oyun bütünlüğü olmayan bir takım görüntüsü verdi. Bir tek Maximin tek başına bir şeyler yapmak istedi. Uzaktan attığı şutla da ilk golünü atmış oldu.
Mourinho, Dzeko’yu yedek bırakmıştı. Yerine yeni transfer En-Nesyri oynadı. Oyunda kaldığı süre içerisinde hiçbir varlık göstermediğini söyleyebiliriz. Maçı izlemeyenler elbette böyle yazdığımız için şaşırmış olabilirler. Ancak, bu oyuncu top tutmada çok beceriksiz. Koşuları yetersiz. Tek bilinen özelliği yan toplardan gelecek ortalara iyi kafa vurduğu. Fakat, Kasımpaşa maçında beklediği orta ne yazık ki gelmedi. Böyle olunca kötü, verimsiz bir maçı geride bıraktı.
Sarı-Lacivertliler üretim olarak vasatın üzerine çıkamadı. İlk yarıda attıkları golleri korumaya çalıştılar. Çağlar ve Becao takımın en iyisiydi. Galatasaray maçı öncesi aldıkları 3 puana fazlası ile sevindiler. Moralli olarak derbi maçını bekleyecekler.
Kasımpaşa'ya gelince, ilk yarı rakibin adından korktukları anlaşıldı. Sadiku ve Gökhan’la oyunu önde tutmaya çalıştılar. Ancak, pas oyunu yetersizdi. İkinci yarı, Aytaç ve Barak’ın oyuna girmesi ile işler değişti. Oyun üstünlüğü ev sahibi takımın eline geçti. Son 25 dakika Fenerbahçe savunması zor anlar yaşadı. 36 kez Sarı-Lacivertlilerin ceza sahasına giren Kasımpaşalı oyuncular şut atma konusunda cimri olunca istedikleri golü bulamadılar. Son vuruşlarda ki beceri eksikliği bariz olarak öne çıktı.
Kasımpaşa, Fenerbahçe’nin kötü oynadığı maçta puan alabilirdi. Bu fırsatı değerlendiremediler.
