Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Dönem önündeki tabağa bakmayanlarla dolu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sürekli başkasının mutluluğuna, hayatına, yaşantısına, yediğine, gezdiğine, giydiğine odaklanan insanların çoğaldığı günümüzde Kıvanç Tatlıtuğ'un "Etrafıyla çok fazla ilgilenen bir insan olmadım. Her zaman önümüzdeki tabağı yedim, önümüzdeki tabağa odaklandım ve herkesin önünden yemesi gerektiğine inandım. Başka birisinin tabağına baktığın zaman önündeki lezzet kaçıyor" demesi ne derece anlaşılır bilinmez ama bazılarının bu cümleleri defalarca okumasını tavsiye ederim.

        Tabii öyle boş boş değil, anlayarak okuyunuz lütfen.

        Neden mi?

        Bazıları sürekli başkasının hayatını gözlüyor, izliyor ve istiyor. O yüzden de çoğunluk kendi hayatından mutlu değil ve başkasının da canını acıtıyor. Kötülük, iftira, zehirli sözler havada uçuşuyor. Zengin de olsa, fakir de olsa. Eğitimli de olsa, eğitimsiz de.. Hep daha fazlası peşinde.

        Hatta kendi hayatına odaklanmadan, başkasının mutluluğu ile mutsuz olan insan var ve günden güne de çoğalıyor bu tipler.

        Tamam kabul, sosyal medya dünyası birçok şeyi değiştirdi.

        Tamam sürekli başkasının hayatını ister oldu bazıları.

        Hatta sürekli; "Benim neden yok", "Ben neden orada değilim", "Ben neden o işi almadım", "Ben neden davet edilmedim", "Beni neden takip etmiyor", "Beni takipten çıkmış", "Ben ne kaçırıyorum", "O elbiseden benim yok", "Çantasına bak", "Bilmem ne estetik yaptırmış" diye diye yaşıyor. Oysa ki, kendine odaklansa her şey çok daha başka olacak. Ama kendi hayatından o kadar mutsuz ki, kendinde o kadar çok kusur buluyor ki, başkasında kusur bulma peşine düşmüş.

        Ve artık gerçekten kendi yaşantısı içinde kalabilmek büyük bir başarı sayılıyor. Ama nereye kadar!!!

        O yüzdendir ki, Kıvanç Tatlıtuğ bu sözleri gayet kendinden emin konuşuyor, dile getiriyor. Ve hatta her zaman eşi Başak Dizer'e övgüler yağdırıyor. Aşkını, sevgisini gizlemeden, "Ego" yapmadan dile getiriyor. Çünkü kendinden emin, kendine güvenli, kendini biliyor. Kendine hayatına odaklı. Bitti budur işte!!!

        ***

        Kendine güvensiz insan

        -Sürekli başkasının hayatını kendi hayatıyla karşılaştırır.

        -Hep daha fazla şeyler yapmak ister ki, kendinden söz ettirsin.

        -Hep daha fazlasını ister.

        -Hep daha başka seçeneklerin peşindedir.

        -İçinde mutsuz olduğu için başkasının mutsuzluğu ile zafer kazanma peşindedir.

        -Kendisine dürüst olmadığı için başkasına da dürüst olmaz.

        O yüzden ki, başkasının tabağında ne var, ne yok hep daha çok ilgilidir....

        ***

        Aile de önemli

        Bizler de asla başkasının hayatını merak eden tipler olmadık mesela.

        Hiçbir zaman annem ve babamdan komşular, akrabalar, eşleri, dostları hakkında da konuştuklarına hiç şahit olmadım. Ablalarımın da!!!

        Mesela daha çok yeni aile buluşmasında bu muhabbet yapıldı. Bizler kendimizle o kadar meşgul ve mutluyduk ki, hiç başkalarının hayatını didiklemedik.

        Ablalarım da, kendim de öyleyim.

        Biz bir araya gelelim yine kendimizi konuşuruz. Yine kendi sorunlarımızı masaya yatırırız. Hiç başkasının hayatını konuştuğumuzu bilmiyorum.

        İyi ki, böyle bir ailem var.

        İyi ki, ben de böyleyim. İnanın geldiğimiz günümüzde bu durumun çok kıymetli olduğunu fark ediyorum. İnsan kendi ile meşgulse her zaman daha mutludur... Bunu artık çok net gördüm ve deneyimledim.

        ***

        Meğer ne çok kulübe de bekleyen kadın varmış!!!

        Önceki gün "Benching?" konusunda bir yazı yazmıştım. Yani; flört dünyasında yeni bir manipülasyon yöntemi olan "Benching?" yani yedek kulübesinde bekletilen kadınlardan bahsetmiştim.

        Bu yazım üzerine;

        -Ah ben de sürekli yedek kulübesindeyim. Ve hala çıkamıyorum, çıkmak istiyorum ama çıkamıyorum.

        -Benim sevgilim var mı, yok mu belli değil. Tam "Tamam bitti" diyorum diyorum yani "Ayrıldık" diyorum adam pat diye bir şeyler yapıyor. Hatta bir de üstüne üstlük beni suçluyor. Sanki hep ben suçluyum. Geliyor aklımı karıştırıyor yine kayboluyor. Ben hep bekliyorum.

        -Kulübede benimle birlikte kaç kadın var ah Esin hanım nasıl kurtulacağım bilmiyorum....

        diye diye uzayan mesajları okurken üzüldüm. Hanımlar yapmayınız, etmeyiniz, kendinize bunu. Yazıktır, günahtır. Belli ki, hasta bu insanlar hasta!!!

        Siz hasta bir insanı iyileştiremezsiniz.

        Onun doktoru ya da annesi olamazsınız. O yüzden hayatınıza bakın, odaklanın derim.

        Son yıllarda hayatımız girmiş yok "Gosthing" yok "Benching?" olayların içine sokmayın kendiniz. Uzaklaşın ve gidin...

        Çünkü sizi kulübe de bekleten adam ya kadından hayır gelmez. Nokta!!!

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.