Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Kadınlar gümbür gümbür geldi
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ve olan oldu bahar geldi.

        Baharın gelişi ile birlikte yerel seçimlerde kadınlar da seslerini yükseltti ve resmi olmayan sonuçlara göre 81 ilin 11'ini kadınlar yönetecek. Kadınlara ilk belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930'da Belediye Kanunu'nun kabul edilmesiyle tanındı. Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki belediye seçimlerinde kullandı ve bugüne gelindi. Şimdi de harika, genç, başarılı, tuttuğunu koparan, Atatürk yolunda ilerleyen kadınlar siyasette seslerini yükseltecek. Sokakları, şehirlerimizi çiçek gibi yapacak.

        Bu köşede yıllar yıllar önce, tarihler 2014'ü gösterdiğinde, belediye seçimleri için, "Partisi ne olursa olsun belediye seçimlerinde kadınlar daha çok olmalı, hatta belediye başkanları kadınlar seçilmeli" diye bir yazı yazmış birçok kişi tarafından eleştirilmiştim. Daha çok mevzu olmuştu ama neyse hiç değinip yeniden moralimi bozmak istemiyorum bugünün ve kadınların başarısının mutluluğu için tüm belediye başkanı seçilen kadınları kutlamak istiyorum. Çünkü kadınların siyasette her zaman daha çok rol oynamasından yanayım. Özellikle belediye başkanlarının fazlasıyla kadın olmasını istiyorum.

        Düşünsenize çalışsa da çalışmasa da kadın gerek eşini, gerek çocuklarını, gerek evini, gerek mutfak ekonomisini evirip çeviriyor. Evini çiçek gibi yapıyor, şehri neden yapmasın. Ki bunun yıllardır örneklerini görüyoruz.

        Mesela Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin yine seçildi ki Gaziantep'in güzelliğini bilmeyen yok. Şehir parlıyor. Gaziantep kadınları da, her zaman memleketleri için canla başla çalışıyor.

        Mesela Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli oldu. Hem genç, hem başarılı, hem de Çeşme'yi avucunun içi gibi biliyor. Sorunlarını, dertlerini, sıkıntılarını biliyor. Çeşme'ye gönül vermiş. Allah aşkına ondan iyi kim yönetecek, kim güzelleştirecek Çeşme'yi. Hem Çeşme gibi turisti bol yazlık bir mekanın böyle genç bir kadına emanet edilmesi için geç bile kalındı ki, sonunda oldu. Ben Lal'den aşırı umutluyum. Çeşme çeşme olalı sonunda hak ettiği güzelliği yaşayacak.

        Mesela oturduğum bölgenin muhtarı da bir kadın oldu adı Seher Sercan. Şahane bir kadın beş çocuğu var. Çalışmış, çabalamış, muhtar adayı olduğu bölgenin tüm sorunlarına vakıf. Oy kullandığım zaman da kendisi ile tanıştım.

        Ve beş yıldır Akbelen ormanları için mücadele veren Mevla Işık da İkizköy'de muhtar seçildi. Düşünsenize ormanları korumak için mücadele veren bir kadının yapabileceklerini...

        Ya Sinem Dedetaş'a ne demeli... 2019'dan önce Haliç Tersanesi'nin AVM yapılmasına karşı çıktı şimdi Üsküdar Belediye Başkanı seçildi. Canı gönülden tebrik ederim.

        Doğayı, hayvanı seven, koruyan, kollayan. Çocuklar dünyaya getirebilen aynı zamanda vicdanlı kadınlar şehirlerimizi güzelleştirecek. Ve kadınlar memleketi çiçek gibi yapacak. İnanıyorum, inancım tam ve bizler de bu kadınları sonuna kadar destekleyeceğiz, alkışlayacağız.

        ***

        Teşekkürler Atam

        Ben beş kız çocuğu dünyaya getirmiş bir Cumhuriyet kadınının kızıyım. Ve tam bir Cumhuriyet kadınıyım. Atam'a çok şey borçluyum. Onun hakkını bir kadın olarak asla ödeyemem.

        Bugün özgürce düşünebiliyor, yaşayabiliyor, oyumu kullanıyor, istediğim kişiyi öz irademle seçebiliyorsam Atam'ım sayesindedir.

        Biliyorum ki, seçilen tüm kadınlar da Cumhuriyet yolunda bu memleket için canla başla çalışacak.

        Teşekkürler Atam...

        ***

        Tamam bundan sonra yok söz

        Bana gelen okuyucu yorumlarını çok ciddiye alırım. Hakaret ve küfür olmadığı sürece tüm eleştirilere sonsuz açığımdır hatta zaman zaman da okuyucu yorumlarını ve eleştirilerini buradan da yayınlarım..

        Geçen hafta bir kadın okuyucumdan bir e-mail aldım. Ve bugün de bu konudan bahsetmenin tam zamanı. Şöyle diyor;

        "Esin Hanım merhaba, yazılarınız severek ve ilgi ile takip ediyorum. Ancak sizin gibi ışık saçan bir kadının ısrarla 'Kadın kadının düşmanıdır' tabirini kullanmasına bir anlam veremiyorum. Bugün ki, yazınızda ne güzel söylemişsiniz 'İki kadında dertli, mutsuz ve tek sebebi karar vermeyen bir erkek' neden kadın kadının düşmanı olsun 'Timur, Rengin ile görüşmese emin olun Rengin onunla zaten görüşmez. Timur da yaralı mı? Evet o da yaralı. Aslında burada düşmanlık yok çaresizlik var'. Ve kız kardeşlik adına bu tabiri kullanmamak en faydalısı. Siz erkeklerden hiç duydunuz mu 'Erkek erkeğin düşmanı diye?' asla böyle bi cümle kurmazlar dünyadaki tüm felaketlerin sebebi kendileri olmalarına rağmen. Sevgiler" diyordu...

        Okudum, okudum ve evet çok haklı. Bundan sonra "Kadın kadının düşmanıdır" sözü yok.

        Fakat bu cümleyi kullanırken de özellikle "Hanımlar yapmayın, erkekler birbirlerini koruyor, kolluyor bizler de korumalıyız" diye yazıp anlatmaya çalıştığım içindir. Ama tamam bundan sonra yok.

        Ve lütfen hanımlar...

        Bizler birbirimizi alkışladıkça.

        Bizler birbirimizin açıklarını kapattıkça.

        Bizler birbirimizin açıklarını ortaya çıkartmaya çalışmadıkça.

        Bizler birbirimizi koruyup kolladıkça güzeliz.

        Lütfen hanımlar birbirinizi koruyun ve kollayın...