#resim#1264375#
Madleen’in 12 gözü pek mürettebatı başardı. İsrail istediği kadar zor kullansın, Gazze yolundaki yelkenliye el koyup Özgürlük Filosu’nun aktivistlerini zorbalıkla durdursun, onlar başardı. Gazze’nin kasıtlı aç bırakılarak soykırım tehdidi altında yaşadığını tüm dünyaya gösterdiler. İsrail Dışişleri Bakanlığı “Selfie teknesi” diyerek Madleen’in Filistin'le dayanışma seferiyle istediği kadar alay etsin, yelkenlide topu topu bir kamyon yükü yardım malzemesi vardı diye küçümsesinler, BM’nin yapamadığını Greta, Yasemin, Rima, Reva, Yanis ve diğerleri yaptı.
İsrail ordusu hiç şaşırtmadı, askerlerin yelkenliye müdahale edeceğini aktivistler biliyordu, görüntüleri yansıtacak şekilde operasyona hazırlanmışlardı. Gazze de biliyordu; Deyr el Balah mülteci kampından gelen Madleen’e teşekkür mesajında “Yolunuz açık olsun, umarız uluslararası toplum 50 gemilik bir filo oluşturup Gazze kuşatmasını yarıp geçer” notu vardı.
Birleşmiş Milletler aylardır umutsuzca aynı uyarı ve çağrıyı yapıyor: Gazze bugün dünyanın en fazla açlık çekilen noktası, çünkü İsrail gıda ve temel ihtiyaç maddelerinin geçişine izin vermiyor.
Çünkü İsrail kabinesi bir tımarhane. Bugün seçime gidilse Knesset’e tek vekil sokamayacak kıytırık partilerden ultra milliyetçi ve köktendinci iki adama rehin düşmüş Netanyahu yönetiminde bir tımarhane. Yolsuzluk nedeniyle yüksek yargının nefesi ensesinde koltuk kaygısıyla ipleri iki “siyaseten deliye” teslim etmiş bir Netanyahu söz konusu. Adamlardan biri Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir, diğeri Maliye Bakanı Bezalel Smotriç. İdeolojik deliliklerine delalet çok fazla kanıt var; üstelik radikal dinci ve yeminli Filistin düşmanı Smotriç, hükümetin baş ideoloğu pozisyonunda.
Smotriç ideolojisi; 2 milyon Filistinliyi aç bırakarak ölüme mahkum etmek, ölmeyenlerin tamamını Gazze’den sürerek Ürdün’den Akdeniz’e uzanan Büyük İsrail’i kurmak! Bunun tanrı buyruğu olduğuna inanıyor ve “Gazze’nin tek bir Filistinli kalmamacasına dünyada eşi benzeri görülmemiş bir enkaz yığınına dönmesi gerektiğini” açık açık söylüyor. Savaş stratejisini o çiziyor, Gazze’nin güney ucunda kıstırılacak Filistinlilerin çaresiz kalınca başka yerlerde yeni bir hayat kuracaklarını ve İsrail’in o zaman Batı Şeria’da egemenlik ilan edeceğini anlatıyor.
İşin en acı tarafı, “Nehirden denize özgür Filistin” sloganını antisemitizm olarak gören Batı, aynı coğrafyayı kast eden ve şu an hayata geçirmek amacıyla insanların katledildiği “Ürdün’den Akdeniz’e büyük İsrail” (Batı Şeria’dan Gazze Şeridi’ne) projesinde Filistin düşmanlığını görmek istemiyor.
YERLEŞİMLERLE FİLİSTİN’İ BOĞMAK
Bundan 20 yıl önce iç istihbarat servisi Şin Bet takibinde hapse atılan bir terör şüphelisi olan Bezalel Smotriç bugün para musluğunun başındaki bakan olarak Filistin Yönetimi’ne gidecek vergilere el koyabiliyor, Batı Şeria’yı boğmak üzere kurulacak yeni yerleşimlere bütçe çıkarıyor. Smotriç’in aldığı kararları Netanyahu uyguluyor. Daha geçen hafta, 22 yeni yerleşimin kurulacağını açıkladı Smotriç – bir Filistin devletinin kurulmasını engelleyecek şah mat hamlesiymiş! Kendisi de karısı Revital ve yedi çocuğuyla birlikte Batı Şeria’daki illegal bir yerleşimde yaşıyor. Smotriç’in kabineye adım attığı günden bu yana radikal yerleşimciler Batı Şeria’nın yüzde 12’sini daha kontrol altına aldı.
Anketlere göre gelecek seçimde meclis dışında kalacak, dar kapsamlı bir radikal dinci tabana dayalı partinin lideri Smotriç’in nüfuzu 7 Ekim’deki Hamas saldırısından sonra başlamış değil. Netanyahu 2022 seçiminde, yargıdan kaçmak için iktidara gelmekten başka seçeneği olmadığı için umudunu Ben-Gvir ile Smotriç’e bağlamıştı; ikisini de listesine aldı. Böylelikle sağ oylar bölünmeyecekti. Böylelikle ikisi de bakan oldu ve her türlü delilik için meydanı boş buldular. Netanyahu yine bu ikisi sayesinde Hamas saldırısına ilişkin soruşturma açılmasını engelliyor. Ben-Gvir ve Smotriç’in yeterli seçmen tabanı yok ama Netanyahu’nun iktidara tutunmak için gelecek seçimde ikisini de yine listesine alması bekleniyor. Yorumculara göre Ben-Gvir genelde holigan gibi davranan daha az zararlı bir figür, Smotriç ise işlek zekasıyla daha tehlikeli.
Smotriç, 2015’te Knesset’e girdiği ilk günden beri nefret diliyle demokratik toplumun tepkisini çekiyor. Homofobik olmaktan gurur duyduğunu, orduda kadınlara yer olmadığını söylüyor, meclisteki Arap vekilleri “düşman” ve “terör sevici” diye tanımlıyor. Hamas’ın Gazze’de iktidara gelmesini de Filistinliler arasında bölünme bakımından kazanç görüyordu.
Maliye Bakanı olarak finans politikalarını da dinci tonda dile getiriyor; “Tevrat’a tam riayet ettiğimiz gün refaha ve tüm nimetlere kavuşacağız” diyor. Yakından inceleyen analistlere göre Smotriç, demokrasiyi geçici bir durak olarak görüyor. Ultra milliyetçi ve köktendinci planlarını hayata geçirmek için Gazze savaşı Smotriç’e nimet oluyor. Onun baskısıyla 150 bin Filistinlinin İsrail’deki çalışma izinleri iptal ediliyor, İsrail askeri mülteci kamplarına giriyor, BM’nin Filistinlilere yardım örgütü UNRWA’ya yasak getiriliyor.
TERÖR ŞÜPHELİSİ NASIL BAKAN OLDU
Golan Tepeleri’ndeki bir yerleşimde radikal bir hahamın oğlu olarak dünyaya gelen Smotriç, Kudüs’te Ortodoks Yahudilerin yetiştiği Mercaz HaRav Kook okulunda Talmud eğitimi görüyor. Aidiyetine dair ilk işareti 2005’te, İsrail’in Gazze’den çekildiği dönemde veriyor. Ariel Şaron hükümetinin kararıyla Gazze’deki yerleşimler direniş karşısında asker zoruyla boşaltılıp imha ediliyor.
Bu operasyondan iki ay önce Smotriç dahil beş kişilik bir grubun telekomünikasyon altyapısı ve bir otoyola yönelik saldırı planladığı istihbaratı Şin Bet’e ulaşıyor. Grubun hedefi ülkede büyük bir kaosa yol açarak Gazze’den çekilme planını engellemek. Grup üyeleri tutuklanıyor, ancak üç hafta boyunca eylem planlarıyla ilgili tek kelime çıkmıyor ağızlarından. Şin Bet, istihbarat kaynaklarını açıklama yetkisine sahip olmadığı için savcılık dava açamıyor ve Smotriç’le arkadaşları serbest bırakılıyor.
Smotriç yıllar sonra, sırf bu olay nedeniyle hukuk okuduğunu söylüyor. İsrail devletinin Gazze’den çekilerek “30 yıllık çalışmayı bir hafta içinde heba ettiği” şikayetinde bulunuyor. Smotriç’in bakış açısıyla yerleşimcilerin Gazze’den çıkarılması düpedüz deportasyon! Bu yüzden de şimdi başta Guş Katif, Gazze’deki yerleşimleri yeniden kurmanın hayali peşinde radikal dinciler. Filistinlileri açlıktan öldürme pahasına…
