Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Seçim kampanyası değil hayvanat bahçesi

        Amerikan seçim kampanyasının tartışma konuları dönüp dolaşıp hayvanlara kilitleniyor; kediler, köpekler, inekler, maymunlar, keçi ve atlar. Dünyada örneği yok ve hikayelerin bir tanesi bile hayvan sevgisi, hayvanların şirinliği üzerine değil. Trump’ın son propaganda kozu, “Kamala seçilirse bütün inekleri öldürtecek, halkı et yemekten kesecek” şeklinde mesela. Ama herşey, Cricket adlı bir köpeğin acıklı hikayesiyle başlıyor… Sadece “acıklı” diyorum, çöp torbalarından katledilmiş kedi ve köpeklerin çıktığı memlekette, bunun dışında bir hikayeye “trajik” demeye dili varmıyor insanın.

        KÖPEK KATİLİ KADIN

        Geçen gün Trump’ın en tuhaf seçmen buluşması olarak kayda geçen, 39 dakika boyunca Hallelujah’dan Memory’ye muhtelif müzik eşliğinde sahnede yer yer twist hareketleriyle salındığı videoyu tam da eğlenerek izlerken, yanındaki “köpek katili” kadını fark ettim, soğudum. Kadın Güney Dakota Valisi Kristi Noem. Sahnedeki varlık nedeni, town hall tarzı toplantıda halk Trump’a sorularını yöneltirken moderatörlük yapmak.

        Ancak yapamıyor; kalabalıkta iki bayılma vakası, Trump’ın müdahale eden doktorları aşırı övmesi, fenalık geçiren üstü çıplak şişmanca taraftar sedyeyle salondan çıkarılırken seni seviyoruz diye uğurlaması, ardından genelde düğün ve cenazelerin fonunda yükselen Ave Maria’yı (Pavarotti’den) çaldırması ve hızını alamayıp boşverin soru-cevabı müzik dinleyelim diyerek ve ille Y.M.C.A.’den başlayarak Spotify playlistini açtırmasıyla toplantı vodvile dönüşüyor.

        Trump salındı, Vali Kristi Noem eşlik etti
        Trump salındı, Vali Kristi Noem eşlik etti

        Kampanya turunun bazı duraklarında Trump’a eşlik eden Vali Kristi Noem, kendi köpeğini sülün avında işe yaramıyor diye silahla vurup öldürmemiş olsa, bu sahne daha eğlenceli olabilirdi. Dahası, Trump’ın başkan yardımcısı adayı da olabilirdi. Cumhuriyetçilerin en muhafazakar damarından gelen aileden çiftlik sahibi ve tabii silah düşkünü Noem, Trump’ın desteğiyle Güney Dakota Valisi seçilmişti - geçmişinde aynı eyaletin Kar Güzeli ünvanı da var.

        Biden-Harris ikilisine karşı Trump’a yardımcı arayışı sırasında kadın adayların en güçlüsüydü Noem. Ancak aynı günlerde yayınladığı anılarında pointer cinsi dişi köpeği Cricket’i öldürdüğünü itiraf etmesiyle aday listesinden düştü. Köpek henüz 14 aylıktı, Noem’in ifadesiyle terbiye edilemiyordu, saldırgan bir karakteri vardı ve komşu çiftliğin tavuklarına dadanmıştı, ava da yaramadığı için itlafı şart olmuştu. Köpekten nefret ettiğini yazıyordu.

        Sadece Cricket’i değil, kendi deyişiyle “hadım edilmediği için pek huysuz davranan ve iğrenç kokan tekeyi de çocuklarını kovalayıp giysilerini kirlettiği için” silahla vurarak öldürmüştü. İtirafların uyandırdığı dehşet üzerine Kristi Noem, politikada olduğu gibi kırsalın çetin şartlarında da zor kararlar almak gerektiğini açıkladı, hatta aile 25 yıldır çiftlikte yaşayan üç atı da yakın zamanda “uyutmuştu”. “Sanırım daha iyi bir politikacı olsam, gerçekleri açıklamazdım” diyerek kendine cevval ve dobra kadın imajı biçti Noem.

        Kristi Noem, Trump'ın bazı mitinglerine katılıyor
        Kristi Noem, Trump'ın bazı mitinglerine katılıyor

        Trump’ın düşman bellediklerine hakaret niyetine köpek dediği malum, ancak bu kadarı ona bile fazla gelmişti. Trump’a yakın kaynaklar “Kristi’yi çok sever, köpek hikayesi düş kırıklığı oldu. Trump köpek dostu sayılmaz ama yavru köpek katilini seçemeyeceğini de bilir” diye konuşmuştu. Trump’ın bu sözde hakareti kullanım alanı hayli geniş; DEAŞ terör örgütünün başı Bağdadi’ye operasyonu “Köpek gibi öldü. Mükemmeldi, film seyreder gibiydi” sözleriyle ilan etmişti. Daha başkan seçilmeden önce ise Robert Pattinson’ı aldattığı için Kristen Stewart’a doğrudan köpek demişti.

        Biden köpeği Commander ile
        Biden köpeği Commander ile

        Bu arada Biden’ın kurt köpeği Commander’ın, başkanı korumakla görevli Gizli Servis elemanlarını en az 24 kere ısırdığı için Beyaz Saray’dan uzaklaştırıldığı haberiyle oyalandı medya bir süre. Commander’ın nereye gönderildiği meçhul, ancak Kristi Noem’in “uzman” görüşüne göre tehlikeli ve tekinsiz olduğu için öldürülmesi gerekiyordu.

        KEDİLER, MAYMUNLAR, İNEKLER VE PENCERELER (?)

        Neticede Kristi Noem listeden düştü ve Ohio Senatörü JD Vance Cumhuriyetçilerin başkan yardımcısı adayı seçildi. Yani Biden’ın başkan adaylığından çekilmesi öncesinde Kamala Harris’e rakip oldu. Böylece eski defterler açıldı. Vance iki yıl önceki Fox röportajında Kamala Harris ve diğer bazı Demokratlar için “Zavallı hayatlar yaşayan, çocuksuz kedili kadınlar” demiş, bu kadınların kendileri gibi ülkeyi de mutsuz etmek istediklerini söylemişti. Kamala Harris’in kedisi yok, köpeği de yok ama en az bir fotoğraf karesinde köpek sevmişliği var.

        Sonra da Vance’in maymun testislerinin yakılması olayına karıştığı ortaya çıktı. Haber yine iki yıllıktı. Vance’e ait risk sermayesi şirketinin 100 bin dolarlık yatırım yaptığı biyoteknoloji firması AmplifyBio’nun hayvanlar üzerinde ilaç deneyleri sırasında teknik hata sonucu testisleri yanan bir maymun can vermişti. Zaten köpek ve maymunlar dahil hayvanların çoğu zehirli kimyasallara maruz kaldıkları için fazla yaşamıyordu.

        Hayvan deneyleri geride kalmış olsa da Vance’in kedilerle ilgili obsesyonu sürüyordu. Çocuksuz kedili kadınlar lafı eğlence konusu oldu ama adamın takıntısı ırkçı kıvam almaya başlamıştı. Facebook’tan alıntıladığı iddiasına göre Ohio Springfield’deki Haitili göçmenler kedi ve köpekleri yiyordu. Kedi esprilerine bir takım yapay zeka görselleriyle ortak olan Trump da kalktı bu mesnetsiz iddiayı Kamala Harris’le TV düellosuna taşıdı. Kentteki göçmenlere ölüm tehditleri yağmaya başladı.

        Şimdi Trump kampanya duraklarında bu iddiayı sürdürüyor ve başkan seçilince ilk iş Haitili göçmenleri ülkeden süreceğini söylüyor. Oysa o göçmenler, ülkelerindeki yokluk nedeniyle ABD’de geçici koruma statüsü altında oturum ve çalışma hakkına sahip. New York Times’a konuşan göçmen temsilcileri tehditler nedeniyle korku içinde yaşadıklarını, çocuklarını okula göndermekten çekindiklerini söylüyor.

        İnek meselesi ise Trump’ın ikinci başkanlık iddiasında zihinsel sağlığının iyice sorgulanmasına yol açtı. Geçen cumartesi Las Vegas’ta Hispanik seçmenlere hitap ederken, sürekli “Bunlar” diye bahsettiği Demokratların inekleri ve binalardaki pencereleri yasaklamayı planladığını söyledi; “Bunlar deli, bunlar ülkeye çok fena zarar veriyor” dedi. Kamala Harris’in X kampanya hesabından yanıt geldi: Trump’ın kafası fazla karışıktı, hezeyanlar içinde yaşıyordu.

        Biden saf dışı kaldıktan sonra en yaşlı başkan adayı olan 78’lik Trump’ın bunadığı için abuk subuk konuştuğu yorumları yapıldı. Ancak damadı Jared Kushner'in “Trump, aptal olduklarına inandığı için tabanına yalan söylüyor” itirafı da hatırlatıldı.

        Trump inek iddiasını ilk kez öne sürmüyor. Harris’in seçilmesi halinde kırmızı eti yasaklayan yasa getireceğini daha önce de söylemiş; “Bunlar çiftlikleri yerle bir edip, canım ineklerimizi imha edecek. Ben inekleri seviyorum. Bunlar ineklerimizi öldürecek. Sonra da sıra size gelecek” demişti. Aslında mesele iklim kriziyle mücadele amaçlı Yeni Yeşil Mutabakat’la ilgili; 2019’da Demokratların Kongre’deki progresif kanadından Alexandria Ocasio-Cortez’in sunduğu iklim planı tarımsal üretimde fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak sera gazı emisyon hacmini daraltmayı amaçlıyor. Ocasio-Cortez “Plan ineklere dokunmayacak” dese de, dünya alem biliyor ki, karbon ayak izinin küçülmesi için başta ABD bütün zengin ülkelerin daha az kırmızı et yemesi gerekiyor.

        Trump'ın motosikletli ve Fransız buldoglu taraftarları
        Trump'ın motosikletli ve Fransız buldoglu taraftarları

        Siyaset bilimci Darryl Paulson seçime hayvanların karıştırılmasını şöyle değerlendiriyor: “Bu hikayeler tuhaf ve saçma gibi görünse de seçmen üzerindeki etkisi büyük olabilir. Birçok seçmen, hayvanlara verdiği değere göre adayın nasıl bir politikacı olacağına bakar. Hayvanlara saygıyla mı yaklaşıyor, yoksa Noem gibi öldürüp bahçeye mi gömüyorlar. Bu kıstas siyasi kariyeri sona erdirebilir…”

        Bu bakış açısına göre ABD’de hayvana verilen değerin seçim sonucunu belirlemesi gerekir. Pew araştırması Amerikalıların yüzde 62’sinin pet sahibi olduğunu gösteriyor. Ancak, başta Kristi Noem vakası olmak üzere hayvanlara etik davranışta Cumhuriyetçi taraf daha kusurlu olduğu halde 5 Kasım seçimine doğru anketler Harris ile Trump’ı başa baş gösteriyor. Son Reuters / Ipsos anketinde Harris yüzde 45, Trump yüzde 42 bandında. Anketin hata payı yaklaşık dört puan ve delege sisteminde daha yüksek halk oyu kesin galibiyet anlamına gelmiyor.

        Ama ne de olsa Trump, inekleri sevdiğini söylüyor.