Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım 2025 şirketlerin dönüşüm yılı mı?

        Dün açıklanan cari işlemler dengesi son 5 yılın en iyisi. Üst üste 5 ay fazla veren cari denge yılın 10 ayında toplam olarak 36.1 milyar dolardan 3.3 milyar dolara indi. Açık geçen yılın aynı dönemine göre 10’da bir düzeyine indi.

        Yıllık olarak bakıldığında 2023 ekim ayında 46 milyar dolardan bu ekimde 7.7 milyar dolara bir gerileme var.

        ➔Ancak Ticaret Bakanlığı’nın öncü dış ticaret verilerine göre kasım ayında iyileşme tersine dönecek. Hem dış ticaret açığının yeniden büyümeye başlamasından hem de turizm mevsiminin geride kalmasından dolayı.

        ➔Yine de yılı 10 milyar doların altına bir rakamla kapatmak mümkün olacak. Geçen yıl kasım ve aralık aylarında toplamda 4.4 milyar dolarlık açık verilmişti.

        10 milyar dolarlık açık ise Türkiye’nin en kötü koşullarda rahatça finanse edebileceği bir büyüklüktür. Geçen yılki rakam tam 40.4 milyar dolar ile bunun dört katıydı.

        ➔Ayrıca 10 milyar dolar GSYH’nın yüzde 1’inden daha düşüktür. Hem OVP hedeflerinin hem de piyasa beklentilerinin oldukça altındadır.

        AÇIĞI AZALTAN NE?

        ➔Cari açıktaki düşüşte yıl içinde yapılan büyük ölçekli revizyonun etkisi var.

        ➔Bunun yanında dış ticaret açığındaki küçülme de etkili oldu.

        ➔Altın ithalatına getirilen kısıtlama, yatırım malları ithalatının gerilemesi, fiyat düşüşleri nedeniyle enerji ithalatının azalması sonucu toplam ithalat geriledi. Buna karşılık ihracat az da olsa arttı.

        ➔Bir de iyi bir turizm yılı yaşıyoruz ve hizmet gelirleri yükselerek dış ticaretten gelen açığı daha azaltıyor.

        ➔Denilebilir ki cari açıktaki büyük düşüşle kritik bir dönemde ekonominin önemli bir risk kaynağı ciddi oranda küçüldü.

        ➔Dış açığın küçülmesi küresel konjonktürün bozulma eğilimi gösterdiği bir dönemde çok önemli. Çünkü dünyada işler iyi gitmiyor.

        ECB’DEN TEMKİNLİ FAİZ İNDİRİMİ

        ➔50 baz puanlık indirime gitme ihtimali olan Avrupa Merkez Bankası dün faizi ancak çeyrek puan indirdi. Bundan sonraki indirimleri de verilere ve gelişmelere bağladı.

        ➔Banka gelecek yıl için büyüme tahminini de yüzde 1.3’ten yüzde 1.1’e çekti.

        ➔ECB Başkanı Christine Lagarde “ABD’de seçim sonrası karşımıza çıkabilecek politikalar var. Küresel ticaret tarafında daha fazla sürtüşme riski, ihracatı azaltarak ve dünya ekonomisini zayıflatarak Euro bölgesi üzerinde baskı oluşturabilir. Yükselen jeopolitik gerilimlerle enerji fiyatlarında ve navlunda yukarı giden bir süreç yaşanabilir” dedi.

        ➔Özetle ekonomisi resesyonun eşiğinde olmasına rağmen ECB faiz indiriminde temkinli olmayı gerekli görüyor.

        TÜRKİYE’Yİ VE İHRACATI ETKİLER

        ➔Avrupa Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı. Bu pazarın büyüyememesi veya zorluk yaşaması ister istemez bizi de etkiler.

        ➔İhracatı artırmakta pekala zorlanabiliriz. Hem yurtiçinde artan enflasyon ile maliyetlerin yükselmesi şirketlerin rekabetçiliğini azaltacağından hem de dış pazarlar daralacağından dolayı ihracat yerinde sayabilir, hatta gerileyebilir.

        ➔Bu açıdan önümüzdeki dönemde verilecek döviz açığının boyutu ve finansmanı çok önemli hale gelecek.

        Böylesi zorlu bir döneme düşük bir cari açıkla girmek çok önemli bir şans ve fırsat. Türkiye ekonomisini sert inişten koruyabilir.

        ➔Bunun yanında cari açığın küçülmesi, dış kaynak ihtiyacını aynı oranda azaltıcı etki yapacak ve döviz kurlarının kontrol edilmesini kolaylaştıracak.

        ➔Bu da yapısal reformları yapmakta ve maliye politikalarını devreye sokmakta ağır davranan ekonomi yönetimine enflasyonla mücadelede TL’yi değerlendirmeye devam etme olanağı tanıyor. Böyle bir alan açıyor.

        DEĞERLİ TL İLE YOLA DEVAM

        ➔Zaten yavaş da olsa enflasyondaki gerilemede sıkı para politikası ile değerli TL’nin etkili olduğunu görüyoruz.

        2024’ün 10 ayında dolar kurundaki nominal artış yüzde 18 olurken TÜFE yüzde 40, ÜFE yüzde 27 artışta kaldı. Türk Lirası, tüketici enflasyonuna göre yüzde 17, üretici enflasyonu bazında yüzde 11 değerli hale geldi.

        ➔Büyük oranda TL’nin değerlenmesinin etkisiyle kasımda üretici fiyatları tüketici fiyatlarından 18 puan daha düşük kaldı. TÜFE yüzde 47 iken ÜFE yüzde 29’dur.

        ➔Tüketici fiyatları içinde de dış ticarete konu olan mallar grubu yüzde 39 artarken dış rekabete kapalı hizmetler sektörü enflasyonu yüzde 68 düzeyinde gerçekleşti.

        ➔2024 yılında enflasyonla mücadelenin yükü büyük ölçüde Merkez Bankası’nda ve döviz kurunun üzerinde kaldı.

        ➔Şimdi cari açığın son 5 yılın en düşük düzeyine inmesi mevcut kur politikasının sürdürülmesine imkan sağlıyor.

        ➔TL değerli kalmaya devam edebilir.

        REKABETTE ZOR DÖNEM

        ➔Bu durum elbette ihracatçıları ve döviz kazanıcı sektörleri zorlayacaktır. Hatta bazı sektörlerde verimlilik artışını zorunlu kılacak ve konsolidasyonları hızlandıracaktır.

        ➔Türkiye’de artan işgücü maliyetleri de artık ucuz işgücüne dayalı sektörlerin rekabetini iyice zorlaştıracaktır.

        Mecburen katma değerli ürünlere yönelme ya da elenme olacak. Bu açıdan 2025 şirketleri dönüştürücü bir yıl olmaya adaydır.