Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım 2025'te can yakacak vergiler

        TBMM’de görüşülmeye başlanan 2025 yılı Bütçe Tasarısı vergide sıkı bir veri dönemini getiriyor.

        Seçim ve deprem yılı olan 2023’te GSYH’nın yüzde 5,2 düzeyine çıkan bütçe açığının bu yıl hafif bir gerilemeyle yüzde 4,9’a çekilmesi ve gelecek yıl da yüzde 3,1 indirilmesi amaçlanıyor.

        ➔ 2025 yılı bütçe tasarısına göre milli gelire oranla vergi gelirleri yüzde 18.1 çıkacak. Bir yılda yüzde 0.9’luk artışın karşılığı ise yaklaşık 550 milyar veya 13 milyar dolar kadar. Bunu da mükellefler yani özel sektör, bireyler ve şirketler ödeyecek.

        ➔ Bu artışla vergi gelirleri 2025 yılında yüzde 51.7 büyüyecek ve 8 trilyon 335 milyar liradan 12 trilyon 651 milyar liraya çıkacak.

        ORTALAMA ENFLASYON %33,9

        ➔ Vergi artışının yüzde 51.7 olacağı öngörülmesine karşılık gelecek yıl sonunda beklenen tüketici enflasyonu yüzde 17.5.

        ➔ Ancak yıllık ortalama olarak enflasyonun yıl sonunda beklenenin iki katına yaklaşacağı anlaşılıyor. Çünkü TÜFE 2025 yılını yüzde 44-45 gibi yüksek bir düzeyden girecek.

        ➔ Ayrıca milli gelir deflatörü yani bütün mal ve hizmetlerin yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 33.9 tahmin edildi. Bu yıl için deflatör tahmini yüzde 60.9 düzeyinde.

        ➔ Ortalama TÜFE’nin seyrine baktığımızda eylül sonunda yüzde 63.47’ye gelmiş. Yani yıl sonunda ortalama TÜFE ile deflatör artışı birbirine çok yakın çıkabilir.

        ➔ Aslında deflatör, TÜFE sepetinden çok daha kapsayıcı ve gerçekçi bir enflasyon ölçülmesi anlamına geliyor.

        Dolayısıyla gelecek yılla ilgili ücret ve gelir artışı, vergi artışı, faiz beklentisi gibi göstergelerde deflatörün veya yıllık ortalama enflasyonun baz alınması, bununla reel değişim hesaplama yapılması daha isabetli sonuçlar verir.

        GELİR VERGİSİNDE REEL %33 ARTIŞ

        ➔ Buradan hareketle 2025 yılında reel vergi artışı ne diye hesaplayacak olursak yüzde 13’lük bir oranı buluruz. Yani mükelleflerin vergi tutarı reel olarak 7’de bir kadar artacak.

        ➔ Vergi gelirlerinde en çok artış yüzde 154’le BSMV’de olacak. Demek ki bu vergi oranı artırılacak.

        Gelir Vergisi’ndeki artış da yüzde 78.3 olacak. Bu da kayıt dışılıkla mücadele, artacak ücret ve maaş artışlarının vergi dilimlerine daha erken girmesi ya da yeni vergilerle açıklanabilir.

        Yoksa bu yıl yüzde 61’lik ortalama enflasyonda yüzde 73.2 düzeyinde artan Gelir Vergisinin gelecek yıl düşen enflasyona rağmen nasıl olup da yüzde 78 artacağını açıklamak bir hayli zor.

        ➔ Yukarıdaki ortalama enflasyon veya deflatörden arındırdığımızda Gelir Vergisi mükelleflerinin reel yüzde 33 daha fazla vergi ödeyecekleri anlaşılıyor. Ya vergi tabana yayılacak ve yeni mükellefler bulunacak ya da mevcutların yükü artacak.

        ➔ Ancak ne olursa olsun Gelir Vergisi artışı 2025’te çok can yakacak.

        KURUMLAR VERGİSİNDE NİYE MAKUL ARTIŞ?

        ➔ Dahildeki KDV artışı da yüzde 72.6 düzeyinde öngörüldü. Durgun bir ekonomide KDV artışının ortalama enflasyonun artışını ikiye katlaması çok zor. Burada da yeni vergiler gelecek ya da çok sıkı takiple KDV kaçakları önlenecek.

        Kurumlar Vergisi’nde ise yüzde 30’luk makul artış oranı ile yetinildi. Çünkü az önce de belirttik ki, ortalama enflasyon yüzde 33,9 alındı.

        ➔ Demek ki şirketlerin kısıtlı finansman ve durgun ekonomik ortamda faaliyetlerine devam etmeleri ve istihdamı korumaları yeterli görüldü.

        ➔ Çünkü şirketler yeni yılla yükseltilecek asgari ücretin de altından kalkmaları gerekecek.

        ➔ Burada ücretlerin hangi kıstasa göre artırılacağı önemli olacak. Geçmiş enflasyona göre yapılmasını çalışan taraf ister ama bu şirketlere ve enflasyonla mücadeleye zorluk çıkartır.

        ➔ Gelecek enflasyona göre yani yıl sonu beklenen yüzde 17,5’e yapılması da çalışanlara büyük haksızlık olur. Tahminin tutturulması zaten zor. Şimdiden beklenen yüzde 24-25’lik bir yıl sonu enflasyonu.

        ➔ İkisinin ortalaması ise belki de en ideali. Yani geçmiş yıl enflasyonu ile gelecek yıl sonu enflasyonun ortalamasının alınması. Buna göre TÜFE 44-45’ten 24-25’e inecekse ortalaması yüzde 34,5’e gelir.

        EN GERÇEKÇİ BAZ ORTALAMA ENFLASYON

        ➔ Ancak böyle bir ortalamadan daha önemli ve temel olan veri ise 2025 yılı bütün mal ve hizmetlerin ortalama fiyat değişimini gösteren deflatörün kullanılması ki, bu da yüzde 33,9.

        ➔ Bu yıl için 17,002 TL olan asgari ücreti yüzde 33,9 artırdığınızda 22,748 liraya çıkar.

        ➔ Üzerine birkaç puanlık büyüme payı da konulabilir. Yüzde 3 büyüme olacaksa bunun da yansıtılmasıyla asgari ücret artışı 23,430 liraya yükselir. Artış oranı da yüzde 37,8’a gelir.

        ➔ Böyle bir artış aslında devletin harcamalarıyla da uyumlu. Çünkü GSYH’nın yaklaşık dörtte birine varan bütçe harcamaları gelecek yıl yüzde 31,3 düzeyinde artacak. Bu yılki artışın ise yüzde 70,2 gerçekleşmesi bekleniyor.

        ➔ Devlet harcamalarda frene basamadığı içindir ki, milli gelirin dörtte biri, üçte bir oranında büyüyor. Enflasyon da buna paralel gerçekleşiyor.