Merkez Bankası yeni. Para Politikası Kurulu üyeleri ile yaptığı ilk toplantıda faizi 7.5 puan artırarak yüzde 25’e çıkardı.
Politika faizinde üçte birden fazla bir artışa gitmek yaz mevsiminin sonuna yaklaştığımız bu dönemde Türkiye ekonomisinin çok işine yarayacak.
➔Ancak faizi değiştirmenin etkileri tek yönlü değil. Madalyonun diğer yüzü de var. Önce negatif etkilerini ortaya koyalım.
➔Faiz artışı en baştan tüketimi kısıtlayıcı, büyümeyi aşağı çekici, istihdamı azaltıcı yan etkiler doğuracak.
➔TL bazında borçlananların maliyeti, yükselen faiz oranları kadar artacak. En çok borçlananlar devletin Hazinesi ile şirketler.
➔Hazine’nin TL borçlanma maliyeti artacak ama faiz yükselişinin döviz kurunu istikrara kavuşturmasından en büyük yararı da Hazine görecek.
➔Çünkü kamu borçlanmasının üçte ikisi dövize, altına ve enflasyona endeksli. Yükselen faizler bu üç başlık altında yapılan borçlanma maliyetlerini düşürücü etkiye sahip.
KESKİN YOL AYRIMI
➔Nitekim borsada yapılan ilk fiyatlamalar keskin bir yol ayrımına işaret ediyor. Sanayi Endeksi yüzde 3.27 değer kaybederken, Banka Endeksi yüzde 8.46 prim yaptı.
➔Hizmetler Endeksi’nin de yüzde 3.32 değer kaybetmesi döviz kurunun düşmesiyle yakından ilgili. Hizmetler Endeksi’nin içinde turizm, taşıma gibi döviz kazanıcı sektörler ile ticaret var.
➔Faiz artışı iç talebi azaltacak ve ticaret sektörüne pek yaramayacak. Döviz kurunun gerilemesiyle birlikte turizm, taşıma sektörü karlılıklarında düşüş beklenmesi doğal.
➔Faiz artışı normalde bankalara yaramaz. Ama bu sefer farklı. Çünkü faizlerin yükselmesi bankaların gelecek haftadan itibaren vadesi gelen Kur Korumalı Mevduatı, TL mevduata dönüştürmelerini kolaylaştırıyor. Faiz artışının yükünü tek bir bankaya yıkma yerine piyasaların tümü paylaşmış oluyor.
KREDİLER ARTIK AÇILIR
➔Yine politika faiz artışı mevduat ve kredi faiz tabanını yükselterek özel bankaları kredi verebilir hale getiriyor.
➔Politika faizine belli bir rasyo ile bağlı kredi faizlerinin üst sınırı yüzde 37.9’dan yüzde 56.2’ye yükseldi.
➔Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon tahmini ortalama yüzde 58, üst sınır olarak yüzde 62 düzeyinde. Verilebilecek kredi faizi bu açıdan beklenen tepe enflasyona yaklaşmış durumda.
➔Bankalar artık mevduat faizlerini artırarak KKM’den TL’ye dönüşümü teşvik edebilirler, kredi faizlerini mevduat faizlerinin üstüne çıkararak kredi vermeyi kendileri için karlı hale getirebilirler.
➔Bankaların hafta sonu durum değerlendirmesi yapması, KKM’den dönüşlerde stratejilerini belirlemesi ve faiz oranlarını yükselterek kredileri açmaya başlamaları bekleniyor.
➔İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran “Önümüzdeki hafta pazartesiden itibaren krediye erişimin başlayacağını, bu erişimin yıl sonuna doğru kolaylaşacağını” söyledi.
➔Yeni Merkez Bankası yönetiminin bu anlamda faizleri yükseltmesi kredi piyasasındaki kilitlenmeyi açacak.
TL %6.5 DEĞERLENDİ
➔Faiz artışının bir başka önemli etkisi Türk Lirasını değerlendirerek enflasyon beklentilerini kur yoluyla ya da maliyetler kanalıyla dizginlemesi olacak.
➔Nitekim dün TL sepet kur bazında yüzde 6.5 değerlendi. Aralık 2021 sonrasının en güçlü TL değerlenmesini yaşadık.
➔Faizin yükselmesinin bir etkisi de yurt içi talebi azaltması ve enflasyonist beklentileri talep kanalıyla da dizginlemesi.
➔Yükseltilen faizler aynı zamanda çığırından çıkan konut ve gayrimenkul fiyatlarını sakinleştirici ve otomobile yönelik talebi sınırlayıcı etkiye sahip. Bu açıdan barınma sorununun daha kötüleşmesine önleyici rol oynayacak.
➔Faiz artırım kararı için onay alındığını tahmin ediyorum. Alınmadıysa görevden alma ihtimali ile durum kötü demektir.
➔Ancak artırımlar izinli yapılıyorsa, bu durum bundan sonrakiler için geçerli olacak.
➔Dolayısıyla bu faiz artırımı ekonomiyi asgari koşullarda çalıştırır, kilitlenmeyi açarsa sonraki toplantılarda TCMB’nin faiz artırılma gereği azalabilir ya da küçük artırımlarla yetinebilir.
➔Seçime kadar idare etme dönemi olduğunu, nihai kararı siyasi otoritenin verdiğini unutmamak gerekiyor.