Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        TDK Sözlük Göz atmak Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Göz atmak Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?

        Göz atmak ne demek ve ne anlama gelir soruları, edebiyatı sevenler, öğrenciler, öğretmenler daha önce duymadığı kelimeleri araştırmayı sevenler tarafından sık sık merak edilmektedir. Bilindiği gibi, Türkçede her kelimenin mutlaka bir anlamı vardır. Peki, Göz atmak ne demek, ne anlama gelir? Göz atmak kelimesinin kökeni nedir ve kaç farklı anlamda kullanılır? TDK'ya göre, Göz atmak kelimesi anlamı, cümle içinde kullanım örnekleri ve diğer detaylar haberimizde yer alıyor.

        GÖZ ATMAK NE DEMEK, NE ANLAMA GELİR? GÖZ ATMAK KELİMESİ TDK ANLAMI

        • kısa bir süre, fazla dikkat etmeden bakıvermek

        GÖZ ATMAK KELİMESİ CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ

        • Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum.

        GÖZ ATMAK SÖZCÜĞÜ KULLANILAN ATASÖZLERİ VE DEYİMLER

        • ... gözüyle bakmak
        • göz (veya gözünün) kuyruğuyla bakmak
        • göz (veya gözünün) ucuyla bakmak
        • göz açamamak
        • göz açıp kapayıncaya kadar
        • göz açtırmamak
        • göz alabildiğine
        • göz ardı etmek
        • gözaydına gelmek
        • gözaydına gitmek
        • gözaydın etmek
        • göz boyamak
        • göz değmek
        • gözden (veya gözünden) düşmek
        • gözden (veya gözünden) kaçırmak
        • gözden (veya gözünden) kaçmak
        • gözden (veya gözünden) sürmeyi çalmak (veya çekmek)
        • gözden çıkarmak
        • gözden geçirmek
        • gözden gönülden çıkarmak
        • gözden ırak olan gönülden de ırak olur
        • gözden ırak tutmak
        • gözden ırak tutulmak
        • gözden kaybetmek
        • gözden kaybolmak
        • gözden nihan olmak
        • gözden uzaklaşmak
        • gözden uzak tutmak
        • göz dikmek
        • göz doldurmak
        • göz doyurmak
        • göze almak
        • göze batmak
        • göze çarpmak
        • göze diken olmak
        • göze gelmek
        • göze girmek
        • göze görünmek
        • göze görünmemek
        • göz etmek
        • göze yasak olmaz
        • göz gezdirmek
        • göz gördüğünü ister
        • göz göre göre
        • göz görmeyince gönül katlanır
        • göz görür, gönül katlanır
        • göz gözü görmemek
        • göz kamaştırmak (veya almak)
        • göz kaş süzmek
        • göz kesilmek
        • göz kırpmadan
        • göz kırpmak
        • göz kırpmamak
        • göz koymak
        • göz kulak olmak
        • gözle görülür, elle tutulur hâle gelmek
        • gözleri bayılmak
        • gözleri berraklaşmak
        • gözleri buğulanmak (veya bulutlanmak)
        • gözleri çakmak çakmak (olmak)
        • gözleri çivilenmek
        • gözleri çukura gitmek (veya kaçmak)
        • gözleri dolmak (veya dolu dolu olmak)
        • gözleri dönmek
        • gözleri fıldır fıldır etmek
        • gözleri fıldır fıldır olmak
        • gözleri ışıklı (olmak)
        • gözleri kan çanağına dönmek (veya kanlanmak)
        • gözleri kapanmak
        • gözlerinden okumak
        • gözlerinde şimşek çakmak
        • gözlerine inanamamak
        • gözlerine mil çekmek
        • gözlerini bayıltmak
        • gözlerini belertmek
        • gözlerini bitirmek
        • gözlerini devirmek
        • gözlerini fal taşı gibi açmak
        • gözlerini kaçırmak
        • gözlerinin içi gülmek
        • gözlerinin içine kadar kızarmak
        • gözleri parlamak (veya parıldamak)
        • gözleri sulanmak
        • gözleri süzülmek
        • gözleri şıldır şıldır dönmek
        • gözleri takılıp kalmak
        • gözleri velfecri okumak
        • gözleri yaşarmak
        • gözleri yuvalarından (veya evinden) fırlamak (veya uğramak)
        • gözle yemek
        • göz süzmek
        • göz ucuyla görmek
        • göz ucuyla süzmek
        • gözü (veya gözleri) (bir şeyde veya bir şeyin üzerinde) olmak
        • gözü (veya gözleri) açılmak
        • gözü (veya gözleri) dönmek
        • gözü (veya gözleri) kamaşmak
        • gözü (veya gözleri) kararmak
        • gözü (veya gözleri) kaymak (veya kaçmak)
        • gözü (veya gözleri) okşamak
        • gözü (veya gözleri) takılmak
        • gözü (veya gözleri) üstünde kalmak
        • gözü akmak
        • gözü alışmak
        • gözü almamak
        • gözü arkada kalmak
        • gözü bulanmak
        • gözü büyükte olmak
        • gözü çıkasıca
        • gözü dalmak
        • gözü değmek
        • gözü doymak
        • gözü dönesi
        • gözü dumanlanmak
        • gözü dünyayı görmemek
        • gözü gibi sakınmak (veya saklamak veya esirgemek)
        • gözü gibi sevmek
        • gözü gitmek
        • gözü gönlü açılmak
        • gözü görmemek
        • gözü görmez olmak
        • gözü göz değil
        • gözü hiçbir şey görmemek
        • gözü ısırmak
        • gözü ilişmek
        • gözü kalmak
        • gözü kesmek
        • gözü kesmemek
        • gözü kızmak
        • gözü korkmak
        • gözü kör olsun
        • gözüm!
        • gözüm çıksın (veya kör olsun)
        • gözüm görmesin
        • gözün ... görsün
        • gözün aydın!
        • gözünde
        • gözünde (veya gözlerinde) şimşek (veya şimşekler) çakmak
        • gözünde büyümek
        • gözünde büyütmek
        • gözünden (veya gözlerinden) uyku akmak
        • gözünden (veya gözlerinden) yaş (veya yaşlar) boşanmak
        • gözünden kıskanmak
        • gözünde olmamak
        • gözünde tütmek
        • gözüne (veya gözlerine) bakmak
        • gözüne batmak
        • gözüne çarpmak
        • gözüne diken olmak
        • gözüne dizine dursun
        • gözüne girmek
        • gözüne hiçbir şey görünmemek
        • gözüne ilişmek
        • gözüne karasu inmek
        • gözüne kestirmek
        • gözüne sokmak
        • gözüne uyku girmemek
        • gözünü ... hırsı bürümek
        • gözünü (veya gözlerini) açmak
        • gözünü (veya gözlerini) dikmek
        • gözünü (veya gözlerini) duman bürümek
        • gözünü (veya gözlerini) kan bürümek
        • gözünü (veya gözlerini) kapamak
        • gözünü (veya gözlerini) kırpmadan
        • gözünü (veya gözlerini) oymak
        • gözünü açmak
        • gözünü açmak
        • gözünü açmak
        • gözünü ağartmak
        • gözünü alamamak
        • gözünü almak
        • gözünü ayırmamak
        • gözünü bağlamak
        • gözünü çıkarmak
        • gözünü daldan budaktan (veya çöpten) esirgememek (veya sakınmamak)
        • gözünü doyurmak
        • gözünü dört açmak
        • gözünü gözüne dikmek
        • gözünü hırs bürümek
        • gözünü karartmak
        • gözünü kin bürümek
        • gözünü korkutmak
        • gözünün (veya gözlerinin) içine bakmak
        • gözünün bebeği gibi sevmek
        • gözünün çapağını silmeden
        • gözünün içine baka baka
        • gözünün önüne gelmek
        • gözünün önünü görmemek
        • gözünün üstünde kaşın var dememek
        • gözünün yaşına bakmamak
        • gözünü sevda (veya aşk) bürümek
        • gözünü sevdiğim
        • gözünü seveyim
        • gözünü toprak doyursun
        • gözünü üstünden ayırmamak
        • gözünü yıldırmak
        • gözünü yummak
        • gözünü yummak
        • gözü olmak
        • gözü olmamak
        • gözü sönmek
        • gözü su içmemek
        • gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz
        • gözü toprağa bakmak
        • gözü tutmak
        • gözü uyku tutmamak
        • gözü yememek
        • gözü yılmak
        • gözüyle (veya gözleriyle) tartmak
        • gözüyle görmek
        • göz var, izan var
        • göz yıldırmak
        • göz yummak
        • göz yummamak
        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa