Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        TDK Sözlük El Ne Demek, Ne Anlama Gelir? El Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?

        Günlük hayatta karşılaştığınız veya daha önce hiç duymadığınız kelimelerin anlamlarını öğrenerek merakınızı giderebilir, kelime hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz. Kullanım alanı ve kökeni ile önemli kelimelerden biri olan El sözcüğünün hangi anlamları taşıdığı merak ediliyor. Peki, El kelimesi ne demek, hangi anlama gelir? TDK’ya göre El ne demek ve kökeni nedir? Detaylar haberimizin devamında bulunuyor.

        EL NE DEMEK, NE ANLAMA GELİR? EL KELİMESİ TDK ANLAMI

        • Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü
        • Sahiplik, mülkiyet
        • Kez, defa
        • İskambil oyunlarında oynama sırası
        • İskambil oyunlarında her bir tur
        • Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü

        El kelimesi, Türkçede gün içerisinde kullanılan kelimeler arasında bulunmaktadır.El kelimesi TDK anlamı şu şekildedir;

        EL KELİMESİ CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ

        • El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk
        • Elimdeki bütün parayı bu eve yatırdım.
        • İki el silah sesi duyuldu.
        • Kış geceleri arkadaşlar arasında bir el poker çevirmek de keyiftir.
        • Kapı eli.

        EL KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK CÜMLELER

        • el alışkanlığı
        • el altında
        • el altından
        • el arabası
        • el ayası
        • elbasan tavası
        • el bezi
        • el birliği
        • el bombası
        • el çabukluğu
        • el çantası
        • el değirmeni
        • el duşu
        • el ele
        • el emeği
        • elense
        • el erimi
        • el erki
        • elezer
        • el falı
        • el feneri
        • el freni
        • el havlusu
        • el ilanı
        • el işçiliği
        • el işi
        • el kantarı
        • el keseri
        • el kılavuzu
        • el kiri
        • el kitabı
        • el notu
        • el oltası
        • elöpen
        • el sabunu
        • el sanatları
        • el sözlu00fcğu00fc
        • el şakası
        • el tası
        • el telefonu
        • el telsizi
        • el topu
        • el ulağı
        • el uzluğu
        • el yatkınlığı
        • el yazısı
        • el yazması
        • el yordamıyla
        • elde bir
        • elden ele
        • eli açık
        • eli ağır
        • eli ayağı du00fczgu00fcn
        • eli bayraklı
        • elibelinde
        • eli belinde
        • eli bol
        • eli boş
        • eliböğru00fcnde
        • eli böğru00fcnde
        • eli çabuk
        • eli dar
        • eli geniş
        • eli hafif
        • eli koynunda
        • eli kulağında
        • eli mahku00fbm
        • eli maşalı
        • elimsende
        • eli nimetli
        • eli selek
        • eli sıkı
        • eli sopalı
        • eli şakağında
        • eli yatkın
        • eli uz
        • eli uzun
        • eli yatkın
        • eli yordamlı
        • eli yu00fcreğinde
        • eli yu00fczu00fc du00fczgu00fcn
        • eli yu00fczu00fc temiz
        • eline ağır
        • eline ayağına çabuk
        • eline çabuk
        • elinin köru00fc
        • azel
        • art elden
        • havvaanaeli

        EL SÖZCÜĞÜ KULLANILAN ATASÖZLERİ VE DEYİMLER

        • ... elinden çıkmak
        • el (veya elini) uzatmak
        • el (veya elini) yakmak
        • el açmak
        • el almak
        • el atmak
        • el ayak (veya etek) çekmek
        • el ayak çekilmek
        • el bağlamak
        • el basmak
        • el bebek gül bebek
        • el bende!
        • el çekmek
        • el çektirmek
        • el çırpmak
        • elde (veya elinde) olmamak
        • elde avuçta (bir şey) kalmamak
        • elde avuçta (ne varsa)
        • elde etmek
        • el değiştirmek
        • el değmemek
        • elde kalmak
        • eldeki yara, yarasıza duvar deliği
        • elden ağza yaşamak
        • elden ayaktan düşmek (veya kesilmek)
        • elden bırakmamak (veya düşürmemek)
        • elden çıkarmak
        • elden çıkmak
        • elden geçirmek
        • elden gel!
        • elden geldiği kadar
        • elden gelmemek
        • elden gitmek
        • elden kaçırmak
        • elden kaçmak
        • elden ne gelir?
        • elde tutmak
        • el dokunulmamak
        • ele alınır
        • ele alınmaz
        • ele almak
        • ele avuca sığmamak
        • ele bakmak
        • ele geçirmek
        • ele geçmek
        • ele gelmek
        • el elde baş başta
        • el elden kalmaz, dil dilden kalmaz
        • el elden üstündür (ta arşa kadar)
        • el el ile, değirmen yel ile
        • el eli yıkar, iki el yüzü
        • el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz
        • el el üstünde oturmak
        • el ermez, güç yetmez
        • el etek öpmek
        • el etek tutmak
        • el etmek
        • ele vermek
        • eli (veya elleri) armut devşirmek
        • eli alışmak
        • eli altında olmak
        • eli ayağı (olmak)
        • eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak
        • eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak)
        • eli ayağı titremek
        • eli ayağı tutmak
        • eli aza varmamak
        • eli boş çıkmak
        • eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek)
        • eli boş gelmek
        • eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak)
        • eli değmek
        • eli dursa ayağı durmaz
        • eli ekmek tutmak
        • eli eline değmemek
        • eli ermek
        • eli ermez gücü yetmez
        • eli genişlemek
        • eli gitmek
        • eli harama uzanmak
        • eli işe yatmak
        • eli kalem tutmak
        • eli kırılmak
        • eli kırılsın!
        • eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak)
        • eli kolu bağlı durmak
        • eli kurusun!
        • elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi
        • elinde ... var
        • elinde avucunda nesi varsa
        • elinde bulunmak (veya olmak)
        • elinde büyümek
        • elinde kalmak
        • elinden
        • elinden (bir şey) düşmemek
        • elinden (bir şeyi) düşürmemek
        • elinden almak
        • elinden bir iş (veya şey) gelmemek
        • elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak
        • elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak
        • elinden geleni yapmak
        • elinden gelmek
        • elinden hiçbir şey kurtulmamak
        • elinden iş çıkmamak
        • elinden iyi iş gelmek
        • elinden kan çıkmak
        • elinden kurtulmak
        • elinden tutmak
        • elinde olmak
        • elinde olmak
        • elinde patlamak
        • elinde tutmak
        • eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık
        • eline almak
        • eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek)
        • eline ayağına üşenmemek
        • eline bakmak
        • eline doğmak
        • eline düşmek
        • eline erkek eli değmemiş olmak
        • eline eteğine doğru
        • eline eteğine sarılmak
        • eline fırsat geçmek
        • eline geçmek
        • eline kalmak
        • eline su dökemez
        • eline tutuşturmak
        • eline yüzüne bulaştırmak
        • elini arı kovanına sokmak
        • elini ayağını (veya eteğini) kesmek (veya çekmek)
        • elini ayağını öpeyim
        • elini belli etmek (veya göstermek)
        • elini çabuk tutmak
        • elini kana bulamak (veya bulaştırmak)
        • elini kolunu bağlamak
        • elini kolunu sallaya sallaya gelmek
        • elini kolunu sallaya sallaya gezmek
        • elini kulağına atmak
        • elinin altında (olmak)
        • elinin hamuruyla erkek işine karışmak
        • elinin tersiyle çarpmak
        • elinin tersiyle itmek
        • elini oynatmak
        • elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
        • elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak
        • elini sürmemek
        • elini taşın altına koymak (veya sokmak)
        • elini veren kolunu alamaz
        • elini vicdanına koymak
        • elinle ver, ayağınla ara
        • eli olmak
        • eli para görmek
        • eli silah tutmak
        • eli varmamak (veya gitmemek)
        • eli yatmak
        • eliyle koymuş gibi
        • el kadar
        • el kaldırmak
        • el katmak
        • el koymak
        • ellerde gezmek
        • elleri (veya ellerin) dert görmesin
        • ellerim yanıma gelsin
        • eller yukarı!
        • elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak
        • elle tutulur
        • elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır)
        • elle tutulur tarafı olmamak
        • el ovuşturmak
        • el öpenlerin çok olsun!
        • el öpmek
        • el öpmekle ağız aşınmaz
        • el pençe
        • el pençe divan
        • el pençe divan durmak
        • el sıkışmak
        • el sıkmak
        • el sürmemek
        • el tazelemek
        • el terazi, göz mizan
        • el tutmak
        • el üstünde tutmak
        • el vergisi, gönül sevgisi
        • el vermek
        • el vurmamak
        • el yarası onulur, dil yarası onulmaz
        • el yıkamak
        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa