Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

HT MASA ekibi, bu hafta rol aldıkları reklam filmleri sert eleştiriye uğrayan Özcan Deniz ile Sıla’yı, Mahsun Kırmızgül’ün arkadaşının düğününde sevgilisiyle ilk kez el ele poz vermesini, Ebru Şallı ve Sinan Akçıl’ın yılan hikâyesine dönen ilişkisini, Yalçın Menteş’in yaşadığı maddi ve sağlık sorunları ekseninde diğer sanatçıların maddi durumlarını ve oyuncular sendikasının işlevlerini masaya yatırdı...

‘Yorumlara kulaklarını tıkamış tam yol ilerliyor’

Özcan Deniz ile Sıla, Coca Cola reklamında oynadı, danslarından, şarkı söylemelerine kadar beğenilerin yanı sıra ağır eleştirilerin de hedefi oldular. Reşat Balcıoğlu: Bu kadar eleştirilmelerine bir anlam veremiyorum. Her sanatçının kendine has tarzı ve imajı var. Özcan Deniz neden eleştiriliyor arkadaş? Özcan Deniz’in de Sıla’nın da başarılı bir iş çıkardıklarını söyleyebilirim. Neticede oyunculara hangi karakterleri yüklerseniz onları ortaya koyarlar. Hayranları da bunu benimser. Bu ürünü yalnızca Etiler’de, Nişantaşı’nda oturan insanlar almıyor. Erzurum’daki, Adana’daki vatandaş da tüketiyor. Zaten reklamın bu kadar çok konuşulmasından hedefine ulaştığı sonucuna rahatlıkla varabiliriz. Özcan’ı ağa ve mafya rollerinde görmeye alışık insanlar bu reklam karakteri sakil durmuş diye eleştiriyorlar. Ben bu eleştirilere katılmıyorum. Gayet başarılıydılar, tebrik ediyorum. Tayfun Topal: Özcan Deniz bu memlekette ne yapsa bir kulp takılıyor. Deniz, son derece önemli bir ürünün reklam filminde oynuyor. Kendisine yapılan eleştirileri yersiz ve kasıtlı buluyorum. Adam hem şarkıcı, hem besteci, hem oyuncu, hem yönetmen. Adamın on parmağında on marifet var. Rol aldığı diziler reyting rekoru, sinema filmleri de gişe rekoru kırıyor. Kendisine yapılan eleştirileri yersiz ve kasıtlı buluyorum. Nedendir bilinmez ama bir grup kılıf uydurmaktan zevk alıyor. Esin Övet: Ben bu konuda çok yazdım. Hatta bana birkaç kişi “Özcan’a yalakalık mı? yapıyorsun?” diye eleştirdi. İyi de neden yalakalık yapayım. 20 yıldır Özcan Deniz’in nereden nereye geldiğini biliyorum ve onu ayakta alkışlıyorum. Eleştiren insanlar da sanki kraliyet soyundan gelmişler hiçbir şeyi beğenmiyorlar. Ayrıca kalite ayarını kim belirliyor? Sıla kaliteli, Özcan kalitesiz. Özcan kaliteli Sıla kalitesiz. İyi de kim veriyor bu kalite kontrol belgesini! Bir kere Özcan Deniz’in yaptığı her iş tutmuş, çizgisini her işinde yukarıya taşımış bir isim. Bu kadar eleştirilmesi çok saçma geliyor. Adamın her yaptığı iş ilk önce eleştirilecek. Yok türkücüden yönetmen olur mu, yok türkücüden bilmem ne olur mu? Bu sığ bir eleştiriden başka bir şey değildir. Bizim insanımızın kendi insanının başarılarını takdir etmeme gibi bir bilmişliği var. Bundan kaynaklanıyor. Ama ben Özcan’ı çok taktir ediyorum. O bu konularla hiç ilgilenmiyor ve tam yol ilerliyor. Farkındaysanız yapılan yorumlara kulaklarını tıkamış tam yol ilerliyor. Kadir Kaymakçı: Ben işin Özcan Deniz olmamış, Sıla olmuş tarafında değilim! Alan razı, satan razı onların bileceği iş sonuçta. Ben neden bu ülkede özgün bir fikir ortaya çıkmıyor, ona takılıyorum. Özcan Deniz’i Sıla’yı buluşturuyorsun gidip Bollywood’dan fikir ithal ediyorsun. Sonra da adamların yaptığının fersah fersah uzağında vasat bir iş ortaya koyuyorsun. Kopya çekiyorsun sınıfta kalıyorsun! Bülent İpek: Bu reklam filmi benzer senaryoyla birçok ülkede çekilmiş. Yayınlandığı ülkenin Sıla’sı ve Özcan Deniz’i olan ünlüler oynuyor. Yani markanın global senaryosu bu. Seyirci ve tüketici gözüyle baktığımda eğlenceli buldum, hatta Özcan Deniz’i Sıla’dan daha çok yakıştırdım. Ama reklam sektörünün profesyonelleri pek beğenmemiş. Sektörün beğenmemesinin pek anlamı yok. Reklam filmi yaz boyunca yayınlanırsa piyasa araştırmaları olumlu çıkmıştır, yok eğer bir süre sonra yayından kalkarsa halkta karşılığını gerçekten bulamamıştır. Bekleyip göreceğiz. Bizim sanatçılarımız da artık olumsuz eleştirilere alışsın. Telefonlara sarılıp eleştiri lobisi yapmaya gerek yok. Film gösterimlerinde de iyi yazacak yazarları çağırıyorlar. Olumlu yazınca sanki gişe patlaması oluyormuş gibi.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ