"Yenilenebilir enerjiler en ucuz elektrik enerjisi halini aldı"

Hakman, devamla şunları kaydetti:

"19. yüzyıl dediğimiz enerji yapısı, elektriğin, merkezi birtakım noktalarda ağırlıklı olarak fosil yakıtlara dayanarak üretilmesi ve bir şebeke yoluyla tek yönlü olarak en uzaktaki tüketiciye kadar ulaştırılması... 19. yüzyılın sonunda elektriğin geniş anlamda kullanılmaya başlanılmasından itibaren geçtiğimiz yıllara kadar enerji sisteminin yapısı değişmedi. Tarihsel olarak baktığımızda, önemli olan arz güvenliği... İnsanların elektriğe kesintisiz olarak ulaşabilmesi... Türkiye'de biz bunu günde 4-5 saat elektrik kesintileri ile yaşadık. Küresel olarak da kaygı, arz güvenliği ve elektriğe ulaşım kaygısıydı. Daha sonra işin ekonomi tarafı girdi."

- "Alman hükümeti, 2030 için beklentilerini yüzde 65'e çıkartacak"

Agora Energiewende Direktörü Dr. Patrick Graichen de 20 yıl önce Almanya'nın yenilenebilir enerjiye enerji karmasında vereceği oranın yüzde 5 olabileceğinin söylendiğini, geçen yıl bunu yüzde 36'ya çıkardıklarını belirterek, "Buradan şunu anlıyoruz; teknoloji ve beklentiler geçtiğimiz 20-25 yılda inanılmaz ilerleme kaydetti." dedi.

Graichen, asıl başarının, güneş ve rüzgar enerjisinin maliyetinin ciddi oranda düşmesinde görüldüğünü ifade ederek, "Dünyanın pek çok bölgesinde bu 2 enerji kaynağı elektriğin en ucuz formu ve Alman hükümeti, yakın zamanda, 2030 için beklentilerini yüzde 65'e çıkartacak. Yani önümüzdeki 12 yıl içerisinde enerji karmamızın 3'te ikisi artık yenilenebilir enerjiden gelecek." diye konuştu.

2013'ten beri her yıl yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların giderek arttığını ve diğerlerinin toplamından çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Graichen, "Petrol, kömür ve nükleer santrallere harcanandan daha çok yatırım yenilebilir enerjiye yapılıyor." dedi.

- "Enerji verimliliği eylem planının açıklanması 2023'e kadar ümit verici"

SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi Direktörü Dr. Değer Saygın ise dünyada yeni bir enerji dönüşümünün başladığını ifade ederek, Türkiye'nin de enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji teknolojilerinde enerji dönüşümünün bir parçası olmaya başladığını söyledi.

Saygın, "Baktığınız zaman bu teknolojiler Türkiye'nin enerji, iklim, politika, hedef ve stratejilerinin tam ortasında yer alan teknolojiler... Tamamıyla bir enerji dönüşümüne erişmek istiyorsak Türkiye, en öncelikli arz güvenlikli politika sağlama, daha çevreci, daha sürdürülebilir ve daha az maliyetli bir enerji sistemine geçilmesi için önümüzde duran hedeflerden çok daha fazlasını başarmak durumunda." ifadelerini kullandı.

Enerji verimliliği gibi çok güzel bir eylem planının açıklandığını hatırlatan Saygın, "Bu çok ümit verici... Fakat tamamıyla bir enerji dönüşümü gerçekleştirilmesi için bunlardan daha fazla yol katetmemiz gerekiyor." dedi.

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Sayers, enerji üzerine yapılacak araştırmaların aydınlatılmış iş birliğine ihtiyacı olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"O yüzden Sabancı Üniversitesi, enerji alanında erken dönemde çalışmalarına başladı. Ayrıca, enerjinin hem akademik hem siyasi tarafına vurgu oluşturdu. Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi kuruldu. Sektördeki liderleri politika oluşturmak için bir araya getirdi. Nihayetinde Türkiye ve bölge arasında bir politika geliştirme merkezi haline geldi. Eğitim tarafına baktığımızda fakülteler arası Sabancı Üniversitesi'nde başlatılan ilk ders Enerji Tedarik Zinciri, Ekonomi ve Jeopolitik dersiydi."

European Climate Foundation Üst Yöneticisi (CEO) Prof. Laurence Tubiana da ekonominin geleneksel ülkelerde içeriden değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Tubiana, 2015 yılında yenilebilir enerji maliyetlerinin düştüğünü bildiklerini ifade ederek, "Düşmeye de devam etti. Artık daha fazla teknolojimiz var." dedi.