İnterneti kim icat etti, kim buldu? İnternet ne zaman, nerede icat edildi?
İnternet, dünya genelinde milyonlarca bilgisayarı ve cihazı birbirine bağlayan dev bir iletişim ağıdır ve temel çalışma mekanizması, verilerin küçük paketler hâlinde iletilip alıcıda yeniden birleştirilmesi prensibine dayanır. Kullanıcı bir internet tarayıcısına bir web adresi yazdığında, bu istek önce bir DNS sunucusuna yönlendirilir; burada yazılan adresin karşılık geldiği IP numarası bulunur. Daha sonra bu IP üzerinden veri, hedef sunucuya yönlendirilir. Veri gönderilirken, bilgiler küçük parçalara bölünür ve bu veri paketleri, ağ üzerinde en uygun yolu izleyerek karşı tarafa ulaşır.
Her paket, varış adresi ve sıra numarası gibi bilgiler içerdiğinden, varış noktasında doğru sırayla birleştirilip eksiksiz bir içerik oluşturulur. Bu veri akışı, TCP/IP adı verilen protokoller aracılığıyla yönetilir. TCP (İletim Denetim Protokolü), verilerin düzgün iletilmesini sağlarken; IP (İnternet Protokolü), paketlerin hangi adrese gönderileceğini belirler. Bu sistem sayesinde video izlemek, e-posta göndermek, dosya indirmek ya da sosyal medya kullanmak gibi işlemler eş zamanlı ve güvenli şekilde yapılabilir. Peki, interneti kim icat etti? İnternetin mucidi kim?
İNTERNETİ KİM BULDU?
İnternetin bugünkü hâline ulaşması, uzun yıllara yayılan teknik gelişmelerin ve bilimsel araştırmaların bir sonucudur. Temelleri 1960’lı yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri’nde atılmıştır. Soğuk Savaş döneminde güvenilir ve merkezi olmayan bir iletişim ağına duyulan ihtiyaç, bu fikri doğuran temel etkenlerden biridir. İlk adım, askeri ve akademik kurumlar arasında veri paylaşımını mümkün kılan ARPANET adında bir sistemin kurulmasıyla atılmıştır. Bu sistem, farklı bilgisayarların birbirine bağlanarak veri alışverişi yapabilmesini sağlamıştır.
İlk bağlantı 1969 yılında iki üniversite arasında gerçekleştirilmiş ve veri başarıyla aktarılmıştır. Bu dönemde kullanılan yöntemler oldukça basitti; sadece metin tabanlı komutlar üzerinden işlem yapılabiliyordu. Ancak bu ağın sunduğu potansiyel, zamanla araştırmacılar tarafından genişletildi. 1970’li ve 1980’li yıllarda veri paketlerinin nasıl yönlendirileceği, bilgilerin nasıl parçalanıp yeniden birleştirileceği gibi konularda yeni protokoller geliştirildi. Bu protokoller, farklı bilgisayar sistemlerinin birbiriyle iletişim kurmasına olanak tanıdı. 1980’lerin sonunda doküman, görsel ve bağlantı içeren bilgi kümelerinin aktarımı mümkün hâle geldi.
İnternetin en büyük sıçraması ise 1990’lı yıllarda, web tarayıcılarının ve adresleme sistemlerinin ortaya çıkmasıyla yaşandı. Bu sayede kullanıcılar, metin yazarak değil, tıklayarak bilgiye ulaşabilir duruma geldi. Dolayısıyla interneti bulan tek bir kişi değil, onlarca araştırmacı, mühendis ve akademisyen vardır. Ancak sistemin ilk temelleri Amerika’da oluşturulmuş, ardından tüm dünyaya yayılmıştır. Bu teknoloji, iletişimden eğitime, ticaretten bilime kadar her alanda büyük bir dönüşüm yaratmış, bilgiye erişimi tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde kolaylaştırmıştır.
İNTERNET NEREDE İCAT EDİLDİ?
İnternetin icadı, 20. yüzyılın ortalarında Amerika Birleşik Devletleri’nde başlatılan bir dizi askeri ve akademik proje sayesinde gerçekleşmiştir. Bu teknolojinin ortaya çıkış noktası, ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı Gelişmiş Araştırma Projeleri Ajansı (ARPA) tarafından geliştirilen ARPANET adlı sistemdir. 1960’lı yıllarda, olası bir nükleer saldırı durumunda iletişimin tamamen kesilmesini önlemek amacıyla merkezi olmayan bir veri ağı kurulması hedeflendi. Bu amaç doğrultusunda geliştirilen ARPANET, farklı bilgisayarların birbirine bağlanarak veri aktarımı yapmasını sağladı ve 1969 yılında ABD’deki dört üniversite arasında ilk başarılı bağlantı kuruldu.
Bu ilk iletişim denemesi, Kaliforniya Üniversitesi ile Stanford Araştırma Enstitüsü arasında gerçekleştirildi. Başlangıçta sadece metin tabanlı veri aktarımı mümkünken, zamanla protokoller geliştirildi ve sistem büyüyerek daha fazla kurumu kapsayan bir yapıya dönüştü. Özellikle 1970’li yıllarda geliştirilen TCP/IP protokolü, bugün hâlâ internetin temelini oluşturan veri aktarım sistemini mümkün kıldı. Tüm bu gelişmelerin merkezinde Amerika Birleşik Devletleri yer aldı; hem teknik altyapı hem de bilimsel çalışma ortamı bu ülkede sağlandı.
Dolayısıyla internetin doğduğu yer olarak ABD kabul edilir. Bu sistem, ilk etapta sadece üniversiteler, laboratuvarlar ve askeri birimler arasında kullanılsa da, zamanla sivil kullanıma açıldı ve küresel ölçekte yaygınlaştı. Bugün dünya genelinde milyarlarca insanın bağlandığı internetin çıkış noktası, 1960’ların sonlarında Amerika’daki araştırma merkezlerinde kurulan o ilk ağ yapısıdır. Bu nedenle internetin gelişiminde birçok ülke rol oynasa da, temelleri açık biçimde Amerika Birleşik Devletleri’nde atılmıştır.
İNTERNET NE ZAMAN İCAT EDİLDİ?
İnternetin icadı, tek bir tarihle sınırlı olmayacak kadar uzun bir süreçte şekillenmiş olsa da, ilk işlevsel adım 1969 yılında atılmıştır. Bu yıl, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı’na bağlı Gelişmiş Araştırma Projeleri Ajansı (ARPA) tarafından geliştirilen ARPANET sistemi üzerinden ilk başarılı veri aktarımı gerçekleştirilmiştir. 29 Ekim 1969 tarihinde, Kaliforniya Üniversitesi ile Stanford Araştırma Enstitüsü arasında kurulan bağlantı, internetin doğum anı kabul edilir.
O gece, "LOGIN" kelimesi gönderilmeye çalışılmış, ancak sistem yalnızca "LO" harfini iletebilmiştir çünkü ağ kısa sürede çökmüştür. Yine de bu, iki uzak bilgisayar arasında dijital veri aktarımının ilk örneğiydi ve iletişim çağının başlangıcını simgeliyordu. ARPANET’in temel amacı, olası bir savaş durumunda bile iletişimin kesintisiz sürmesini sağlayacak, merkezi olmayan bir ağ oluşturmaktı. Bu sistem, zamanla geliştirilen iletişim protokolleri sayesinde büyüdü ve 1983 yılında TCP/IP protokolünün resmi olarak kullanılmaya başlanmasıyla bugünkü internet mimarisinin temeli atıldı.
1990’lı yıllara gelindiğinde ise internet, yalnızca akademik ve askeri çevrelerin değil, genel kamuoyunun da kullanımına açıldı. 1991’de geliştirilen World Wide Web (www), interneti herkesin erişebileceği bir bilgi ağına dönüştürdü. Ancak tüm bu gelişmelerin başlangıç noktası, 1969’daki ilk veri aktarımıdır. Bu tarih, internetin teknik anlamda icat edildiği ve dijital iletişimde yeni bir çağın başladığı yıl olarak kabul edilir. O tarihten itibaren internet, eğitimden ticarete, sağlıktan sosyal yaşama kadar sayısız alanı dönüştüren bir güç hâline gelmiştir.
