Gerçeküstü 15 manzara

Bir volkanik adanın büyük bölümünün düzlüklerden oluşmasını açıklamak oldukça zor. İzlanda nın güneyindeki şelaleler de doğa meraklılarının gezi listelerinin başında gelir. Rejkjavik in dışındaki Mavi Lagün ün yakınlarında bulunan Seljalandsfoss, Háifoss ve Gullfoss şelaleleri hayranlık uyandırıyor. Suyun kendine yol açışındaki yaratıcılık sıra dışı görüntüler oluşturuyor. Masal kitaplarının içindeki çizimleri andıran Almanya daki Neuschwanstein Kalesi her yıl yaklaşık bir buçuk milyon tarafından ziyaret ediliyor. Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından inşa ettirilen Neuschwanstein, kralın inzivaya çekildiği özel yeriydi. 1886 da halka açıldığından beri tüm ziyaretçileri kendilerini bir masalın içinde hissediyorlar. Faroe Adaları nın doğal yapıları, denizin şiddetiyle karanın mücadelesinden doğmuştur. Turizm açısından fazla gelişmemiş olması sayesinde, 18 adadan oluşan Faroe nin sakinliği ve dinginliği korunabilmiş. Vágar, takımadaların tek havalimanının bulunduğu en kalabalık adası ve nüfusu 3 binin biraz üzerinde. Nefes kesici güzelliği ile Vágar ın 41 dağ, 4 göl ve 3 şelalesi doğa tutkunları için keşfedilmeyi bekliyor. Kapadokya nın tüm kartpostallara konu olan balonlarının güzelliği dünya tarafından kabul edildi. Ancak konu Peri Bacaları olunca hala büyük bir gizem hüküm sürüyor. 9. yüzyıldan kalma fresklerin süslediği kayalara oyulmuş yer altı şehri gerçek olamayacak kadar güzel ve sihirli. Göreme Açıkhava Müzesi ni, bacaları ve yeraltı şehrini gezerken aklınız şaşıyor. Belçika daki Hallerbos ta bulunan çan çiçeği ormanları, sadece ilkbaharda ve birkaç hafta için canlanıyor ve ardından yeniden uykuya geçiyor. Tarihlerin hava durumuna bağlı olarak değişkenlik göstermesi, mor çiçekli halının hayata dönüşünü bekleyen sayısız ziyaretçiye yolculuk planlamada zorluk çıkarıyor. Hallerbos un güzelliği, çektiğiniz resimlerin birer tabloya dönüşmesi ve güzelliğin hiçbir kameraya sığmayacak denli gösterişli olmasıdır. Dünyanın en fazla fotoğrafı çekilen yapılarından biri, Moskova daki St. Basil Katedrali, sihirli bir görüntüye sahip. Öyle ki köşeden Külkedisi nin çıkıvermesini bekleyebilirsiniz. St. Basil Katedrali 16. yüzyılın ortalarında inşa edildi ve asıl ilginç olan Moskova da ona benzer hiçbir yapının olmaması. Sanki gökyüzünden inip şehrin ortasına yerleştirilmiş gibi benzersiz ve tek. Antik Yunan uygarlığının bıraktığı sayısız devasa tapınak ve şehir kalıntılarının arasında, görece yeni bir manastır olan Meteora, kayaların içine inşa edilmiş. 14. yüzyılda başlayan inşaat 19. yüzyıla kadar aralıklarla devam etti. Athos Dağı ndan sonra Yunanistan ın en büyük ikinci dini yapısı. Nasıl inşa edildiği kadar neden bu dağ tepesinin seçildiği de insanı meraklandırıyor. Böyle bir görüntüyü doğanın yaratmış olması bile mucize, yeryüzünün üzerinden bir dillim kesilip alınmış ve kristal renklere boyanmış gibi görünüyor. Wyoming deki Yellowstone Milli Parkı ndaki jeotermal kaynağın renkleri, suyun içindeki minerallerden ve tek hücreli canlılardan oluşan pigmentli arkea organizmalarından geliyor. Kuzey Arizona daki özel bir kaya formasyonu olan Wave (Dalga) kayalığını görebilmek çok az şanslı insan için mümkün. Her yıl sadece 20 kişinin girmesine izin veriliyor ve bu izinlerin 10 u online bir piyango çekilişi ile meraklılara dağıtılıyor. Gitmenin bu kadar zor olmasının elbette bir nedeni var, bu sıra dışı kaya oluşumu son derece kırılgan. Jurasic çağına ait Navajo kumtaşının aşınması ile oluşmuş. İki ana çukurun oluklardan akan suyla erozyonu yıllar içinde rüzgar tarafından devam ettirilmiş ve ortaya Dalga adı verilen gerçek üstü görüntüler ortaya çıkmış. Arizona daki kumtaşı kayaların erozyonu ile oluşan bir başka gerçek dışı yer ise Antilop Kanyonu. Wave den (Dalga) sadece 80 km uzaklıktaki Navajo toprakların içinde oluşan bu yarık ani seller ve aşırı su akışları sonucunda meydana geldi. Yıllar içinde su, kanyonun koridorlarını genişletti ve derinleştirdi. Antilop Kanyonu nun yerel dildeki anlamı, suyun taşların arasından aktığı yer, bir diğer deyişle adı nasıl oluştuğunu anlatmaya yetiyor. Sadece az sayıda tur ile gezilebiliyor. Paro Taktsang, Bhutan dilinde Kaplanın Yuvası Manastırı anlamına geliyor. Tam adıyla Taktsang Palphug Manastırı, Bhutan daki Paro Vadisi nde uçurumun kenarında duruyor. 1692 de Tenzin Rabgye tarafından inşa edilen bu görkemli mabede ulaşmak için 2-3 saatlik zorlu bir yürüyüş gerekiyor. Çıkmanın bile çok zor olduğu bu uçuruma inşaatın nasıl yapılabildiğini çözmek oldukça zor. 1998 de çıkan yangınla neredeyse tamamı zarar gören Paro Taktsang, adeta yeniden ve tamamen aslına uygun olarak yeniden inşa edildi. O denli gerçek dışı ki uzayda yeni bir gezegen hayal eden film yapımcılarının ilham kaynağı oldu. 2009 yapımı Avatar filminin görsel efekt ekibi, Zhangjiajie Ulusal Parkı nın olağanüstü güzelliğinin üzerine bir gezegen yarattı. Parkın ana sütunlarından Güney Gökyüzü Sütunu, Avatar filminin ardından AvatarHallelujah Dağı olarak yeniden adlandırıldı. Bu özel hikaye gökyüzü sütunlarının popülaritesini yaratmış olsa da aslında antik Çin yazmalarında ve çizimlerinde oldukça sık kullanılırdı. Zhangjiajie in manzarası akılın alabileceği sınırları zorlasa da açıklaması var; sütunlar kuvars kumtaşı kayaları ve yağmur, rüzgar, eriyen kar, güneş, sıcak, soğuk gibi sayısız hava durumunun etkisiyle parçalanarak oluştu. Üzerlerindeki bitkiler iklimin nemli olmasının bir sonucu. 713 yılında antik Çin de yapımına başlanan ve 90 yıl boyunca binlerce işçinin el aletleri ile taştan oyması ile yapılan Leshan Dev Buda Heykeli nin hikayesi bile inanılmaz. Bilinen ve kayıt edilmiş en zor inşaat olma rekorunu elinde bulunduruyor. 1300 yıldan uzun süredir ayakta olmasına rağmen Leshan son derece kırılgan ve UNESCO nun sürekli gözetimi altında korunuyor. Uzunluğu 71 metre, omuz açıklığı 28 metre ve en küçük ayak tırnağı oturan bir insanın boyutlarında. İnsanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri olmasının yanı sıra oldukça sıra dışı iklim ve hava olaylarına da ev sahipliği yapan, Arjantin-Şili sınırındaki Patagonya bölgesi, dünyanın en gerçek dışı manzaralarından birine ev sahipliği yapıyor. Marble (Mermer) Mağaralar, 6 bin yıldan uzun bir sürede kalsiyum karbonattan oluşan kayaların su ile aşınması ile oluşmuş. Mağara duvarlarının renkleri ise suyun güneş ışığını yansıtması sonucu ortaya çıkıyor. Sadece özel tekne turları ile gezilebiliyor. Cehennem Kapısı olarak adlandırılan Darvaza Krateri, 1971 yılında doğalgaz sahasında bir yeraltı mağarasının çökmesi sonucu oluştu. Açığa çıkan metan gazının yayılmasının önlenmesi için göçük ateşe verildi ve futbol sahası büyüklüğünde yanan bir çukur ortaya çıktı. Krater, Türkmenistan ın en çok turist çeken yeri, Karakum Çölü ndeki Darvaza köyü yakınlarında bulunuyor. Asıl ilginç olan ise doğa ile insanın birlikte ve tamamen şans eseri yaratmış olması. Mağara çöktüğünde yetkililer metan gazının ateşe verilmesi sonrası yangının birkaç hafta içinde söneceğini düşünmüşlerdi ama kraterden ateş püskürmeye devam ediyor.

Gerçeküstü 15 manzara

Bir filmde ya da dizide gördüğümüz ve görsel efekt sandığımız kimi manzaraların gerçek olduğunu bilmek son derece şaşırtıcı...

1- Güney İzlanda