Ölmeden önce görülmesi gereken Ege köyleri
Ege'de ölmeden önce görülmesi gereken pek çok kasaba ve köy var. Güneşiyle, rüzgarıyla, deniziyle her mevsim insanı sarıp sarmalayan Ege, her bölgesi cennet Türkiye'nin en güzel kısımlarından biri.
Her mevsim kafa dinleyebileceğiniz en güzel yerlerden biri Assos. Denizi yazın bile sıcak değil. Çevresinde keşfedilmemiş doğal güzellikler barındıran, geceleri yakamozları seyredebileceğiniz Assos, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi Behramkale Köyüne bağlı antik bir kent. Antik limanı, kentin koruyucusu sayılan Athena'ya adanan Tapınağı mutlaka ziyaret etmeli ve günbatımını orada izlemelisiniz.
Assos gezinizde, Kaz dağları eteklerinde dolanırken bazı koy ve köylere mutlaka uğramalısınız. Kesinlikle daha uzun süre gelip, "kalmalı plan" yapacağınızdan eminiz. Assos'tan çıkıp kuzeye doğru gittiğinizde Sokakağzı ve Sivrice koyları gayet dingin bir denizle karşılar sizi. Koyunevi, Bektaş ve Balabanlı köylerinin sahil kısımlarına denk gelen bu koylar bakir doğası, tertemiz denizi, leziz zeytinyağlıları ile size inanılmaz bir tatil yaşatır.
Assostan güneye doğru ilerlediğinizde önce mavi bayraklı Kadırga koyunu, Assos sahil yolundan devam ettiğinizde ise zeytinlikler arasından görünen muhteşem denizi ile sırasıyla Büyükhüsün, Sazlı, Ahmetçe köylerini sahil yolundan geçtikten sonra Küçükkuyu'ya geleceksiniz. Yeşilyurt ve Adatepe köylerinde Kazdağı havası alıp, meydan kahvesinde bir çay içmezseniz dondurma yemezseniz olmaz. Keşfedilecek çok yer var.
Bergama'nın sayfiyesi diye bilinir. Dinlenmek amacıyla çıkılan bir tatili için ideal bir seçimdir. İzmir'in en kuzey tarafında kalır. Ayvalık, Altonova ve Bergama'ya yakındır. Ormanları, bereketli toprakları, temiz ve serin havası, el değmemiş koyları, gölleriyle size hitap edeceğinden eminiz. Küçük Zindancık Koyu, hemen yanındaki Killik Koyu, girerken taşlık ama sonrası bembeyaz kum olan Pissa Koyu, Hayıtlı Koyu, Çandarlı mutlaka gezilmesi gereken yerlerden.
İzmir'e bağlı Foça, Antik Çağda İyonyalıların 12 antik şehrinden biri olarak ortaya çıktığında denizde yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını almış, bu isim günümüze Foça olarak gelmiş. İzmir'in huzur dolu ilçesi foça, kendine özgü dokusunu, doğasını ve tarihini koruyabilen ender yerlerden. Efsanelere konu olan Siren Kayalıkları, Fransız Tatil Koyu, Orak Adası, İngiliz Burnu Koyları ve Menteşe Adası ile tatilcilerinin gözdesi.
Cunda, Ege’nin en popüler kasabası. Ada her mevsim muhteşem. Kalabalık ancak Eylül gibi azalmış, adaya sükunet ve huzur gelmiş, rüzgar zeytin kokusunu burnunuza getirecek kadar artmıştır. Patriça Koyu'na gidebilir, temiz ve sığ denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Çoğu deniz ürünüyle hazırlanmış meze ve yemekleriyle ünlü Bay Nihat ve Günay Restoran'ın yemeklerini tadabilir, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’nın restore ederek kültür ve sanat hayatına kattığı adanın simge yapılarından Taksiyarhis Kilisesi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Dağların arasında yeşil bir yamaç üzerine kurulan, zeytin ağaçlarının içinde taş sokakları ve cumbalı beyaz evleri ile Şirince, mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Köy merkezindeki çarşıda kafe, restoran, hediyelik eşya satışı yapılan mekanlar var. Tüm sokakların çarşıya bağlandığı Şirince'ye gelen turistler tarihi köyün asırlık sokaklarında dolaşarak geçmişe yolculuk yapıyor. Geçmişi milattan sonra 5. yüzyıla dayanan Şirince'de yaşayan halkın buradaki güzelliklerin bilinmemesi için köylerine "Çirkince" adını verdiği söyleniyor.
1924’te gerçekleşen mübadeleden sonra köydeki Rumların yerini Selanik göçmeni Türkler almış. İzmir valisi köyü ziyaret ettiğinde köyün güzelliğinden o kadar etkilenmiş ki bu köye Çirkince demenin haksızlık olacağını düşünüp köyün adını Şirince olarak değiştirmiş. Maya takvimine göre, kıyamet kopacak ve bundan sadece Şirince ile Fransa'nın Bugarach köyünün etkilenmeyeceği inanışı nedeniyle Şirince dünyanın ilgi odağı haline geldi. Nesin Matematik Köyü, Hodri Meydan Kulesi ve Tiyatro Medresesi gezilebilecek yerler arasında. Onun dışında köyün sakın ve huzurlu sokakları arasında kafanıza göre gezebilirsiniz.
Çeşme'nin kıyı şeridinde birbirinden güzel plajlar var. Denizin çarşaf gibi olduğu Aya Yorgi Koyu ve rüzgar sörfçülerinin mabedi Çark, en meşhurları. 2 km uzunluğundaki plajıyla Çeşme'nin en uzun plajı olan Ilıca oldukça popüler. Günübirlik tekne gezintisine çıkın ve koylarıyla ünlü Eşek Adası’na gidin. Tekneyle bir saat uzaklıktaki Eşek Adası, kuzey rüzgârlarına kapalı oluşu sayesinde sualtı ve su sporlarına çok elverişli. Öğle yemeği için Çeşme’nin en eski mekânlarından İmren Lokantası’na gidebilirsiniz. Çarşıdaki lokantanın leziz tencere yemeklerini ve zeytinyağlılarını deneyin. Kahvaltıda bir kuş sütü eksik diyebiliriz.
Dört mevsim müdavimlerinin olduğu Muğla'nın şirin kasabası Bodrum doğa harikası plajları, muhteşem denizi, güneşi, rüzgarı, insanı, restoranları ve deniziyle harika bir tatili sunar. Bütün sezon kalabalıktır. Hatta pandemi sürecinde kış mevsiminde de sakinleşemedi. Bodrum'un her yerinden denize girebilirsiniz. Gezmeniz gereken yerler arasında Bodrum Kalesi, Sualtı Arkeoloji Müzesi, Antik Tiyatro, Gümüşlük koyundaki Tavşan Adası, Pedesa Antik Kenti sayılabilir.
Bundan 10 yıl öncesinde yerlisinin dışında yalnızca sörf tutkunlarının bildiği bir kasabaydı Alaçatı. Yaz aylarında adım atmanın bile zor olduğu Alaçatı, Eylül ile birlikte gerçek kimliğine geri dönüyor. Sakin, sessiz, zamanın ağır aktığı bir kasaba oluveriyor. Eylülde rüzgar sörfü yapmak, adeta dev bir stüdyoyu andıran Alaçatı sokaklarında bol bol fotoğraf çekmek, birbirinden şık restoranlar ve kafelerde keyif yapmak için Alaçatı’ya gitmeli.