Beypazarı
Özellikle bu mevsimde çay bahçesi günün her saati cıvıl cıvıl. İlçe görkemli konaklarıyla adeta bir film sahnesi...
Beypazarı’nın yanından, kıyısından, içinden geçmiştim pek çok kez. 70’li yıllarda ilçenin kaymakamlığını yapan sevgili büyüğümüz Utku Acun’un Beypazarı anılarını dinleyince artık gitmek şart oldu. Beypazarı zengin bir kültürelmirasa sahip. Hititlerden önce Hattilerin ülkesi sayılan topraklarda Galat, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi Anadolu’nun önemli uygarlıklarının izleri görülüyor. Roma ve Bizans dönemleri, Kral ve İpek yolu üzerinde önemli bir ticaretmerkezi olması Beypazarı’nın önemini artırıyor.
4. ve 5. yüzyıllarda “Kaya Doruğu” anlamına gelen Lagania adıyla piskoposlukmerkezi olan yöre, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle vazgeçilmez bir pazaryeri olarak değerlendiriliyor. Türklerin Alparslan komutasında Anadolu’ya girmesinden kısa bir süre sonra ilk Türkmen boylarıyla karşılaşan Beypazarı bir süre sonra Bursa Sancağı’na bağlı bir beylik oluyor. Osmanlılar döneminde Tımarlı Sipahi merkezlerinden biri olan Beypazarı, yöredeki Sipahi beyine ve ticari hayatın yoğunluğuna atfen “Beğ Pazarı” olarak adlandırılıyor. Tarih boyunca pazaryerlerine ev sahipliği yapan ilçe daha sonra Beypazarı olarak anılıyor.