Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

İstanbul’un başta Beşiktaş olmak üzere, Kadıköy, Karaköy gibi balıkçılarını dolaşırken, tezgâhtan yükselen ‘Beykoz Kalkanı’ seslerini duyarsanız. Kalkan balığı gerçekten eşsiz lezzetiyle öne çıkan ve her daim fiyatıyla cep yakan bir balık olarak dikkat çeker.

“Beykoz’un Kalkan’ı meşhurdur” derler.

Gelin görün ki, asıl meşhur olan kalkan avcısı Beykozlu balıkçılardır. Karadeniz’e gidip onu avlayan Beykozlu balıkçılar olunca, balık tezgâhlarında da “Beykoz’un bunlarrrr!” , “Beykoz’un Kalkanıııııı” nidalarıyla yüksek fiyata alıcı bulmuştur.

BEYKOZ KALKANI’NIN SIRRI

Tecrübeli gazeteci Nazım Alpman 2008 yılında yayımlanan “Beykoz Sözlü Tarihi-Yüzyıllık Beykoz Hikayeleri” adlı çalışmasının birinci cildinde yukarıda anlattıklarımızı destekler mahiyette bir söyleşisine yer verir.

Alpman üç kuşak Beykozlu olan İsmail Erdönmez’le (Kevni İsmail) yaptığı söyleşide şu diyaloglar geçer:

- Beykoz’a dönelim. Siz balığa çıkıyor muydunuz? Tek sandalınız var mıydı sizin?

Benim sandalım yoktu. Lüksüm vardı. 300 mumluk.

- Ama sandalı olan arkadaşlarınız vardı herhalde…

-Vardı ve beni özellikle davet ederlerdi. Çünkü 300 mumluk lambam vardı. Çok büyük para o devirde 45 lira vermek. 1946-47 falandı.

- Ne tutuyordunuz?

- Lüfer, çinekop, istavrit.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua