Dokunmadan önce bir kez daha düşünün!
Mikroplar her yerde... Ama bazı şeyler vardır ki en çok mikrobun onda olduğunu bilirsiniz... Peki bunlar neler?
Biz mikropları hep kötü şeyler zannettik. Meğer yanılmışız. Dr. Maya Shetreat- Klein'ın yazdığı Dirt Cure adlı kitapta bir çok gerçek ortaya çıktı.
Oysaki son yılların çalışmalarında insan vücudunun ciddi bir bölümünün mikroplardan oluştuğuna ve bu mikropların sağlığının bizim sağlığımızla doğrudan bağlantılı olduğuna kanaat getirildi.
Bu durumda mikroplarımıza ve onları yaşattığımız çevreye iyi bakmak bağışıklık sistemimizi iyileştirebilir. İyi bakmak derken de en başta doğru beslenme geliyor. Klein diyor ki: "Önce yediklerini düzelt. Bu bağırsağını, bağırsağın da beynini iyileştirecek
MIKROBIYOTA VE EPIGENETIK KELIMELERINI BIR KENARA NOT EDIN bire bir etkileyen beslenme konuları önümüzdeki on yıllarda bilim insanlarından başlayarak hepimizi epeyce ilgilendirecek 3 ana başlık.
Mikrobiyata çoğunluğu bağırsaklarımızda yaşayan sindirime, hormonlara, sinir sistemine ve aslında iç içe geçik olan fakat Batı tıbbınca hepsi ayrı bir uzmanlık konusu olarak incelenen organ sistemlerimizde yaşayan mikroplara verilen isim.
MIKROP KOLONIMIZIN DENGESINI NELER BOZUYOR? ANTIBIYOTIKLER: Bu etkili ilaçlar bağırsak florasında iyi ya da kötü bakteri ayırt etmeden ne varsa öldürüyorlar.
Bazı durumlarda hayat kurtarmaya yarasalar da fazla kullanımı halinde bağırsaklara zarar veriyorlar.
TOKSINLER Gıdalarımızdaki zirai atıklar, katkı maddeleri, boya maddeleri, içme suyundaki ve topraktaki ağır metaller, hava kirliliği gibi bazı etkenler vücudumuzda kalıntı bırakarak bağırsak florasını tahrip ediyor.
Bu kalıntılar sadece sindirim değil aynı zamanda sinir sistemsel ve davranışsal bozukluklara da yol açabiliyor. Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu, otizm, algılama bozuklukları, disleksi gibi rahatsızlıklar bunlardan bazıları.
SEZARYEN VE MAMA ILE BESLEME: Her ikisi de belirli koşullarda yaşam kurtarıcı olsa da bu koşullarda ilk çocukluğunu geçirenlerin ileriki yaşlardaki sağlığında belirleyici olabiliyor.
Anne sütüyle beslenen çocuklar anne sütünden geçen bifidobacter-longus adında bir prebiyotik bakteri alıyorlar. Bu da onların gelecekteki sağlığına olumlu etki ediyor.
beslenemeyen çocuklarda alerjiler, astım, tip 2 diyabet, obezite, çölyak gibi hastalıklara oransal olarak daha sık rastlanıyor. Anne sütü aynı zamanda Mikro- RNA denen ve bağışıklık sistemini kurmaya yarayan etmenleri çocuğa taşıyor.
ANNE BABANIN BAĞIRSAK SAĞLIĞI İlginç bir şekilde bağırsak sağlığımız biraz da anne-babamızın bağırsak sağlığından etkileniyor
Anne ya da babada sürekli sindirim problemleri, mide yanması, reflü, gaz, kabızlık, ishal, gıdalara karşı hassasiyet
ya da alerjiler varsa veya aşırı derecede antibiyotiğe maruz kalarak bağırsak floralarını bozdularsa, bu genler vasıtasıyla çocuklarına da aktarılıyor.
REKLAM advertisement1
- Son Dakika
- Yazı Boyutu
- Paylaş
-
- Kaydet
- Görüntüle