BİN LADİN İÇİN ABD'YE İLGİNÇ SORU
Arınç'tan ABD'ye zor soru: Neden bu zamana kadar göz yumuldu?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "11 Eylül saldırılarının El-Kaide bağlantılı olduğu biliniyordu da neden bukadar süredir göz yumuldu" dedi.
Bursa’da, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın himayelerinde, Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve Dışışleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanlığı tarafından düzenlenen "Balkan Ülkeleri Medya Forumu" törenle başladı.
Arınç, burada yaptığı konuşmaya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenva ve Yunanistan’dan gelen medya temsilcileri ve siyasetçilere "hoş geldiniz" diyerek başladı. Arınç, organizasyonu düzenleyen BYEGM ve SAM’a teşekkür erken, Türkiye’nin, seçkin yazarları, yayıncıları ve medya yöneticilerinin de bu toplantıya 2 gün boyunca renk katacaklarını ifade etti.
Konuklara seslenen Arınç, "Bizler, ortak bir coğrafyanın ve tarihin mensuplarıyız. Hatta bizler, yüzlerce yıl birlikte yaşayarak Balkanların tarihini hep beraber yazdık. Balkanların kaderini birlikte inşa ettik" dedi.
Arınç, yüzlerce yıllık bu birlikteliğin, ortak bir kültüre yol açtığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Ortaya koyduğumuz eserlerle evrensel bilime, dünya medeniyetine ve dünya kültür hayatına hep beraber katkılar da bulunduk. Aristo olmasaydı, bugünkü modern bilim olabilir miydi? Eski Yunan tragedyaları olamasaydı, Shakespeare o dahiyane tiyatro eserlerini ortaya koyabilir miydi? Büyük İskender olmadan bir dünya tarihinden söz edilebilir mi? Sokullu Mehmet Paşa’nın adını anmadan Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamından bahsedebilir miyiz? Özetle yüzlerce örnek söylenebilir. Bilimden sanata, kültürden medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanoğlunun uğraş verdiği bütün alanlarda Balkan coğrafyası, tarihe yön vermiş ve öncülük etmiştir." Dünya konjonktüründeki gelişmelerin, geçen yüzyılda bu bölgeyi olumsuz biçimde etkilediğine değinen Arınç, şöyle devam etti: "Birinci ve ikinci dünya savaşları, her yerde olduğu gibi bu bölgede büyük ve tamiri mümkün olmayan acıların yaşanmasına sebebiyet verdi. Bu süreçte Balkanlar, demir perdeyle dünyaya kapandı. Yüzyıllar boyunca devam eden barış ve huzur ortamına gölge düştü. Çift kutuplu dünyanın çatışmacı ruhu, Balkanlarda kendini gösterdi, zaman zaman büyük acılar yaşanmasına neden oldu. Ancak bugün Balkanlar demokrasiyle buluştu. Artık yepyeni bir dönem ve sürecin içindeyiz.
Soğuk savaş döneminin çalkantılarını geride bırakmış, huzur ve istikrar arayan Balkanlar var.
Komşularla sıfır problem, çok iyi ilişkiler, bu Türkiye’nin dış politikasındaki en önemli unsurlardan birisidir. Biz bunun üzerine yeniden dış politikamızı belirledik ve istikrarı korumak ve sağlamlaştırmak için çok ciddi adımlar attık. Bütün olumlu gelişmelere rağmen Balkanlar, halen Avrupa’nın en kırılgan bölgesidir. Avrupa’da kalıcı barış ve istikrarın tesisi açısından bölge herkes için bir sınav niteliğindedir. Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes için güvenliktir, düzeyli siyasi diyalogdur, karşılıklı ekonomik ilişkilerdir. Bölgenin çok etnikli çok kültürlü ve dinli sosyal dokusunun muhafazası olarak dört temel esasa dayanmaktadır. Tüm bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik perspektifini gönülden destekliyoruz. Balkan politikamızı yürütürken, ’bölgesel sahiplenme’ ve ’kapsayıcılık’ ilkelerini esas almaktayız. Bölge liderlerinin yakınlaşma ve uzlaşı çabalarını takdirle izliyor ve destekliyoruz."