Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Aşık olmanın vücuttaki etkileri nelerdir? Öyle bir etkiye neden oluyor ki inanamayacaksınız!
        • 1

          Son derece karmaşık olan ve bilimsel araştırmalara konu olan aşk duygusunun vücut üzerindeki tuhaf değişimlere sebep olduğunu biliyor muydunuz? Eğer kişi aşık olduysa; dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi hormonlar aktif ve dengeli şekilde salgılanır. Bunun sonucunda da bedensel ve zihinsel anlamda bir takım değişiklikler meydana gelir. Uzun ya da kısa gerçek ya da geçici olması farklı bir konu olsa da tartışılmaz bir gerçek var ki o da; aşık olmak bizi duygusal olarak etkilediği kadar fiziksel olarak da etkiler. Yapılan çalışmalar fiziksel bir acısı olanların sevdiği kişilerin resmine baktığı zaman orta dereceli acılarının yüzde 40, ciddi dereceli acılarının ise yüzde 15 oranında azaldığını ortaya koyuyor. Aşık olunca vücuttaki oluşan durumlar ise kimyasal değişimlerden kaynaklanır. İşte aşık olmanın vücuttaki inanılmaz etkileri

        • 2

          SALGIN HASTALIKLARA KARŞI ADETA KALKAN: AŞK!

          ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Dairesi tarafından hazırlanan rapora göre, aşık çiftlerin daha sağlıklı ve yaygın rahatsızlıklara daha az yakalanma eğiliminde olduğu gözlemlendi. Bunun nedeni henüz kesinleşmemiş olsa da, uzmanlar bu durumun genellikle eşlerin birbirini sağlıklı yaşamak, egzersiz yapmak ve düzenli sağlık muayenelerine gitmeleri için ikna etme eğiliminde olduklarından kaynaklandığını düşünüyor.

        • 3

          CİLDİNİZDEKİ IŞILTIYLA GÖZ KAMAŞTIRIN

          Aşık olduğunuzda cildinizdeki değişim sizi bile şaşırtabilir. Kendinizi bulutların üzerinde hissetmenizi sağlayan aşk, cildinizin ışıltısını artırır. Uzmanlara göre, aşık olduğunuzda, vücudunuz endorfin de dahil olmak üzere bir dizi hormonu serbest bırakır. Aynı zamanda akne gibi stresle ilişkili cilt hastalıklarına dönüşen stres hormonu, kortizol seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olur.

        • 4

          DEPRESYONU ÖNLER

          Sevdiğiniz kişi ile birlikte olmanın heyecanı ile depresyonu atlatmak daha kolay bir hale gelebilir. Bilimsel açıdan anlatmak gerekirse, aşk; vücudunuzdaki endorfinler de dahil olmak üzere mutlululuk hormonlarının salınmasına yardımcı olur.

        • 5

          KAN BASINCINI DÜŞÜRÜR

          Annals of Behavioral Medicine'de yayınlanan bir çalışmada, mutlu bir evlilik veya ilişki içindeki çiftlerde bekar olanlardan daha düşük kan basıncı gözlemlendi. Ancak uzmanlar, kan basıncınızın ne kadar iyi yönetildiğini belirleyenin ilişkinizin türü olduğunu söylüyor. Mutsuz ilişkilere sahip kişilerin, tıpkı diğer kişiler gibi yüksek tansiyon seviyelerine sahip oldukları belirlenmiş.

        • 6

          AŞKLA BİRLİKTE STRESSİZ GÜNLER

          Kontrol edilemeyen bir duygu olan aşkın sebebi mutluluk hormonlarının salgılanmasıdır. Bu durumun sonucu olarak da stres ortadan kalkabilir. Bunun dışında, aşık olduğunuz zaman ortaya çıkan hormonlar; vücudunuzdaki kortizol (veya stres hormonu) seviyelerini düşürür, bu nedenle stresin kötü etkilerinden korunmanıza yardımcı olur.

        • 7

          FORMDA BİR VÜCUT İÇİN: AŞK!

          Aşık olduktan sonra birlikte egzersiz yapan çiftlerin, zayıflama hedeflerine daha kolay ulaşabildikleri görülmüştür. Bunun dışında birbirlerine aşık çiftlerin etrafındaki kişileri de sağlıklı kalmaları ve spor yapmaları konusunda etkileyebildikleri görülmüştür.

        • 8

          TAM BİR ŞİFA KAYNAĞI

          Genel Psikiyatri Arşivi'nde yayınlanan bir çalışmada, bilim insanları yaraların istikrarlı ve sevgi dolu bir ilişki içinde olan çiftlerde daha hızlı iyileştiğini buldular. Zorlu bir ilişkiye sahip olan kişilerdeki yara iyileşme hızı diğerlerine göre daha yavaştı. Kişinin üzgün, yalnız ya da istismara maruz kaldığı zaman ortaya çıkan pro-inflamatuar sitokinler düşünüldüğünde, bu bileşiğin varlığı, aşık olan insanlarda çok daha düşük olarak bulunduğu görülmüş.

        • 9

          PMS DÖNEMLERİNİ DÜZENE SOKAR

          Sevgi ve düzenli cinsel ilişki, pms dönemlerinizi düzenli hale getirebilir. Planlanan Ebeveynlik (Planned Parenthood)'te yayınlanan bir çalışmada, haftada en az bir kez cinsel ilişkiye giren kadınların daha yüksek östrojen seviyelerine sahip oldukları ve daha düzenli adet dönemleri yaşadıkları bulunmuştur.

        • 10

          KAYGILARINIZLA BAŞA ÇIKMANIN EN ETKİLİ YOLU

          Nörobilim Dergisi'nde yayınlanan New York Eyalet Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada bilim insanları, iyi ve uzun bir ilişkiye sahip olan kişilerin beyin taramaları yapılmış. Fakat bu çalışmanın bulgularında, aşık olan bir kişinin beynindeki dopamin ödüllendirme alanının yandığı gerçeğiyle karşılaşılmış. Bir kişi aşırı derecede mutlu olduğunda beyinde oluşan etkilerden dolayı hissedilen kaygı azalıyor.

        • 11

          DAHA UZUN BİR YAŞAM İÇİN: AŞK!

          Uzmanlar, mutlu ve istikrarlı bir ilişkiye sahip insanların daha uzun yaşamaya eğilimli olduklarına inanıyor. Bunu, sevginin; partnerlerin her birine güvenle ve hayatın yükünü paylaşacak birileriyle birlikte olmanın etkili olduğu teorisine dayandırıyorlar. Bir başka görüş ise daha önce de belirttiğimiz, çiftlerin çoğu zaman birbirlerine sağlık açısından önerilerde bulunmaya eğilimli olmaları ve egzersiz, sağlıklı beslenme gibi faaliyetleri birlikte gerçekleştirebilmeleri.

        • 12

          HORMONLAR FARKLI ETKİLİYOR

          Aşık olan kişiler; kalbin daha hızlı çarpması, yüzün kızarması ve ellerin terlemesi gibi fiziksel tepkiler veriyor. Bu durumdan vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu. Dopamin yoğun mutluluk, yoksunluk ve bağımlılıkta önemli rolü oynuyor. Madde ve bazı ilaç bağımlılıklarında da etkili bir hormon. Noradrenalin adrenaline benziyor. Adeta ayakları yerden kesiyor ve kalp çarpıntısına neden olup heyecan yaratıyor. Aynı zamanda dikkat, kısa süreli hafıza, hiperaktivite, uykusuzluk ve hedefe yönelik davranıştan da sorumlu. Yüksek dopamin seviyeleri de noradrenalinle ilişkili.

        • 13

          AŞK İKSİRİ: BİRAZ DOPAMİN VE BİRAZ DA NORADRENALİN

          Rutgers Üniversitesi’nden, aşk üzerine araştırmalar yapan antropolog Helen Fisher, bu dopamin ve noradrenalin hormonlarının birlikte salgılanmasıyla; sevinç, yoğun enerji, uykusuzluk, yoksunluk, iştah azalması ve artmış dikkate neden olduğunu ve aşık olunduğunda vücudun bu hormonlardan oluşan "aşk iksirini" salgılamaya başladığı belirtiyor. Fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmasında, aşık olunan kişinin fotoğrafına bakıldığı anda yapılan çekimlerde, dopamin reseptöründen zengin beyin bölgelerinde kanlanma artışının olduğu saptanıyor.

        • 14

          AŞIK TIBBİ BİR DELİLİK HALİ Mİ?

          University College Londra'dan başka bir araştırma grubunun yaptığı bir çalışmada, aşık olan insanların beyninde mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin azaldığı ortaya çıkarıyor. Bulunan düşük serotonin hormonu seviyeleri ise, obsesif kompulsif (tekrar eden takıntılı davranış) bozukluk hastalarında ortaya çıkan serotonin eksikliği ile benzer. Bu yüzden kişi, aşık olduğu insanı aklından çıkaramıyor.

        • 15

          BAĞLANMADAN SORUMLU HORMONLAR BİLE VAR

          Oksitosin ve vazopressin hormonları özellikle "bağlanma" ile ilişkilidir. Dolayısıyla aşktaki bağlanmadan da sorumlular. University of California, San Francisco'dan araştırmacılara göre oksitosin hormonu, karşı cinsle sağlıklı ilişki kurmak ve sürdürebilmek için gerekiyor. Orgazm sırasında salgılanıyor ve duygusal bir bağın kurulmasını sağlıyor. Aynı zamanda doğum sırasında ve emzirme döneminde de salgılanıyor.

        • 16

          Bu hormon, önce doğum sırasında bebeği anneden ayırıyor, doğumdan sonra da tekrar anneye bağlıyor. Doğumlardan sonra rastlanan olası bebek reddini de ortadan kaldırıyor. Emzirme sırasında da süt kanallarının daha iyi kasılmasını ve bebeğin daha kolay emmesini sağlar. Vazopressin erkeklerde sosyal davranıştan, özellikle başka erkeklere gösterilen saldırganlıktan sorumlu. Ayrıca tek eşli ve uzun süreli ilişki isteme dürtüsü ile de bağlantılı. Bu her iki hormonun konsantrasyonu yoğun romantik bağlanmada, eşleşme sırasında ve cinsel birliktelik sırasında yükseliyor. Vazopressin ve oksitosin reseptörleri, beyin kökünün çeşitli bölümlerine dağılıyor ki bu bölgeler, aşk ve anne sevgisiyle aktive oluyor. Oksitosin; vazopressinin, dopamin ve noradrenalin ile çatışması nedeniyle bağlanmanın artması tutkulu aşkı söndürüyor.

        • 17

          AŞKIN ÖMRÜ KAÇ YIL?

          Aşkın ömrü üzerinde uzun süreden beri tartışmalar devam ediyor. Ancak bilinen gerçek şu ki, tutkulu aşk zaman içinde azalıyor. Yapılan bilimsel araştırmalarda aşkın ömrünün 2-3 yıl olduğu saptanmış. Aşk için gerekli olan dopamin, noradrenalin ve feniletamin zaman içinde azalıyor. Aşık olunan kişinin hataları birdenbire görünmeye başlanıyor. Aslında aşık olunan insan değişmiyor ancak aşık olan kişi mantık çerçevesinde değerlendirmeye başlıyor. Ya aşk bitiyor ya da sağlık bir ilişki haline geliyor. Eğer ilişki devam ederse endorfinler devreye giriyor ve huzur, güven gibi duygular ilişkiye ekleniyor. Cinsellikle beraber oksitosinin salınması ile doyum ve bağlanma gerçekleşiyor.

        • 18

          KENDİMİZE BENZEYENİ SEÇİYORUZ

          Yapılan bilimsel araştırmalara göre, aslında kişiler eşlerini de kendisine benzeyen kişilerden seçiyor. İskoçya’da Univercity of St. Andrews'da yapılan bir çalışmanın sonucuna göre, eş seçimi ile ilgili yapılan testlerde kişilerin, kendilerine gösterilen ve içinde yüzlerin olduğu fotoğraflardan, genellikle kendilerine benzeyenleri seçme eğiliminde olduğu saptanmış. Görünüşte olduğu gibi kişilik seçiminde de, çoğunlukla aile ya da çocuklukta yakın olunan insanları hatırlatan kişiler tercih ediliyor.

        • 19

          AŞK NEDEN ACI VERİYOR?

          İlişki istendiği gibi gitmediğinde hayat kabusa dönebiliyor. Pek çok kişi hayatının bir döneminde sevdiği kişi tarafından reddedilme durumuyla karşılaşabiliyor. Özellikle geçmişinde büyük kayıplar yaşamış kişiler, ayrılığa karşı daha duyarlı ve savunmasız olabiliyor. Bu gibi durumda genel olarak kişide; umutsuzluk, öfke gibi duygular oluşuyor. Yalnızlık korkusu, karamsarlık, hayatı yaşamaya değer bulmama, hayatın anlamsızlığı düşünülüyor ve evden dışarı çıkmama, günlük hayatın aksaması gibi durumlarla karşılaşılıyor. Ölüm düşünceleri, intihara eğilime kadar giden depresyon meydana gelebiliyor.

        • 20

          Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan, aşık olma hissini sağlayan hormonların işleyişi ve bu hormonların vücuttaki etkileri hakkında bilgiler paylaştı.

          Aşkın fizyolojik olarak incelendiğinde, aşık olmak için ilk uyaranın görsellik, yani fiziksel özellikler olduğunu belirten Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan "Sonrasında 'feromonlar' denilen koku sinyalleri sayesinde kendimize biyolojik olarak en uygun eşi seçmeye çalışırız. Ter bezlerinden salgılanan koku molekülleri olarak tanımlayabileceğimiz feromonlar, eş adaylarına genetik yapımız ve olası biyolojik uyumumuz hakkında bilinçaltının seçim yapmasını sağlar. Son adım olarak ise beyin devreye giriyor. Beyinden çok sayıda nörokimyasallar ve hormonlar aşkı pekiştiriyor" dedi.

        • 21

          AŞIK KİŞİLER MUTLULUK HORMONU SALGILIYOR

          Aşık olunması durumunda kişinin; dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi hormonların aktif ve dengeli şekilde salgılanmasıyla, bedensel ve zihinsel anlamda farklı bir deneyime adım attığını ifade eden Endokrinoloji ve Doç. Dr. Fevzi Balkan “Aşkın kalıcı hale gelmesini sevgi ve bağlılık hormonu oksitosin sağlıyor. Aşk hissi zihni işgal ettiğinde beynin çalışma sistemi değişebiliyor. Beyin tarama (MRI) sırasında deneklerin aşık oldukları kişilerin fotoğraflarını gördükleri yahut onlarla ilgili düşündükleri sırada, beyinlerinin insula bölgesinin iç kısımları, singüler korteksin ön bölümü, hippocampus gibi bölgelerinde değişiklikler meydana geldiği gözlemleniyor. Bu bölgeler, aynı zamanda madde bağımlılığı gibi kişinin kontrolünü ele geçiren diğer durumlarda da aktifleşen ve aktif hale geldiklerinde kişiye 'ödüllendirilmişlik' duygusu veren 'ödül sistemi'nin en önemli parçalarıdır. Aşık olunması durumunda, aşık olunan kişiyle ilgili hemen her şey aşık olan kişinin zihnini işgal etmeye başlıyor” ifadelerini kullandı.

        • 22

          Aynı zamanda aşkı zincirleme bir reaksiyon olarak tanımlayan Doç. Dr. Balkan şunları söyledi: "Aşk insanlarda testosteron, androjen, östrojen, progesteron gibi seks hormonlarının düzeyini de olumlu etkiliyor. Bunun yanında artan bazı nörokimyasal veya hormonlar da aşkı güçlendiriyor. Bu maddelerin en bilinenlerin başında dopamin maddesinin artışı geliyor. Dopamin de ödüllendirilme merkezlerinin kullandığı bir kimyasal iletişim aracı ve bu sistemi uyaran her türlü durum gibi, aşk da dopamin düzeylerini artırıyor. Aynen madde bağımlılarında olduğu gibi dopaminin artışı insanın zihnini gittikçe şiddetlenen bir şekilde aşık olduğu kişiye bağlayıp, ona bağımlı hale getiriyor. Taze aşıklarda miktarı artan bir başka madde ise sinir gelişim faktörü olarak bilinen NGF (neuro growth factor). Bu maddenin romantik duyguların ortaya çıkmasında çok önemli bir aracı olduğu konusunda geniş bir görüş birliği bulunuyor. Aşkla ilgili bir diğer madde ise tokluk, ruh durumunun düzenliliği ve mutluluk düzeyimizle yakından ilgili olan serotonin (5-hidroksi triptamin). Aşkın ilk safhalarında serotonin seviyesi belirgin şekilde azalıyor. Aşık bir beyinde azalan seratonin ise aşık olunan kişiyle bir araya gelerek tamamlanmak üzere kişinin bütün zihinsel ve fiziksel mesaisini aşık olduğu kişiye yöneltiyor”.

        • 23

          AŞK GÜZELLEŞTİRİYOR

          Aşk esnasında salgılanan hormonların kişiye duygusal değişimler kadar, fiziksel farklılıklar da yaşattığına değinen Doç. Dr. Fevzi Balkan “Aşk esnasında salgılanan hormonlar saçlara ve cilde parlaklık, gözlere canlılık ve kişiye pozitif yaşam enerjisi veriyor. Bunun yanında aşık oluna kişiye daha güzel görünme arzusu da kişisel bakım isteğini artırıyor. Karşılıklı aşkta artan özgüven ve ego ile birlikte de kişiler kendilerini hiç olmadıkları kadar güçlü ve çekici hissediyor” şeklinde konuştu.

        • 24

          BAĞIMLILIK YAPIYOR

          Aşık olmanın getirdiği ruh hali ve psikoloji üzerinde yaptığı olumlu veya olumsuz değişikliklerin kişide bu duyguya yönelik bir bağımlılık da yaratabildiğinin altını çizen Doç. Dr. Balkan; “Aşk kişide psikolojik bağımlılık yapabiliyor. Normal aşkın ötesine geçen aşk bağımlılığında kişi âşık olduğu insanı hayatının merkezine koyuyor. Tıpkı madde bağımlıları gibi, aşk bağımlıları da bağımlı oldukları, yani sevdikleri insanla birlikteyken tüm sıkıntılarını unutmaya yönelik davranışlar gösteriyorlar. Bağımlı aşık terk edildiğinde ise yaşam onun için bomboş ve anlamsız hale geliyor. Bir ilişkinin sona ermesini bağımlı olmayan kişilikler daha kolay kabullenirken, aşk bağımlıları ayrılığı hiçbir zaman kabullenmeye yanaşmıyor.” dedi.

        Haberi Hazırlayan: Hacer Tonay
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa