TÜBİTAK, Türkiye'nin önde gelen savunma ve teknoloji kurumlarıyla önemli anlaşmalara imza attı

Bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın himayelerinde TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın ile çeşitli kurumların yöneticileri arasında anlaşmalar imzalandı.

TÜBİTAK Başkanı Aydın ve THY Teknik Ar-Ge ve İnovasyon Başkanı Uğur Şahin'in katılımıyla TÜBİTAK BİLGEM ile THY Teknik arasında "Uçak Burun Radomu Test Hizmeti Anlaşması" imzalandı.

Uçakların burun kısmında yer alan hava radarlarını dış etkenlerden koruyan radom yapısının tamir, bakım ve test hizmetlerini kapsayan işbirliği kapsamında THY Teknik tarafından gerçekleştirilen tamir ve bakım çalışmalarının ardından, radomların elektromanyetik testleri ve sertifikasyonları TÜBİTAK BİLGEM tarafından yapılacak.

Bu işbirliği sayesinde, TÜBİTAK BİLGEM bünyesindeki Anten Test ve Araştırma Merkezi (ATAM), sağladığı ölçüm yeteneklerini sivil havacılık sektörüne sunarak THY Teknik'in ulusal ve uluslararası uçak bakım kabiliyetlerini destekleyecek.

- KAAN'ın kabiliyetleri geliştirilecek

TÜBİTAK Başkanı Aydın ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu ayrıca Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi (KAAN) Projesi kapsamında iki önemli alt sistem için sözleşmeler imzaladı.

TÜBİTAK MAM ve TUSAŞ, Türkiye'nin 5. Nesil Milli Muharip Uçağı KAAN için kritik iki sistem olan Yaşam Destek Sistemi ve Patlama Önleme Sistemi geliştirme projelerinin 2. aşamasına da geçiş yaptı. Bu sözleşmeler kritik tasarım ve ürün üretiminden uçuş testlerinin tamamlanmasına kadar olan tüm süreçleri kapsayacak.

Anlaşmayla, KAAN için kritik teknoloji ve sistemlerde yurt dışı bağımlılığın önüne geçilecek ve ilgili çalışma konuları dahilinde ülke içinde önemli bir ekosistemin oluşmasına olanak sağlanacak.

KAAN'ın 2. aşamasında TÜBİTAK BİLGEM ile TUSAŞ birlikte çalışmaya devam edecek.

TÜBİTAK BİLGEM ile TUSAŞ arasında imzalanan KAAN Projesi Bütünleşik İşlemci Ünitesi (BÜİT) Dönem-1 Aşama-2 Sözleşmesi ile KAAN'ın nihai görev performansına yönelik Hava Aracı Yönetim Platformu ile Görev Yönetim Platformu'nun detay tasarım ve kalifikasyon çalışmaları yürütülecek.

TÜBİTAK BİLGEM'in geliştirdiği teknolojiler, 2028'de envantere girecek KAAN Blok-10 uçaklarının Hava Aracı Yönetim ve Görev Yönetim sistemlerinin kalbinde olmaya devam edecek. 4 yıllık bir süreyi kapsayan bu sözleşmeyle, KAAN'ın uçuş kontrol ve hava aracı yönetim bilgisayarı, ana yönetim bilgisayarı, görev yönetim bilgisayarları, uçuş kontrol-hava aracı yönetim-görev yönetim aviyonik arayüz birimleri, deterministik ve yüksek hızlı ağ anahtarlama birimleri ve senkronizasyon yönetim birimi detay tasarım ve kalifikasyon çalışmaları tamamlanmış olacak.

Sözleşme, Türkiye'nin dünyada 5. nesil savaş uçağı geliştirebilen birkaç ülke arasına girmesini sağlayacak.

- Ay görevi için kritik işbirliği

TÜBİTAK UZAY ve Poloptech arasında "Geniş Açılı Kamera Sözleşmesi"yle de TÜBİTAK UZAY, Türkiye'nin Ay Görevi kapsamında ülkenin uzay hedeflerine bir adım daha yaklaşmasını sağlayacak kritik bir projeye imza attı.

Bu işbirliğiyle geliştirilecek geniş açılı kamera sistemi, Türkiye'nin uzay görevlerinde kullanılacak kritik bir teknoloji olarak öne çıkıyor. TÜBİTAK UZAY, bu teknolojiyle Ay yüzeyinin daha detaylı ve yüksek çözünürlüklü görüntülenmesini sağlayacak bir sistem geliştirmeyi hedefliyor.

TÜBİTAK UZAY, Türkiye'nin uzay keşiflerine liderlik eden bir kurum olarak, bu projeyle Ay Görevi'nin teknik altyapısına önemli bir katkı sunacak. Ay yüzeyinin detaylı bir şekilde incelenmesi için geliştirilecek olan geniş açılı kamera sistemi, hem bilimsel araştırmalar hem de gelecekteki uzay keşifleri için büyük bir önem taşıyor.

- Uydu ve uzay teknolojilerinde atılım

TÜBİTAK UZAY ve TÜRKSAT AŞ, Türkiye'nin uydu ve uzay teknolojilerindeki gelişimini hızlandırmak ve uluslararası arenadaki rekabet gücünü artırmak amacıyla "Uydu ve Uzay Teknolojileri Alanında İş Birliği Protokolü" imzaladı.

Bu işbirliği Türkiye'nin uydu ve uzay teknolojilerindeki yetkinliklerini güçlendirmek ve yeni projelere öncülük etmek amacıyla atılan kritik bir adımı temsil ediyor.

- Batarya test süreçleri güçlendirilecek

​TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü (RUTE) ile Test ve Değerlendirme AŞ (TRTEST) arasında ise hücre, modül ve batarya paketi seviyesinde test kabiliyetlerinin tanıtımı, pazarlanması ve satışı alanında önemli bir protokol imzalandı. Bu işbirliğinin sektördeki ihtiyaçlara daha etkili çözümler sunarak test sistemlerinin işletilebilirliğini artırması hedefleniyor.

​Protokol kapsamında, TÜBİTAK RUTE, TRTEST ile birlikte belirlenen testlerin ilgili standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak. TRTEST ise bu testlerin tanıtımını, pazarlamasını ve satışını üstlenecek. Her iki taraf, test talepleri doğrultusunda fiyat teklifleri sunacak ve test sonuçları rapor halinde müşterilere iletilecek.

​Bu işbirliği Türkiye'de enerji depolama ve batarya test süreçlerinin güçlendirilmesine katkı sağlayarak, sektördeki yenilikçi çözümlerin önünü açmayı hedefliyor.

-TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN da işbirliği anlaşması imzaladı

TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN ise yeni ürün geliştirme ve mevcut ürünlerin iyileştirilmesine yönelik olarak önemli bir iş birliği protokolüne imza attı.

"AR-GE İş Birliği Protokolü", millileştirme çalışmaları, lojistik destek, danışmanlık hizmetleri ve ihracat versiyonu çalışmaları gibi çok geniş bir yelpazede gerçekleştirilecek işbirliğini kapsıyor. Ayrıca, üretim hattı kalifikasyonu, üretim yeteneği kazandırılması ve benzeri çalışmaları da işbirliği alanları arasında yer alıyor.

TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN, bu işbirliğiyle Türkiye'nin savunma kabiliyetlerini daha da ileriye taşımayı hedefliyor. Protokol, Türkiye savunma sanayiinde dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlayacak stratejik projeleri de içeriyor.

TÜBİTAK BİLGEM ve HAVELSAN arasında MİLGEM Projesi'nin 6-12. gemileri için Mesaj İşletim Sistemi (MİS) tedarikine yönelik yeni bir sözleşme de yapıldı.

Daha önce MİLGEM'in 6-8. gemilerini kapsayan bu anlaşma, 9-12. gemilerin de dahil edilmesiyle genişletildi. MİLGEM Projesi, Türkiye'nin milli savaş gemisi üretme hedefinin bir parçası olarak hayata geçirilmiş, ülkenin deniz gücünü artırmaya yönelik stratejik bir adım olarak öne çıkıyor.