Akran zorbalığına karşı eylem planı hazırlanıyor
2023-2028 Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı kapsamında çocukları ve gençleri korucuyu ve önleyici bir dizi eylem planı hayata geçirilecek
Son dönemde artan akran zorbalığı olayları, çocuk ve gençler arasında yükselen akran zorbalığı olayları dikkatleri bu meseleye çevirdi. İktidar, 2023-2028 Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı kapsamında çocukları ve gençleri korucuyu ve önleyici bir dizi eylem planını hayata geçirecek. Geçen hafta Çanakkale’nin Biga İlçesinde İÇDAŞ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yaşanan akran zorbalığı olayında, 14 yaşındaki Murat Duha Yıldız ağır beyin hasarı aldı. İki kez kalbi duran Yıldız, hastanede yaşam mücadelesi veriyor. Bu olayın ardından İstanbul Erkek Lisesi’nde kız meselesi yüzünden yaşandığı belirtilen olayda, 11. sınıf öğrencileri yatakhaneleri basıp 9. sınıf öğrencilerini darp etti. Saldırganlar bıçak ve muşta göstererek gençleri tehdit etti. Bu tür olaylar artmaya başladı.
ZORBALIK OLAYLARI YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından belirlenen 12 bölge ve 62 ilde yürütülen bu çalışma kapsamında, ilkokuldan lise son sınıfa kadar farklı eğitim kademelerinde ve çeşitli okul türlerinde (devlet okulları, özel okullar, imam hatip liseleri, spor liseleri vb.) öğrenim gören öğrencilerden kapsamlı veriler elde edildi. Araştırma, yaklaşık 5 bin 600 çocuk ve ergen, 5 bine yakın anne ve bin 500 civarında babadan elde edilen verilerle desteklendi. İki yıl arayla iki farklı ölçüm yapıldı. Elde edilen bulgular, Türkiye’deki akran zorbalığı oranlarının oldukça yüksek seviyelerde olduğunu ortaya koydu. Araştırma sonucuna göre; zorbalık yapma oranları yüzde 50’nin üzerinde, maruz kalma oranları ise yüzde 70’e yaklaşıyor. Sonuçlar; Türkiye’de yaklaşık 18 milyon öğrenci nüfusu dikkate alındığında 9-10 milyon öğrencinin doğrudan akran zorbalığına maruz kaldığını veya zorbalık davranışı gösterdiğini ortaya koydu. Ortaokul ve lise öğrencilerinin dijital oyun oynaya alışkanlıkları incelendiğinde öğrencilerin hafta içi günde yaklaşık 3 saate yakın dijital oyun oynadığı belirlendi. Lise öğrencilerinin yüzde 35’i çok riskli ve orta derecede dijital oyun bağımlılığı riski taşıyor. Ortaokul öğrencilerinin yüzde 36’sı çok riskli ve orta derecede riskli dijital oyun bağımlılığı riski taşıyor. Lise öğrencileri arasında sosyal medya bağımlığı riski alarm verici düzeyde. Çok riskli ve orta derecede riskli öğrencilerin toplam oranı lise düzeyinde yüzde 50’yi bulurken, ortaokul düzeyinde bu oran yüzde 35’te. Siber zorbalık oranlarının da incelendiği ve lise öğrencilerinin yüzde 10’unun orta seviyede siber zorbalığa maruz kaldığı, yüksek düzeyde siber zorbalığa maruz kalma oranı yüzde 1,6 gibi düşük bir oranda olsa da bu sorunun gençler arasında yaygın olduğuna işaret ettiği belirlendi. Yine çocukların ve ebeveynlerin internet kullanım alışkanlıklarını incelemek amacıyla yürütülen bir çalışma kapsamında çocukların internette karşılaştıkları sorunlarda en çok annelerinden veya arkadaşlarından yardım aldığı, öğretmenlerine başvurma oranının ise düşük olduğu, ebeveynlerin, çocuklarını internetin güvenli kullanımı konusunda teşvik ettiği, ancak daha etkin bir rol model olmaları gerektiği vurgulandı.
“OKULA GİTMEK İSTEMİYORLAR”
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; çocukların ders başarısında düşüş, değişken ruh hali, okula gitmek istememe ve sosyal fobi gibi şikâyetlerle aileleri tarafından sağlık tesislerine getirildiği ya da öğretmenleri tarafından yönlendirildiği, yapılan değerlendirmelerde bu sorunların akran zorbalığına bağlı olduğunun tespit edildiği ortaya çıktı. 2024’te birinci basamak sağlık tesislerinde 185 bin 889 çocuğa ve 100 bin 624 aileye danışmanlık hizmeti verildiği, takip kararı alınan çocukların Sağlıklı Hayat Merkezlerinde izlendiği ve ihtiyaç duyanların çeşitli kurumlara yönlendirildiği belirtildi. Zorbalığa maruz kalan çocukların durumlarının istismar, madde kullanımı, intihar ve şiddet gibi riskler açısından da değerlendirildiği, istismar şüphesi olan çocukların adli makamlara bildirilerek Çocuk İzlem Merkezlerine yönlendirildiği, madde bağımlılığı riski olanların ÇEMATEM’e sevk edildiği, psikolojik değerlendirme sonucunda psikoterapi ya da ilaç tedavisi planlanabildiği, sosyal hizmet uzmanlarının okul rehberlik servisleriyle iş birliği yaparak okul değişikliği gibi tedbirler önerildiği vurgulandı. Afet sonrası durumlarda yaşanabilecek akran zorbalığı, şiddet, ihmal ve istismar gibi riskler için Çocuklarda Travmaya Yaklaşım Programı uygulanıyor. SIHHAT Projesi kapsamında göçmenlerin yoğun yaşadığı illerde sağlık okuryazarlığı eğitimleri verilerek 343 bin 509 kişiye ulaşıldı. 2023-2028 Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı doğrultusunda çalışmaların sürdürülüyor. Sağlık tesislerinin entegrasyonuyla yönlendirme süreçlerinin düzenleneceği, hizmet içi eğitimlerin devam edeceği, Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı kapsamında koruyucu ve önleyici faaliyetler Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek.
TBMM AKRAN ZORBALIĞI KOMİSYONU RAPORU
TBMM Akran Zorbalığı Alt Komisyonu, okulları ziyaret ettikten sonra kapsamlı bir ön rapor hazırladı. Bu raporda yer alan verilere göre;
- Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nce Akran Zorbalığı ile ilgili olarak okul yöneticileri ve öğretmenlere uzaktan eğitim verildi. 2021-2022 öğretim yılında Siber Zorbalık konusunda 8 uzaktan hizmet içi eğitim gerçekleştirildi. Bu eğitimlere yaklaşık 4 bin kişi katıldı.
- 2022-2023 yılında okullarda görevli yönetici ve öğretmelere yönelik; İnsan Hakları, Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi, kadınlara yönelik şiddetle mücadele, pandemi sonrası disiplin sorunları ve çözüm önerileri, güvenli ve bilinçli internet kullanımı, siber suç ve siber güvenlik ve dolandırıcılık, bağımlılıkla mücadele konularında eğitimler düzenlendi. Bu eğitimlere 5 bin okul yönetici ve öğretmen katıldı.
- 2023-2024 eğitim-öğretim yılında ise okullarda görevli yönetici ve öğretmenlere yönelik; kadınlara yönelik şiddetle mücadele, akran zorbalığı ve siber güvenlik konularında uzaktan eğitimler düzenlendi. Yaklaşık 1350 yönetici ve öğretmen katıldı.
- Okullarda eğitim gören tüm kademelerdeki öğrencilere yönelik rehber öğretmen/psikolojik danışmanlar tarafından uygulanması amacıyla akran zorbalığı farkındalık programları hazırlandı. Öğretmen ve velilere yönelik bilgilendirici sunum, afiş ve broşür içerikleri oluşturuldu.
- Protokol kapsamında; 2024-2025 eğitim-öğretim döneminde, bin 219 okulda, sabit olarak görev yapan bin 32 okul kolluk görevlisi, 23 bin 676 okulda, okul yönetimi ile sürekli iletişim halinde olacak 19 bin 856 güvenli eğitim koordinasyon görevlisi, 20 bin 848 okulda, giriş çıkış saatlerinde 5 bin 803 ekip görevlendirildi.
ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’NIN ÇALIŞMALARI
- BTK merkez teşkilatı ve bölge müdürlüklerince düzenlenen bilinçli ve güvenli internet kullanımı farkındalık etkinlikleri çevrimiçi ve yüz yüze gerçekleştiriliyor. Bu doğrultuda 2024 yılında ülke genelinde 120 eğitim düzenlendi. Yaklaşık 23 bin öğrenci ve ebeveyne ulaşıldı. 2017 yılından bu yana bin 300’den fazla eğitimde 210 bin kişiye ulaşıldı.
Eğitimlerde; internetin bilinçli ve güvenli kullanımına yönelik kişisel verilerin korunması, internet ve mahremiyet, internette hak ve sorumluluklar, internette yasadışı içerikler, siber zorbalık, sosyal medya, dijital oyunlar, teknoloji bağımlılığı gibi konulara yer verildi.
- Akran zorbalığıyla ilgili olarak e-rehberlik sisteminden elde edilen veriler doğrultusunda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde toplam 4 milyon 309 bin öğrenci, yaklaşık 185 bin öğretmen ve 185 bin veliye eğitim verildi.
- 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 7 milyonu aşkın öğrenciye, 140 binden fazla öğretmene ve 850 bini aşkın veliye şiddetin önlenmesi kapsamında eğitimler verildi.
- Bakanlık tarafından yapılan istatistiksel çalışmaların sonuçlarına göre; 2023-2024 eğitim-öğretim yılında zorbalıkla mücadele kapsamında 7 milyon öğrenciye, 144 bin öğretmene ve 857 bin veliye eğitim verildi. Akran zorbalığı özelinde ise 4 milyon 309 bin öğrenciye, 185 bin öğretmene ve 185 bin veliye farkındalık kazandırıldı. Siber zorbalık konusunda gerçekleştirilen psikoeğitim programları aracılığıyla 476 bin öğrenciye ulaşıldı. Bu eğitimlerin etkisinin sadece bireysel düzeyde kalmayıp, öğrencilerin çevrelerinde bir sosyal etki alanı oluşturarak yaygınlaştırıldı.
SİBERAY PROGRAMI
Çocukların korunmasına yönelik önemli projelerden biri olarak Çocuk ve Gençler Sosyal Koruma ve Destek Programı (ÇOGEP) kapsamında 2012-2023 yılları arasında 898 proje uygulandı ve 5 milyon 402 bin çocuğa ulaşıldı. Bu projelerle çocukların sosyal, kültürel ve sportif gelişimleri desteklendi; risk altındaki çocukların topluma sağlıklı bireyler olarak kazandırılması amaçlandı. Siber zorbalıkla mücadeleye yönelik olarak ise SİBERAY Programı uygulanmaya başlandı. 2020’den bu yana güvenli internet kullanımı, siber suçlar, dijital okuryazarlık ve teknoloji bağımlılığı konularında farkındalık artırıcı faaliyetler yürütüldü.
İçişleri Bakanlığı; çocukların güvenliği, şiddetten korunması ve akran zorbalığına karşı önleyici hizmetlerin güçlendirilmesi amacıyla sürekli ve düzenli bir işleyişle, özellikle okul güvenliği ve sosyal risklerin yönetimi konusunda aktif bir saha çalışması yürütüyor. Dilin kullanımı ve algısal etkisi, sosyokültürel teori açısından bireyin içinde bulunduğu, toplumsal bağlamı ve düşünce biçimini şekillendiren bir unsurken, etiketleme kuramı bağlamında bireyin kimlik algısını etkileyerek zorbalık döngüsünün devam etmesine veya kırılmasına yol açabiliyor. Bu nedenle; eğitim programlarında ve rehberlik hizmetlerinde kullanılan kavramların bilinçli şekilde seçilmesi, çocukların davranışlarını değiştirme süreçlerine doğrudan etki edebiliyor.
KOMİSYON RAPORU
Akran zorbalığı, eğitim çağındaki çocukların sağlıklı gelişimini olumsuz etkileyen önemli bir toplumsal sorun olarak varlığını sürdürüyor. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, sorunun yalnızca eğitim kurumlarıyla sınırlı olmadığı, aileden başlayarak sosyal çevreye ve dijital ortamlara kadar yayıldığı görüldü. Bu durum, akran zorbalığına karşı verilecek mücadelenin çok boyutlu, kapsamlı ve sürdürülebilir olmasını zorunlu kılıyor. TBMM Akran Zorbalığı Komisyonu ön raporunda şu tespitleri yaptı:
- Akran zorbalığı, özellikle kırılgan ve dezavantajlı gruplar üzerinde daha derin izler bırakmakta, bu durum toplumda eşitliğin sağlanması açısından da ek önlemleri gerektirmektedir. Çocukların karşılaştıkları şiddet, zorbalık ve ayrımcı davranışlar, yalnızca bireylerin değil toplumun da genel sağlığını ve huzurunu tehdit etmekte; sağlıklı nesiller yetiştirme hedefini olumsuz yönde etkilemektedir.
- Akran zorbalığıyla mücadelede başarıya ulaşabilmek için sorunun yalnızca eğitim sistemi içinde değil, aynı zamanda aile, sağlık, sosyal hizmetler, adalet ve kolluk kuvvetleri gibi alanları kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
- Kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi, sürdürülebilir iş birliği mekanizmalarının oluşturulması, ortak politikaların geliştirilmesi ve uygulanması bu mücadelenin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır.
- Başta eğitimciler ve aileler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin akran zorbalığı konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Toplumsal farkındalığın artırılmasıyla birlikte çocukların yaşadığı sorunların zamanında tespit edilmesi ve hızlı müdahale edilmesi mümkün olacaktır.
- Zorbalığa uğrayan çocuklara yönelik psikolojik ve sosyal destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve bu hizmetlere erişimin kolaylaştırılması, çocukların yaşadıkları travmaların uzun vadeli etkilerini azaltmada kritik önem taşımaktadır.
- Akran zorbalığı gibi çok boyutlu bir sorun karşısında etkin çözümler üretebilmek için kurumların bireysel çabaları yeterli olmayacaktır. Tüm kurum ve kuruluşların, sivil toplumun ve ailelerin ortak hareket etmesi ve güçlü bir iş birliği kültürü içinde hareket etmesi gerekmektedir.
- Gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, mevcut uygulamaların etkinliğinin düzenli olarak değerlendirilmesi ve güncellenmesi, saha çalışmalarının artırılması ve toplum genelinde bilinçlendirme faaliyetlerinin sürekli hale getirilmesi önem arz etmektedir.
- Sağlıklı ve güvenli eğitim ortamları oluşturmak, çocuklarımızın fiziksel, sosyal ve psikolojik yönden güvenliğini sağlamak ve güçlü nesiller yetiştirmek adına tüm toplum kesimlerinin duyarlılık ve sorumluluk içinde hareket etmesi beklenmektedir.