Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KLASİK Batı müziğine ve derinliğine olan ilgi ve anlayışın tüm dünyada azaldığını görmek, dünyanın ve insanlığın gidişatıyla bağdaştırılabilecek bir şey midir sizce? Ülkemizde de bu müzik türüne olan ilginin çok öncelerden beri fazla olduğunu söyleyemeyiz. Ancak bugün artık popülist akımlar o denli yetkin ki ciddi senfonik orkestralar bile bu güç karşısında biraz sindirilmiş gibiler. Halkın kulağını ve zevkini geliştirme misyonu bir yana, dinleyicinin kulağına hoş gelsin diye, nitelikli ve ciddi klasik müzik programlarının yerine, çoksesli ve evrensel eserlerin "yanına ve aralarına" neredeyse pop müzik parçaları yerleştirilmektedir. Tüm dünyada yaşanan bu yozlaşma karşısında, ciddi klasik müzikseverin ve dinleyicisinin konserlere gitmekten uzaklaştığını ve esasında tadının da bu yüzden oldukça kaçtığını düşünüyorum.

        TAM BİR KAOS!

        Çocukluğumda senfonik orkestralar sadece çoksesli evrensel müziği seslendirir ve icra ederlerdi. Salonlardaki klasik huzur ve atmosfer de çok farklıydı. Şimdi ise durum bu değil. Okuduğum bir Aziz Nesin kitabının başlığını hatırlatıyor her şey: "Memleketin Birinde Hoptirinam"... Değerler birbiriyle karışmış ve tam anlamıyla bir "kaos" durumu mevcut. Oysa ki nitelikli sunumlar ve yetkin yorumların yaşandığı bir klasik müzik konseri ulvidir. Değerleri kalıcıdır, bundan alınan zevk ve heyecan da bambaşka düzeydedir. İşte bu yüzden, yetkili ve uzman eğitimcilerin kültür ve bilinç düzeyinin yükseltilmesi konusunda vermiş oldukları kararlar, hizmet ve gerçekçi zahmetler çok ama çok kıymetlidir. Aksi takdirde, vasıflı -vasıfsız sahnedeki herkesi alkışlayan, değerlerin farkını ve hazlarını yaşayamayan bir dinleyiciyle aynı salonda bulunuyor olmak ve icra edilen müziğin paylaşımını birlikte yaşamak maalesef mümkün olamıyor.

        TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM...

        Değerli müzik yazarlarımızın dışında, kendi uzmanlık dalları müzik olmasa da sürekli konserlere giden, donanımlı, sanatçıya ve onların sanatlarına takdir ve özenle yaklaşan, büyük kitleler tarafından okunan seçkin köşelerinde onlara her zaman yer ayıran, son derece samimi bulduğum ve takdir ettiğim değerli iki büyüğümden söz etmek isterim. Yeni çıkan bir kitaba gösterdiği ilgi veya bir virtüözün yeni çıkan CD kaydındaki başarısını her zaman öne çıkaran ve bunu yaparken gerçekleri vurgulayan Sayın Doğan Hızlan'a ve gittiği her değerli konser, açılış ve etkinlikten duyduğu doğal heyecanı, dinlediği ve beğendiği sanatçı hakkındaki düşüncelerini tüm içtenliğiyle paylaşmayı bilen Sayın Hıncal Uluç'a buradan en candan sevgi, hürmet ve şükranlarımı sunmayı borç bilirim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar