Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gençlerin önemli bir bölümünün işsiz ve eğitimsiz olması; ülkemizin kalkınması, toplumun refahı, huzuru, sosyal barışı, dayanışması ve geleceği açısından “karamsar” bir tablo oluşturmaktadır. Gençliği eğitimin, üretimin, istihdamın ve ekonomik yaşamın içinde olmayan bir ülkenin geleceği “parlak” olmaz. Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)nün raporuna göre; eğitimin ve istihdamın dışında olan gençlerimizin oranı yüzde 33’ü bulurken bu oran kızlarda yüzde 46’yı geçiyor. Bunun anlamı; 18-24 yaş arasındaki her 3 gencimizden biri amaçsız, hedefsiz olarak boşta geziyor.

        OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim 2017” raporunda kuruluşa üye 35 ülke arasında Türkiye; gençlerinin işsiz ve eğitimsiz olmaları açısından ön sıralarda yer alıyor. Raporda 18-24 yaş gurubunda 3 milyonu kız, 1 milyonu da erkek olmak üzere 4 milyon gencin eğitim ve iş olanağından mahrum kaldığı vurgulanıyor. Raporda ayrıca; 18-24 yaş gurubundaki kızların yüzde 40.5’i “atıl”, yüzde 5.9’unun da “işsiz” olduğu belirtilirken, erkeklerin yüzde 11.6’sının “atıl”, yüzde 8.1’inin de “işsiz” olduğu vurgulanıyor.

        Türkiye bu oranlarla eğitim ve istihdam dışı gençlerde OECD ortalamasını erkeklerde 2’ye, kızlarda da 3’e katlıyor. Öte yandan; Gayrisafi Yurtiçi Hasıladan eğitime ayrılan pay OECD ülkelerinde yüzde 5.2 iken ülkemizde bu oran, OECD ortalamasının yüzde 0.3 puan gerisinde.

        **************

        HUKUKÇU VE DOKTORLAR

        Üniversite; bilim, teknoloji, üretim, verimlilik ve kalite bağlamında üniversite-sanayi işbirliğine önem ve öncelik vermelidir.

        Ne var ki; üniversite sanayiden kopuk bir manzaraya sahip. Son yıllarda üniversitesi olmayan İlimiz kalmadı. Ancak; üniversitelerimizin sayısı artarken bu kez, üniversite eğitimindeki “kalite” sorunuyla karşı karşıya kaldık. Birçok üniversitemiz eğitim kadrosu, bilim ve teknoloji altyapısı bakımından “yüksek lise” düzeyinden öteye geçemedi. Yargıtay Başkanı, Adli yıl açılış törenindeki konuşmasında sayıları artan hukuk fakültelerinin “niteliksiz” eğitim verdiğini , “yetersiz” eğitim alan yargıç ve savcıların da adalet dağıtımda “yetersiz” kalacağının altını çizdi.

        Aynı şekilde; Türk Tabipler Birliği’nin değerlendirmesinde Tıp fakültelerinde “eğitim kalitesi”nin düştüğü, yeni yetişen doktorların “donanımsız” olduğu vurgulanarak, “Atatürk’ün beni Türk Doktorlarına emanet edin” dediği doktorların “yeterli” eğitim alan doktorlar olmadığı anlatıldı.

        Unutmayalım ki; mühendisi, doktoru, hukukçusu “kalitesiz” eğitim alan ülkemizde ne sağlık alanında, ne kalkınmada, ne de hukuk devleti uygulamalarında gelişmiş ülkelerin standardını yakalayamayız. Her Türk gencinin üniversiteye erişimini sağlayalım, ancak “nitelikten” ve “kaliteden” ödün vermeyelim.

        Sonuç olarak: Gençlerimizi geleceğe hazırlamazsak, ülkemizin de geleceği olmaz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar