Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        24 Haziran seçimlerimde, ilk kez “yasal ittifak”ların oluşmasıyla güçlü, etkili ve enerjik Cumhurbaşkanı adaylarının ortaya çıkmasıyla, koşullar “eşit” olmamakla birlikte siyasette “güzel” bir rekabet oluştu. Kampanya sırasında hizmet odaklı rekabetin ne kadar değerli olduğu ve politik yaşama “kalite” kazandırdığı da çok açık bir şekilde anlaşıldı, görüldü. En önemlisi de; siyasette sadece kendi taraftarlarına yönelik değil, daha “kapsayıcı” ve “kucaklayıcı” bir dil kullanılmaya başlanması oldu.

        Bu arada; seçimlerde propaganda, medya ve devlet olanaklarından eşit koşullarda yararlanılmamasının “adil” bir ortamda yapılmamasının “kamu vicdanı”nda yarattığı rahatsızlık da gözler önüne serilmiş oldu.

        Bununla birlikte; kampanya sırasında projelerin yarışmasının, vatandaşların seçime olan ilgisini artırdığı ve demokrasiye hem “içerik”, hem de “kalite” kattığı da anlaşıldı.

        Öte yandan; “güçlü” adaylar, “tatlı rekabet” ve “esprili” dil; siyasi tavırların yumuşayabileceği umudunu yeşertti.

        YURTTAŞLIK GÖREVİMİZ

        Öte yandan; kampanya sırasında daha çok hukuk, daha gelişmiş demokrasi ve daha çok özgürlük isteminin “güç” kazandırdığı görüldü. Ayrıca; kaliteli eğitim, eğitimde fırsat eşitliği, bilim ve teknoloji, gençlerin işsizliği ve gençliğin sorunları da seçim gündeminin başat konularından oldu.

        Bu arada; huzur, barış, insan hakları, iş ve aş da; Cumhurbaşkanı adaylarının seçilmeleri halinde önem verecekleri konular olarak şekillendi.

        Meydanlardaki siyasi polemiklerin demokrasiye zarar verecek bir boyutta olmaması; demokrasi adına umut verici oldu. Unutmayalım ki; demokrasi soran, sorgulayan, özgüveni yüksek, yurttaşlık sorumluluğu taşıyan bilinçli ve akıllı insanların rejimidir.

        Nasıl ki; vergi vermek, askere gitmek, yasalara saygılı olmak vazgeçilmez ve devredilmez temel yurttaşlık görevleri ise, 24 Haziran’da sandığa giderek oy kullanmak ve sandığı demokrasinin “namusu” görerek sahiplenmek de, o ölçüde yurttaşlık görevidir.

        Sonuç olarak: Demokrasiye kalite kazandıranın kurumlar ve kurallar rejimi olması ve çoğulcu, çok sesli, saydam ve hesap verebilir nitelik taşımasıdır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar