Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çocuğunuz okuldan eve mutsuz döndüğünde ona “Ne oldu?” diye soruyor musunuz? Mutlaka sorun ve anlattığı hikâyelere çok dikkat edin

        ÇOCUKKEN size “Şişko patates” diye seslendiler mi? Biraz tombulsunuz diye güldüler mi? Nasıl üzüldüğünüzü hatırlıyor musunuz? Büyüdük, çoluk çocuk sahibi olduk. Peki şimdi siz çocuğunuzu mutsuz gördüğünüzde ona “Ne oldu?” diye soruyor musunuz? Sorun ve size anlatacağı hikâyeyi “Zamanında bizimle de dalga geçerlerdi. Ne var canım bunda?” demeden dinleyin.

        DIŞ GÖRÜNÜŞLE DALGA GEÇİLMEZ

        Belki eskiden üzülen ve içine kapanan çocuk, bugün mutsuz ve depresif bir yetişkin olarak hayatına devam ediyor. Buna ne hakkımız var? Bunu yapan da, yapılmasına izin veren de aynı derecede kötü. Çocuklarımıza dış görünüşle dalga geçilmemesini öğretmeliyiz. İnsana saygı böyle başlar.

        Bugün kızdığımız, üzüldüğümüz birçok davranışın sebebi çocukken başlıyor. Çocukken “Şişko” diye bağırılan kişi ya kendini çok kötü hissettiği için daha çok yiyor ya da tamamen yemeği kesip aç gezmeye, yiyip kusmaya çalışıyor. Yeme bozuklukları her geçen gün artıyor. Çocukların anlattıklarına önem verdiğimizde onları yakalayabiliriz. Bu konuda başta anne-babalar olmak üzere, öğretmenler ve anneanne- babaannelere de görev düşüyor.

        ÇOK HASSAS BİR KONU

        Geçenlerde oğlum başına gelen bir şeyi anlatırken, “Ben zayıfım ya” diyerek devam etti. Anlattığı hikâyede onun zayıf olması çok iyi, diğer çocuğun şişman olmasıysa çok korkunçtu. “Bu konuda arkadaşına bir şey söyledin mi?” dedim. “Hayır, zaten herkes ona şişman diyor, ben demiyorum” dedi. “Sen ne düşünüyorsun?” dedim. “İyi ki ben şişman değilim” dedi.

        O kadar hassas bir konu ki bu! Oğluma “Arkadaşın şişmansa, çok aburcubur yiyor olabilir. Ne kadar yemesi gerektiğini bilmiyor olabilir. Bir sağlık problemi olabilir. Hiç hareket etmiyor, spor yapmıyor olabilir. Bu onun özel durumu ve bu konuda kimse yorum yapmamalı. Asla onu kıracak bir şey söyleyemeyiz. Zayıf olmak da iyi olmak anlamına gelmez. İyi beslenmiyorsan zayıf olmak da kötüdür. Önemli olan sağlıklı beslenebiliyor musun? Mesela her gün sebze yiyor musun?” dedim. “Bugün yeşil soğan yedim, olur mu?” diye sordu. “Olur” dedim ve ekledim: “Her gün taze meyve, kuruyemiş, süt ve yumurta tüketirsen her şey yolunda gider...”

        KENDİNİ YALNIZ HİSSETMESİN

        Siz de sınıf hikâyelerinde, oyunlarda bununla ilgili bir şey fark ederseniz, çocuğunuzu koruyun. Onunla konuşun. Başkalarıyla dalga geçmemeyi, onunla dalga geçen olursa da bunun ne kadar saçma bir şey olduğunu anlatın. Kendini yalnız hissetmesin.

        ***********

        DİYETİSYENDEN VE PSİKOLOGDAN YARDIM ALIN

        YEME bozukluğu sinsice başlar. Çocuk fark etmeden yemeği azaltır. “Ben tokum” demeye başlar. Ardından hiç sofraya gelmez, bunun için bahaneler bulur. Aşırı spor yapmaya başlayabilir veya garip isteklerde bulunabilir. Bilmediğiniz bitki çaylarını deneyebilir. Aman dikkat! Eğer yeme bozukluğu başlıyor gibi hissederseniz bir diyetisyen ve psikologdan yardım alın. Sakın ertelemeyin. Çocuğunuza asla kızmayın ve paniğe kapılmayın.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar