Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hande Birsay’ın yeni kitabı ‘Emiyor mu?’, adını doğum sonrasında annelere en çok sorulan sorulardan birinden alıyor. Birsay, “Beslenme konusunda çok fazla sorun var. Kitapta, zorlandığım anları anlattım” diyor

        SOSYAL medya anneleri diye bir şey var artık. İyi mi kötü mü çok emin değilim. Onları sürekli çocukları ve eşleriyle en özel anlarını paylaşırken görmek bazen çok saçma gelirken, bazen de “Ay ne güzel düşünmüş de paylaşmış” diye beğendiklerim oluyor.

        Aralarında bir anne var ki her paylaşımını okurken gülmekten yerlere yatıyorum. “Oh be” diyorum, “Sonunda biri gerçekleri anlatabiliyor.” Bu anne ‘hihieved’ hesabının sahibi olan Hande Birsay. Yeni kitabı ‘Emiyor mu?’nun adı doğum sonrasında anneye yöneltilen soruların başında geliyor. “Naber, nasılsın?” der gibi, bu soru soruluveriyor. Hande’yle buluşup biraz dertleştik. İşte sorularıma yanıtları...

        ‘TANIDIKÇA RAHATLIYORSUN’

        - Nasıl başladı hikâye?

        Hamilelik haberimi ilk aldığımda doktordan çıkıp deli gibi cam şişede süt aramaya başlamıştım. Her şey paniğe dönüştü. “Ne zaman normale döneceğim?” diye düşündüm. Yıllar içinde, kendini ve çocuğunu tanıdıkça rahatlıyorsun, hayat normale dönüyor. Sakin düşününce doğru karar veriyorsun.

        - Senin hayatın ne zaman normale döndü?

        Oğlum Kerem hasta olduğunda çabuk kusan bir çocuk. Bunu fark edince bize karşı kullanmaya başladı. İçtiği sütü kusunca, panikle bir şeyler yedirmeye çalıştım. Annem bana “Sen miden bulandığında bir şey yemek ister misin? Bırak. Şu an midesi iyi değil, yiyemez” dedi. O an fark ettim, gerçekten de ne diye yedirmeye çalışıyorum? Bir şey olmaz, acıkınca, isteyince yine yer. Bazen bu kadar basit ve sakin düşünmek gerekiyor.

        - Artık sakin misin?

        Beslenmeyle ilgili çok ciddi sıkıntı yaşadım. Prematüre doğum yapmam sebebiyle oğlumun kilosu her zaman düşüktü, boyu hep yaşıtlarına göre kısaydı. Doktorumuz kızan bir doktor değildi ama doktora gittiğinde seni o eğride işaretliyor ve sen de üzgün üzgün bakıyorsun. Karşılaştırmalar başladığında canın sıkılıyor. “Sizinki kaç aylık?” diye soruyorlar, “3” diyorum mesela, onunki de 3 aylık ama bizimkinden çok daha büyük. Bu, insanı biraz paniğe sürüklüyor. Kerem 2 yaşından sonra rahat yemeye başladı, ben de o zaman sakinleştim. Ama 2 yaşına gelene kadar çok zorlandığım, çok ağladığım zamanlar oldu.

        ‘BAŞARISIZLIĞI ANLATTIM’

        - Neler denedin peki o arada?

        Organik pazarlara gidip özel tarifler pişirip benim bile yemediğim şeyleri çocuğa yedirmeye çalıştım. Yemedi, biz de yiyemedik. Elimde avokadolar ve balkabaklarıyla kaldım. Şu anda Kerem’in yaşıtlarıyla arasındaki fark normale döndü. Yaşıtlarına göre küçük olunca aradaki farkı tamamlamak için yemeğe yükleniyorsun.

        - Sosyal medya hesabını hangi düşünceyle açtın?

        Kendimle dalga geçmek için sosyal medya hesabı açtım. Bu kadar kalabalık olduğumuzu bilmiyordum. Çok fazla sorun var, özellikle beslenme konusunda. Herkes mükemmel. Hep kendi kendine yemek yiyen çocuklar, hep mükemmel tarifler ve organik ürünler görüyorum. Tarifler harika tamam ama çocuğa nasıl yaklaşacağımı, o yemeği çocuğa nasıl vereceğimi anlatan yok. Bu konuda kitaplar da yok.

        - Sen ‘Emiyor mu?’ adlı kitabını yazmaya nasıl karar verdin?

        Başarısızlıktan doğan bir kitap aslında bu. Benim de onaylanmaya ihtiyacım var, benim de alkışlanma beklentim var. Bunu hepimiz hissediyoruz aslında. Ama ben bu başarısızlığı da anlatmak ve buna rağmen bizim de şahane olduğumuzu göstermek istedim.

        ‘ZORLANDIĞIM ANLARI ANLATTIM’

        - İnsanlardan nasıl tepkiler alıyorsun?

        Bu hesap ve kitap hayatımın bir parçası sadece. Sürekli çocuğa cips yedirdiğimi, sürekli ağladığını ve sürekli uykusuz kaldığımızı zannediyorlar. İmza gününe biri geldi, Kerem’i görüp “Ee gülüyor” dedi. Tabii ki gülüyor. Ben sadece geçiş dönemlerini, zorlandığım anları anlattım. Kimseye örnek olmak zorunda değilim. Okul öncesi öğretmenleri “Bizim anlatmaya çalıştığımız şeyleri ne güzel gösterdiniz” diyor. “Daha önce sıkıntı çektiğimiz şeylere şimdi gülüyoruz” diyenler de oluyor.

        ‘MÜKEMMEL OLMAK ZORUNDA DEĞİLİZ’

        - Sosyal medyadaki tüm anneler mükemmel sanki...

        Her yerde öyle... Kreşlerin adı bile dâhi çocuk, harika çocuk... Nerede bu çocuklar, anneler? Ben bunlara inanmıyorum, bu sadece stres oluşturuyor. Herkes her konuda mükemmel olmak zorunda değil. Geçenlerde Kerem hamurla oynarken, “Ben çok güçlüyüm” dedi. Ben de “Güçlü olmak önemli değil, mutlu olman daha önemli” dedim ama sonra “Güçlü olma kavramını ‘Yumurta yersen güçlü olursun’ diyerek, yediğinde ‘Bravo’ diyerek ben soktum kafasına” diye düşündüm. Yapmamam lazımdı.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar