Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Evet bir level yani seviye daha atladık, kent merkezinde yaşadığımız zorluğu katladık. İZDENİZ’de grev sürer, vapurlar çalışmazken tramvay çalışmaları devam ediyordu şimdi en vurucu noktaya gelindi. Alsancak Liman meydanı daraltıldı, iki şerit daha trafiğe kapatıldı. Şahtık, şahmaran olduk! Sendika ise ne yazık ki bu durumu avantaj görmeye devam ediyor.

        İzmirli eziyet çekecek, Başkan dize gelecek! Ya da tersi! Kent dirayet gösterecek, sendika diz çökecek! Karşılıklı salvolar sürerken İzmirliler bu sıcakta duraklarda, yollarda perişan, sersefil, trafik candan bezdire dursun. Dünya değişti, şimdi arşıalemin öte yanında tanıdığa bir dakikada cepten ulaşıyorsun, en karmaşık yazılımı hazırlamak hafta sürmüyor, komşu çocuğu internet oyunlarından şakır şakır para kazanıyor ama en ezberlendik sendikal yöntemler değişmiyor. Kim görece eziyet gücüne sahipse o finale yürüyecek. Sendikal faaliyetlerde pazarlık süreçlerine mutlaka yeni baremler, bakış açıları getirilmeli. Emek sermaye dengesinin küresel bazda sermaye lehine değişime uğraması, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşamını emeği ile sağlayanlar açısından istihdam ve sendikal örgütlülük sorunlarını arttırıyor. Bunda bir beis yok..

        AYNI TIKANMIŞLIK

        Hızla artan nüfusa karşı yeterli istihdam olanakları sağlanamayınca iş hayatı çalışan değil, işveren üzerinden gelişiyor. Sendikalar olmak üzere toplumun tüm katmanlarına aynı tıkanmışlık, tekrarlanmışlıklar yansıyor. Yaklaşımlar en yükseği isteyelim, makul olana razı olalım algısıyla,sokaklarda dolaşan parfüm satıcılarını andırıyor. 80 TL’den tezgahı açıp 10’a fit olan. Bu işin bir ayağı, öte ayağında belediye cephesi var. Yani sermayesi halkın vergilerinden oluşan yerel yönetim. Bizler kaynar suya atılan kurbağa gibi sesimizi yükselttikçe zam teklifinde artış öneriliyor. Pazarlığın doğası hedef kitleye eziyet çektirmek değildir. Anlaşmazlığın 30. gününden itibaren taraflardan birinin arabulucu isteme hakkı doğuyor. 20 günü geçtik, iş arabulucuya doğru gidiyor. Her iki taraftan da, sayılara boğmadan, demogojiye girmeden önerdikleri son tekliflerini alalım lütfen. Net ifadelerle açıklayınız. En düşük ve en yüksek maaşlar giydirilmiş ya da çıplak halleriyle net ne öneriliyor.

        Diğer benzer kentlerde aynı işi yapan işçilerle aradaki fark nedir? Bu sıkıntıyı biz İzmirliler nasıl bir fark için yaşıyoruz? Grevin yaklaşık 5 milyon TL’lik zarara yol açtığı doğru mudur? Temmuz’dan Ağustos’a geçtik. Yazın tam ortası. Güneş damlıyor içimize. Biz yollarda, duraklarda çoluk çocuk per perişan. Tamam belediye titiz davranmakta haklı kimse kentin parasını çarçur etmesin ve aynı zamanda sendikada işçiyi, emekçiyi mağdur etmesin. Dengeyi kurmak önemli.. Ama bu dengeyi kente, kentliye zarar vermeden yıpratmadan kurmak mesele. Sonuçta her iki taraf da bu kentindir. Emeği de,sermayesi de.. Beyler süre bitti sizin asıl arabulucunuz artık İzmir halkıdır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar