Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Darbe Nedir?

        Siyasi iktidarın beklenmedik bir anda fiziki şiddet kullanılarak ya da şiddet kullanma tehdidiyle, yasalarda belirtilen ya da normal kabul edilen usuller dışında el değiştirmesi olarak tanımlanabilir. Kelimenin kökeni olan "darb" dövme, vurma ve güç kullanma gibi anlamlar taşır. Bu tanıma göre herhangi bir iktidar değişikliğini "darbe" olarak nitelendirebilmek için siyasi iktidarın nasıl el değiştireceğinin kurallarının az ya da çok belirli olması gerekir. İktidarın nasıl el değiştireceğine dair kuralların belirsiz olduğu bir siyasal sistemde gerçekleşen iktidar değişimini darbe olarak nitelendirmek kavramı haddinden fazla genişletmek anlamına gelir.

        Dil, düşünceleri iletmek için kullanılan basit ve tarafsız bir araç değildir. Siyasal bir olguyu tanımlamak, ister istemez bir bakış açısı ve değer yargısı gerektirir. Hele hele iktidarın el değiştirmesi gibi hayati sonuçları olan bir olayı ifade edecek kelimelerin seçiminde bu durum daha da önemlidir. Rejim değişikliğini destekleyenler iktidara el koyma eylemini darbe olarak nitelendirmeyip devrim, ihtilal, inkılap ya da harekat gibi olumlu çağrışımları olduğu düşünülen kavramları tercih ederler. Karışma ve araya girme anlamına gelen "müdahale" ya da "askeri müdahale" akademik yazında darbe kelimesini kullanmak istemeyenlerin tercih ettiği kavramlardan biridir. Ordunun işlerin içinden çıkılmaz hale geldiği bir durumda devreye girmek durumunda kaldığı ima edilir. İktidardan uzaklaştırılanlar ya da rejim değişikliğinden zarar görenler ise isyan, darbe, baskın ya da iktidar gaspı gibi olumsuz çağrışımları olan sözcükleri kullanacaklardır. Keza durumun istisnailiğini, beklenmedik karakterini ifade etmek arzusuyla, kısmen daha tarafsız olduğu düşünülen "vaka" ya da "fiili durum" kelimeleri de kullanılmaktadır.

        Başarılı darbelerin sonucunda devlet aygıtı içindeki güç dengeleri, bunun yanında bir bütün olarak devlet aygıtının çeşitli toplumsal güçlerle ilişkileri yeniden tanımlanır. Siyasal rejimin eski ve bilindik kuralları artık yürürlükte değildir. İktidarı ele geçiren güç, siyasetin kurallarını da yeniden tanımlamaya soyunmakta, kendisini hiçbir hukuki norm ile bağlı görmeyen "asli kurucu iktidar" hüviyetine bürünmektedir.

        Günümüzde zor kullanma ya da zor kullanma tehdidi çoğu zaman ordular tarafından yerine getirilebileceği için darbeler büyük oranda ordular tarafından ya da orduların açık ya da zımni desteği ile gerçekleşir. "Sivil" bir darbeden söz etmek, ancak ordusu bulunmayan ya da önemli olmayan devletlerde gerçekleşebilecek bir duruma işaret eder. Ancak bu halde bile darbenin başarısı silahlı gücün -rejim ordudan çok polis gücüne de dayanabilir- desteğine bağlıdır. Siviller tarafından başlatılan bir darbe, uzun dönemde başarılı olmak istiyorsa silahlı gücü kendi tarafına çekmek durumundadır.

        Nihai analizde şiddet tekeline sahip olma iddiasını dile getiren bir devletin temel organlarından biri olarak ordunun geniş anlamıyla siyasetin dışında kalması çok zordur. Sorun ordunun siyasal etkisinin olup olmamasından ziyade bu etkinin nasıl ve ne şekilde tezahür ettiğidir. Liberal demokratik ideal, orduların seçilmiş siyasal güçler tarafından kontrolü ilkesini savunur. Ordu gündelik siyasi mücadelenin dışında kalmalı, nihai karar alıcı olan seçilmiş sivillere hesap vermeli ve onlar tarafından alınmış kararları hayata geçirmelidir. Bu ilke ordunun özerkliğini tamamen dışlıyor değildir. Örneğin diğer bürokratik örgütler gibi ordular da kendilerine ayrılan bütçeyi artırabilmek için siyasi iktidar nezdinde lobi faaliyetinde bulunurlar. Ayrıca kendi kurumsal iç düzenlemelerinde de belli bir manevra alanına sahiptirler. Keza siyasi iktidarın ulusal güvenliğe ilişkin politikalarını -değişen derecelerde olmak kaydıyla- şekillendirirler. Bunlar o kadar rutindir ki siyasete karışma ya da müdahale kelimesini kullanmak yerinde olmaz.

        Ordunun siyasal hayata müdahalesinin en sert, keskin, açık ve tartışmasız şekli olan darbeler, genellikle devletin toplumsal sınıflar ve gruplarla olan bağları ve ilişki biçimlerindeki bunalımın neticesinde ortaya çıkarlar. Devletin demokratik siyasal rejimdeki yeri ve işlevi, sosyo-ekonomik-politik düzeni korumak ya da dönüştürmek isteyen güçleri tatmin etmeyebilir. Bu halde statükodan rahatsız olan kesimler silahlı kuvvetleri harekete geçirmeyi deneyebilirler. Ancak rejim değişikliğini herhalükarda toplumsal güç dengelerindeki değişimin bir neticesi olarak görmek, siyasetin kendine has dinamiklerini gözden kaçırmak anlamına gelebilir. Süreç sosyal sınıf ve grup çıkarlarından kısmen bağımsız bir şekilde de cereyan edebilir. Silahlı kuvvetler kendi kurumsal konumlarını güçlendirmek ya da korumak için müdahalede bulunabilir. Aynı şekilde, iktidar mücadelesi veren fakat gerek sosyo-ekonomik köken ve gerekse ideolojik açıdan fazlaca farklılaşmayan elit grupları verili toplumsal düzeni pek de rahatsız etmeden siyasi rejim değişikliğine gidebilirler. Bu durumda siyasi rejim değişirken, sınıfsal yapı ve dengeler nispeten değişmeden aynı kalabilir.

        Var olan siyasi rejimin hayati çıkarları korumadığı fikri, darbenin oluşması için gerekli ancak yeterli olmayan bir unsurdur. Rejim değişikliği için hem daha iyi bir alternatifin var olduğuna hem de iktidarın ele geçirilebileceğine inanılması gerekir. Son tahlilde darbeler sınıflar, statü grupları ya da halk tarafından değil onlar adına hareket etme iddiasını taşıyan az sayıda insan tarafından gerçekleştirilir. Genellikle ya eski rejimi destekleyen elitlerden bir kısmı saf değiştirmiştir ya da eski rejimin siyasal sistemden dışladığı kesimler iktidara gelme fırsatı görerek bu grupların temsiline soyunmuşlardır. Normal zamanlarda muhalefet ya da iktidar üzerinde baskı kurmak için harekete geçirilen sıradan insanların rejim değişikliğine gebe dönemlerde kaos ortamı yaratmak ya da henüz hangi tarafta saf tutacağına karar vermemiş insanları ikna etmek için harekete geçirilen unsurlar konumundan kurtulabilmiş olduklarını söylemek kolay değildir.

        İktidarın olağan dışı usullerle nasıl el değiştirdiği konusu siyasal hayatın en gizemli ve hakkında en az şey bildiğimiz yönlerinden biridir. Küçük bir grup insan, siyasi iktidarı elinde tutan diğerlerini bu pozisyondan uzaklaştırmakta ve diğerleri de bu iddiayı kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. İktidar iddiası yankı bulmadığında başarısız bir darbe girişiminden söz edilecek, iddia kabul gördüğünde ise yeni rejime methiyeler düzülmeye başlanacaktır. "Belirsizlik," kritik elitlerin eski rejim ile alternatif rejim arasında tercih yapmaları süreci olarak da görebileceğimiz rejim değişikliği sürecinin temel özelliğidir. Siyasal güç hiçbir zaman statik değildir ancak diğeriyle karşı karşıya geldiğinde, bir direnişle karşılaştığında gücün gerçekte ne olduğu anlaşılabilir. Fiili karşı karşıya gelme durumu gerçekleşmeden yapılacak bütün hesaplamalar varsayımlardan ibarettir.

        Oyunun kurallarının silikleştiği, yanlış tarafta saf tutmanın bedelinin büyük olabileceği bu türlü durumlarda genel davranış biçimi rengini fazlaca belli etmemek, diğerlerinin aldığı pozisyon ve takındığı tutuma göre vaziyet almaktır. Biraz da bu nedenle başarılı darbeler küçük ama ne yaptığını çok iyi bilen bir grubun eseridir. Bu süreçte, beklenmedik tesadüfi olayların ve liderlerin aldığı kararların önemi daha da artacak, çoğunlukla hiç beklenmedik, niyet edilmedik durumlar ortaya çıkabilecektir. Rejim değişikliği yönünde güçlü bir toplumsal talebin olduğu durumlarda bile bu belirsizlik ortadan kalkmayacaktır. Ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun bir darbe teşebbüsünün başarılı olacağının garantisi yoktur. Bu sebeple, bir darbenin başarısında darbeyi gerçekleştirenler kadar ona maruz kalanların yaptıkları ve yapamadıklarına da bakılmalıdır.

        YAZAR

        Tanel Demirel

        KAYNAK

        • Linz, Juan J. The Breakdown of Democratic Regimes-Crisis, Breakdown and Reequilibration. Baltimore ve Londra: Johns Hopkins University Press, 1978.
        • Luttwak, Edward N. Coup d'Etat: A Practical Handbook. Gözden Geçirilmiş Baskı. Harvard: Harvard University Press, 2016.
        • Welch, Claude E. "Coup d'Etat." The Oxford Companion to Politics of the World içinde. Yay. Haz. Joel Kriegel. New York: Oxford University Press, 1993.
        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa