Futbol piyasası denetleme kurulu şart

2010'larda futbol ekonomisi anormal boyutta yükseldiğinde, "Bu kadar paranın girdiği yerde şike de olur, dolandırıcılık da hırsızlık da" diyerek Futbol Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu kurulmasını önermiştim.

Tamamen denetimsiz kalan futbol dunyası, bir takım yüksek bürokratların, muhtemelen bazı eski siyasetçilerin de içinde bulunduğu sistemle kara para aklama ve yasa dışı bahis işinin paravanı oldu. Bir sürü hedefsiz kulüp oluştu. Alt liglerdeki kulüp sahiplerinin zenginleşmesi sıradan karşılandı.

Yasa dışı bahis konusunda farklı bir fikrim var. Bu bahis yetkisi ülkemizde 5 tane firmaya tahsis edildi. Oysa herkes biliyor ki oynanan bahsin yüzde 70'i yasa dışı bahis şirketlerinden oynanıyor. Hepsinin serbest bırakılması ve sisteme dahil edilip vergi kaçağının da önlenmesi düşünülebilir. Bu yapılıncaya kadar bu işlemler yasa dışı kalmayı sürdürecek. Bu yasa dışı bahisten gelen paralar da dahil kara para aklama yollarından biri de futbol kulüplerinden geçiyor.

Tarihin en edilgen TFF Başkanı Büyükekşi kulağının üzerine yatsa da futbolu kirleten bu durum herkesçe biliniyor. Yüksek futbol memuru Büyükekşi; "Bizim işimiz değil" diyor. Keçiörengücü - Tuzla maçına handikaplı bahis oynanması, maçın 90+8'de, oynanan bahise uygun şekilde 2-0 bitmesi Büyükekşi'yi ilgilendirmese de maçın hakeminin Keçiörengücü'nden 2 oyuncuyu atması, VAR hakeminin de Büyükekşi'nin TFF'sinin VAR Sorumlu Alper Ulusoy olması herkesi ilgilendirir.

Kirlenmiş futbolun da 'marka değeri' çay markasından fazla olmaz. Yüksek futbol memuru Büyükekşi değil de çok güçlü biri de TFF Başkanı olsa bu işi çözmeye gücü yetmeyebilir. O zaman hem vergi kaçağını önleyecek, hem kara para aklama işinin önüne geçecek, hem futbolu, hem de Passolig üzerinden kara para aklandığı için bankacılık sistemini kirleten bu kirli düzenin önüne geçebilecek tek bir kurum var: Devlet...