Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya Gazze'de "ertesi gün" soruları…
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İSRAİL’in Gazze saldırısının üzerinden bugün itibarıyla 40 gün geçti…

        Ankara’da konuyla ilgilenen kiminle konuşsam aynı öngörüyü dile getiriyor; savaşın en çok 15 gün daha devam edeceği belirtiliyor.

        Bu süre Hamas’ın teslim etmek istediği esirlerle ilgili gelişmelerin hızına göre de kısalabilir…

        Asıl önemli olan ise bütün bu süreçler bittiğinde ertesi gün nelerin olacağı…

        Çünkü ertesi gün ne olacağını kimse bilmiyor…

        Daha önemlisi bugün yapılanlar da İsrail açısından ne taktiğe ne de stratejiye sığıyor…

        Çünkü ABD Başkanı Biden’ın, son bir haftadır tekrar ettiği “hastanelerin korunması gerekiyor” sözünü bir kez yinelediği dün itibarıyla Gazze Şeridi’nde yer alan iki büyük hastane El Şifa ve El Kudüs, çevresindeki şiddetli çatışma dolayısıyla hizmetlerini tamamen durdurdu.

        ÖLENLERİNİ DE SAYAMIYOR

        Gazze Sağlık Bakanlığı sözcüsünün aktardığına göre, kuzey bölgesinde şu an tek hastane yeni hasta kabul ediyor…

        Daha ilerisi güneydeki El Amal Hastanesi’ndeki tek elektrik jeneratörü de dün yakıt yokluğundan çalışmayı durdurdu.

        İletişimin ve internetin sürekli koptuğu Gazze’de ölenlerle ilgili sayının tutulması da olanaksızlaştı…

        Anlaşılan o ki çatışmalar Gazze şehri ile sınırlı kalacak ve güneye yönelmeyecek…

        Başta İsrail’e destek veren ABD olmak üzere, batılı hiçbir devletin buna izin vermeyeceği, bugünkü gibi üç maymunu oynamayacağı varsayılıyor.

        ZOR SORULAR

        Asıl mesele de sonrasında başlayacak…

        Çünkü eldeki soruların ağırlığı çok ve bir o derece de çetrefilli durumda…

        Sıralamak gerekirse…

        1- İsrail Gazze’de kalıcı mı?

        Verilen yanıt, yine soruyla bütünleşik:

        Batı Şeria’da yerleşik 2 milyon Filistinli konusunda sürekli agresif tutum içinde olan İsrail yönetimi, Gazze’de yaşayan 2,3 milyon Filistinliyi daha içine almak ister mi?

        Bölgedeki Mısır, Ürdün dahil, tüm ülkelerin 2,3 milyon Filistinlinin Gazze’de kalması gerektiğini belirtip, kapılarını açmak istemediği bir dönemde bu kadar insana dönük Tel Aviv yönetiminin ne yapacağını izleyip göreceğiz…

        2- El Fetih Gazze’yi de üstlenir mi?

        Soruya yanıt verebilmek için önce Filistin Devlet Başkanı, El Fetih, (Ulusal Kurtuluş Hareketi-FKÖ) lideri Mahmud Abbas yönetimi altındaki Batı Şeria’yı ve Gazze’yi bilmek gerekiyor.

        Hamas’ın ortaya çıktığı 1990’lı yılların başından bu yana ikisi de birbirine karşı olumlu bir tutum içinde olmadı.

        Dolayısıyla bugün bir seçim yapılsa büyük olasılık Gazze’de seçimi El Fetih kazanır…

        Ama unutulmasın ki Batı Şeria’da da Hamas seçimlerden birinci çıkar…

        Ayrıca İsrail’in zorlaması ile Gazze’ye gelmiş imajı çizilecek El Fetih’in bölgenin yeniden imarı başta olmak üzere ne denli başarılı olabilir?

        3- İsrail ne kadar sürdürebilir?

        İsrail hükümeti, sahada var olan çatışmanın getirdiği milli birlik- bütünlük dolduruşlarının meyvesini topluyor.

        Unutulmasın ki çatışmalar başlamadan önce İsrail kentlerinin meydanlarında protestolar zirveye ulaşmıştı. Anayasa değişikliğini protesto nedeniyle 36 gündür meydanların sesi o denli yüksekti ki, Cumhurbaşkanı Hertzog, “Bir iç savaş çıkma ihtimaline” vurgu yapmak durumunda kaldı…

        Görünen o ki Gazze kentindeki saldırıları bittikten sonra İsrail hükümeti yaptıklarıyla baş başa kalacak.

        Öncelikle Gazze’yi gözlediği söylenen istihbarat balonlarından gelen bilgilerin neden anında değerlendirilmediği sorgulanacağını bugün İsrail basını da yazıyor…

        Sorgulananlardan biri de Hamas’ın bugüne kadar yolladığı 2 bin 200 füze; elindeki füze sayısının da 5 bin civarında olduğu varsayılıyor.

        Bırakın füzeyi, bu kadar taş bir araya toplansa koca bir yığın oluşturur…

        Dolayısıyla radikallerden oluşan İsrail hükümetinin savaş sonrası, bırakın insan hakları ve savaş suçlarını, saldırıları görmediğinden dolayı sorgulanmaması imkansız.

        Ayrıca bu saldırılar İsrail’in bölgede vehmedilen gücünü de yerle yeksan etti.

        Bu durum hakkında zaten 500’den fazla suçlama dosyası bulunan Netenyahu açısından yeni dosyaların eklenmesi demek…

        4- Yedek 300 bin askerin ve Tamar’ın yükü…

        Saldırılar başlamadan önce Netanyahu hükümetine ekonomi yönetimi ile ilgili eleştiriler de oldukça yüksekti…

        Savaş ile birlikte 300 yedek de askere çağrıldı.

        Bu silahlı kuvvetlerin 300 bin kişiyi daha beslemesi anlamına gelmiyor; sadece iaşe maliyetinin 600 milyon dolar olduğu belirtiliyor…

        Bu sadece askere alınıp beslenmeleri demek de değil, iş gücünden de bir o kadar kişinin geri çekilmesi, iş yerlerinin kapanması anlamına geliyor.

        Dolayısıyla birçok işyeri veya ticarethane askere alımlar nedeniyle iş gücü kaybetti veya küçük- orta esnaf kapatmak zorunda kaldı…

        Buna bir de İsrail’in münhasır ekonomik bölgesinde kalan Hayfa şehrinin 90 km batısında yer alan Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sahası Tamar’ın üretimine ara verdiği dönemin eklenmesi gerekiyor.

        Çünkü Tamar savaş başladığı andan, önceki gün tekrar pompalarını çalıştırana kadar geçen bir ayı aşkın sürede üretimini durdurdu…

        Kullanılan bomba, uçak, helikopter, tank ve bilumum zırhlılar ile atılan bombalar dahil 51 milyar dolarlık bir askeri harcamadan söz ediliyor.

        Gazze saldırısında İsrail hükümeti dün de bombalamaya devam ediyordu…

        Tel Aviv hükümetinin görmesi gereken ise attığı her bombanın çatışmalar bittiğinde kendisinde yaratacağı etkinin çok daha büyük olacağı…