Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Döviz Yılın ikinci yarısında trendin değiştiğinin belirtileri: Dolar rekorda, TL kayıpta zorlanıyor - Döviz Haberleri

        Abdurrahman Yıldırım'ın yazısının tam metni....

        Türkiye finansal piyasaları hemen her hafta sarsıcı bir olayla karşılaşıyor. Ancak geçen haftaki olay sayısı birden çoktu.

        Birinci sarsıcı gelişme, TCMB’nin piyasa beklentisine uymayıp faizleri artırmamasıydı. Tam anlamıyla ters köşeye yatan piyasaların tepkisi de sert oldu. Kur ve faiz sıçradı, borsa düştü.

        ABD İLE RAHİP GERİLİMİ

        Piyasaların ikinci toparlanma gününe ise bu kez Rahip Brunson davası nedeniyle Türkiye-ABD arasında gerilim damga vurdu. ABD tarafı Türkiye’ye ekonomik yaptırımdan söz etti. Türkiye ve finansal piyasalar sert tepki gösterdi. Düzelmekte olan göstergeler bir kez daha bozuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile muhtelif adli konuların ele alındığını belirterek ''FETÖ’nün elebaşının iadesi, Halkbank, Hakan Atilla’yı da konuşuyoruz. Brunson da konuşuluyor. Biz Brunson’ı hiçbir zaman bir pazarlık konusu yapmadık. Yargı kararına saygı duymak yerine konuyu Türkiye’ye yaptırım meselesi haline getiriyorlar” dedi.

        ABD’li 6 senatörün Dışişleri Komisyonu’na Türkiye’ye yaptırım öngören bir teklifte bulundukların belirten Erdoğan şunları söyledi: “Yaptırımlarla Türkiye’ye geri adım attıramazsınız. Kredi kuruluşlarının kredi vermesinin önü kapatılacakmış. O kuruluşlarla mı geldik buralara? İstiklal ve istikbal mücadelemizi geçmişte nasıl verdiysek, vermeye devam ederiz. Biz göbeğimizden Amerika'ya bağlı değiliz. ABD, bu tavrını değiştirmez ise Türkiye gibi güçlü ve samimi bir ortağı kaybedeceğini de unutmamalı.”

        REKLAM

        Brunson davasıyla ilgili gelişmelerin devamı gelebilir. ABD, Brunson’ın ülkesine gelmesini istiyor, yargı ise cezaevinden çıkardı ama ev hapsinde tutuyor. Biz bu durumu etkisi azalarak devam edebileceğine yorumluyoruz. Çünkü bu işin en zor aşaması geride bırakıldı. Piyasalar üzerine yapacağı en sert etki de sorunun patlak verdiği ilk aşama olmalı.

        TİCARET SAVAŞI ÇİN’LE SÜRECEK

        Üçüncü gelişme ise küresel çaptaki ticaret savaşlarının geçen hafta da etkili olmayı sürdürmesi. ABD ile AB arasında sert bir ticaret savaşı yaşanmayacağının ilk somut adımları geçen hafta atıldı. Otomotiv hariç diğer ürünlerde gümrüklerin sıfırlanması kararlaştırıldı. Bu olumlu gelişme ancak ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında iyileşme yok. Küresel çaptaki en büyük risk de bu.

        Nitekim bu riske işaret edilerek yılın ikinci yarısında FED’in iki kez daha faiz artırıp artırmayacağı tartışmaya açıldı. Tartışmayı ise ABD Başkanı Trump’ın faiz artırımlarının hoşuna gitmediğine yönelik Twitter mesajları tetikledi ve FED Başkanı’nın Kongre konuşmasıyla sürdü. ABD’nin ikinci çeyrek büyümesinin yüzde 4.1’e çıkmasına ve 2014’ten beri en yüksek büyümeye ulaşmasına karşılık doların prim yapmamasının nedeni buna bağlanabilir.

        REKLAM

        FACEBOOK VE TWITTER ŞOKU

        Dördüncü gelişme ise hisse veya sektör bazında etkili ancak yayılma gösterir ve sonuçta Nasdaq piyasasını sararsa gelişmekte olan piyasaları ve Türkiye’yi de vurabilir. Facebook hisseleri 25 Temmuz’da 218.62 dolardan yüzde 20 düşüşle 174.89 dolara indi. Şatışlara, şirketin müşterilerine ait içeriği korumaya yönelmesiyle harcamalarının artması ve gelirlerini aşması yol açtı. Şirketin ikinci çeyrekte güvenlik için yaptığı harcamalar yüzde 50 artarak 7.4 milyar dolara vardı.

        Kâr beklentisinin düşük gelmesiyle tetiklenen bu tek günlük güçlü satışı cuma günü Twitter hisselerindeki satış izledi. Bu kez düşüş oranı yüzde 20.5’e vardı. Düşüş nedeni ise aylık kullanıcı sayısının 1 milyon azalarak 335 milyona inmesiydi. İki teknoloji şirketindeki gelişmeler şimdilik sadece kendi hissedarlarını vursa ve Nasdaq’a haftalık bazda yüzde 1.1’lik düşürücü etki yapsa da, genel piyasa açısından hayra alamet değil.

        REKLAM

        TL ARTIK DEĞER KAYBETMİYOR

        Türkiye piyasaları gerilimli olayların etkisiyle yüksek tansiyon sürüyor ancak kötüleşme eğilimi sınırlı ve bütün risklerin gelip biriktiği yer olan TL daha fazla değer kaybetmiyor. Dolar, TL karşısında açıklanan yeni hükümetle birlikte 4.98 ile tarihi en yüksek değerine çıkmıştı. TCMB faiz artırmayınca bu kez 4.93’ten geri döndü. ABD ile yaptırım geriliminde ise 4.88’e çıkıldı. Bütün bu olumsuz gelişmelere tepki var ama giderek de yatışmakta ve küçülmekte olan bir tepki. Nedeni de piyasaların yeni hükümete ve yeni döneme açtığı kredi, TL’nin tarihi dip seviyelere inmesi ve en kötüyü fiyatlaması, faiz oranlarının son 10 yılın en yükseğine çıkması, enflasyonun ise 15 yılın en yükseğine varması gösterilebilir.

        KREDİYE DE, MEVDUATA DA TALEP AZ

        Ekonominin yavaşlamakta olması iki ana sonuç yaratıyor. Biri cari açığı kısıyor. Haziran ayı ile birlikte bunun işaretleri geliyor. İkincisi ise kredi talebi yavaşlıyor. Yavaşlayan bir ekonomide ve üstelik pahalılaşan oranlardan kredi kullanmak cazip olmaktan çıktı. Kredi faiz oranları iki ay öncesine göre 4-7 puan arasında arttı. 20 Temmuz’da konut kredileri hükümetin isteğiyle kamu bankaları öncülüğünde konut kredilerinin düşürüldüğü mayıs ayı ortasına göre 5.6 puan artışla yüzde 18.7’ye çıktı. Ticari kredi faizleri ise 7 puanlık artışla yüzde 24.3’e, ihtiyaç kredileri de 4.9 puan artışla yüzde 25.2 oldu.

        Kredi talebinin yavaşlaması elbette mevduat talebini de etkiliyor. Yine 18 Mayıs ile 20 Temmuz arasında üç aylık mevduat faizi 3.45 puan artışla yüzde 17.4’e yükseldi. Mevduat faizlerinin toplamının ortalama yüzde 16.4’e çıktığı ve 3.44 puan arttığı dikkate alınırsa, kredi faiz artışını geriden izlediği söylenebilir. Kısaca bankaların kredi verme isteği sınırlı ve bu nedenle mevduat toplamaya da hevesli değiller.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa