Mesut Toptan / HABERTURK.COM
mtoptan@haberturk.com

Önce Mavi Sakal'ın yeni albümü (üstelik efsane 'Kan Kokusu'nun bir eksikli kadrosuyla!) sonra Sony'nin yeniden Walkman üreteceği haberi... İlk gençlik yıllarını walkman ve Türkçe sözlü rock gruplarıyla geçiren biri için bu iki haber metrobüste pogo yaptırırdı!

Dream TV'nin Dörtte Dört programı açık. Mavi Sakal çalıyor. Nostalji niyetine dinlediğim şarkıların ardından 'Naklen' geliyor. O da ne! Genç Osman Yavaş yeniden vokalde. Davuldaki saçı sakalı biraz ağarmış adam Murat Tümer mi, emin olamıyorum başta. Neyse ki internetten hemen bakabiliyoruz. Şarkının sözlerine dikkat kesilemeden müzik fon oluyor ve 90'lar kare kare geçiyor gözümden. Biraz kişisel tarihim biraz da memleketin tarihi bir arada. Hemen eşten dosttan kurtardığım, sahaflara vermeye kıyamadığım kasetlerimin peşine düşüyorum. Üzeri toz kaplanmış kutuyu açtığımda ilkin Kan Kokusu'nu arıyor gözlerim. Maalesef bulamıyorum! Ama İki Yol yerli yerinde. Grubun Kan Kokusu'nu müjdeleyen single'ı...

 

Kutumu kurcalamaya devam ediyorum ve bugünlerde "dönerli koltuklarda" gördüğümüz Gökhan Özoğuz'un dehşet saçlarıyla karşılaşıyorum. 1993 tarihli "One Last Breath" albümü grubun asıl çıkışını yakaladığı Holigan'dan çok farklı bir noktadaydı. Sonrasını hepimiz biliyoruz; Eurovision yarışması, jüri üyeliği...

İş gittikçe daha heyecanlı bir hal almaya başlıyor benim için. En son "Rockçı İmam" (bkz.) ile birlikte gördüğümüz Doğan Sakin ilişiyor mesela gözüme. Kramp'ın İstanbul Sokakları albümü. Sene 1998! İyi de Lan N'oldu albümü nerede? Sahaflara verecek kadar acımasız olamam. (Buradan ilgililere sesleniyorum!)

Sene yine 98! Kesmeşeker'in beyaz kapaklı kasedini (İnsülin) elime alıyorum bu defa. Beyaz Toros tartışmalarıyla yeniden hatırladığımız faili meçhul cinayetlerin çığlığı "Failin mefailün/ Failün meçhulün/ Yeter artık yeter/ Bu kaçıncı ölümün" sözleriyle şarkı olmuştu. Ki o yıllarda benzer "çığlıklara" aşinaydık. Kutumda (yine maalesef) göremediğim ama İnsülin ile aynı yıl raflarda yerini alan Bulutsuzluk Özlemi'nin Yol isimli albümünde de "Faili meçhul cinayetler/Belki pusuda seni bekler" sözlerini görmüştük.

Tarihi geri sarıyorum. 2009 yılında çıkardıkları albümde "68 ruhuna geri sarmayı" salık veren Moğollar, uzun bir ara verdikten sonra 1994 yılında yeniden toplanmıştı, Sivas'ın acısı tazeydi. "Issızlığın Ortasında" şarkısını çokça dinlemiştik. Bu albümden iki yıl sonra "Dört Renk" ile arayı soğutmayan Moğollar, "Bişey Yapmalı" diye sesleniyordu. Şarkı, uzun yıllar mitinglerin vazgeçilmezi oldu. Sözleri Turgut Berkes'e ait. Moğollar'a çok kez şarkı sözü veren Berkes'in cesur kapaklı Kara Kutu'sunu da kasetlerim arasında görmekten mutlu oluyorum.  

Tarayıcınız HTML5 video desteklememektedir.

Zaman ilerliyordu. Bugünlerde cebimizden eksik etmediğimiz internet kaplumbağa hızıyla da olsa evlerimize giriyordu. Yakın zamanda hayatını kaybeden Gülten Akın'ın bilinen dizesinde dediği gibi kimsenin vakti yoktu oturup ince şeyleri anlamaya. 1999 yılında "Eski Defterler"i karıştıran Bülent Ortaçgil "Bu İş Çok Zor Yonca"yı da yeniden yorumlamıştı. Ortaçgil, şarkısında "İnsanlar günler boyunca hiç soru sormadan durur" diye dem vurmuştu.

Şarkıların hepsi makale tadında değildi elbette. Misal, mizah dergilerinden aşina olduğumuz "Deli Cevat"ın çizeri Gökhan Dabak... Kapağı kadar sevimli Reçel albümü 1998'de yayımlandı. Albümde şarkıcıya Yıldız Tilbe de vokaliyle eşlik etmişti. Dabak'ı daha sonra Feridun Düzağaç'ın Orijinal Altyazılı albümünde "misafir sanatçı" olarak gördük.

 

Erkin Koray'ın Estarabim'ini yorumlayıp unutulmazlar arasına giren Ünlü, "Dün eve geç geldim diye annem kızmış/ Bazıları hiç dönmüyor/Dün yemek yiyememiştim öğlen bak çok acıktım/Bazıları hiç yemiyor" gibi naif sözleriyle Grizu kutumda kalanlardan...