İnkarcı darbecileri ele veren ifadeler
FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanıp TSK’dan ihraç edilen generaller sorgularında ‘üç maymun’u oynasa da darbedeki rollerini saklayamadılar
Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Habertürk Gazetecilik A.Ş.
Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’da püskürtülen darbe girişiminin ardından tutuklanan bazı generaller, adeta ‘üç maymunu’ oynadı. “Darbe girişiminden haberimiz yoktu”, “Darbeci değiliz” savunması yaptı. Ancak tanıklar, elde edilen güvenlik kamerası görüntüleri ve diğer darbecilerin ifadeleri bu generallerin, 15 Temmuz gecesi ve darbeye ilişkin rolleriyle ilgili yalan söylediklerini ortaya koydu.
Yazı dizimizin ilk gününde, darbe gecesi Genelkurmay Karargâhı’nda bulunan en üst rütbeli üç darbeci subayı konu alacağız. Bu isimler, dönemin Genelkurmay Personel Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli ve Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu... TSK’dan atılan bu üç ismin ifadelerindeki çelişkiler, tanıklıklar ve görüntüler şöyle...
‘ODAMDA SAKLANDIM’ DEDİ AMA KARARGÂH’TA GEZDİ
Darbe girişimi gecesi Genelkurmay Karargâhı’ndaki yüksek rütbeli askerlerden biri de dönemin Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu’ydu. Talu ifadesinde, beraberindekilerle birlikte kapıyı kilitleyip ışıkları söndürdüğünü ve odasında saklandığını anlattı; darbeye katılmadığını öne sürdü. Talu, “Bir süre sonra Genelkurmay Karargâhı’nın etrafından silah sesleri gelmeye başladı. Pencereden baktım, tankları ve atışlarını gördüm. Ayrıca karargâhın üzerinden uçak ve helikopter sesleri geliyordu. Odamdaki diğer misafirlerle birlikte darbe girişiminin Fethullahçı grup tarafından yapıldığını değerlendirdik” dedi.
TALU’YU SORULAR ELE VERDİ
Talu, sorguda yöneltilen sorulara ise tutarlı yanıtlar veremedi. Talu’ya, Orgeneral Ümit Dündar’ın olay gecesi televizyonlarda, darbenin Silahlı Kuvvetler hiyerarşisinde olmadığını açıkladığı anımsatılarak, “Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’ndaki en üst rütbeli subay olarak bulunmanıza ve Genelkurmay Başkanı’nın ve 2. Başkan’ın odalarının basıldığını bilmenize rağmen, odaların basıldığı bilgisini basınla neden paylaşmadınız?” diye soruldu.
Talu, “Üzerimde silah ve emrimde askerim yok. Bu açıklamayı yaparsam, beni odamda etkisiz hale getirirler diye bu açıklamayı yapmadım” karşılığını verdi. Talu, “Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlıklarında, darbecilerle birlikte hareket etmeyen üst rütbeli komutanlar karargaha kabul edilmedi, karargâhta bulunan üst rütbeli komutanlar derdest edilerek kaçırıldı. Size neden müdahale edilmedi?” sorusuna ise “Karargahta kalmama neden müsaade edildiğini bilmiyorum” yanıtını verdi. Genelkurmay Karargâhı’ndan savcılık dosyasına giren görüntülerde, Talu’nun, darbeci askerleri içeriye aldığı ortaya
çıkmıştı.
TÜRKKAN, DİŞLİ İÇİN ‘O DA FETÖ’CÜ’ DEDİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi olan dönemin Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Çankaya Köşkü’ne helikopterle geldiği sırada yanındaydı. Darbeci olmadığını savunan Dişli, gözaltına alındıktan sonra verdiği ifadesinde, “Komutanın odasına giderken o katta 20 Özel Kuvvet giyimli, yüzleri açık ama tanımadığım şahıslar vardı. Komutanın odasına girmeden 2 ofis vardır. Birine beni çektiler. ‘Silahlı Kuvvetler duruma, yönetime el koydu. Komutanın da bizimle birlikte olmasını istiyoruz’ dediler. Komutan Hulusi Akar’la 16 yıldır birlikte çalışırım. Yakinen tanırım, görüşürüz. Bana güvenir. ‘Sana güvenir, sen ikna edersin, yoksa ikinizi de paketleyip götüreceğiz’ dediler” diye kendisini savundu. Ancak, Dişli’nin darbe girişimini organize eden isimler arasında olduğu belirlendi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın FETÖ’cü olduğunu itiraf eden Yaveri Levent Türkkan, 15 Temmuz günü öğleden sonra Albay Yıkılkan ile birlikte Tümgeneral Mehmet Dişli’nin odasına gittiklerini belirterek şunları söyledi: “O (Dişli) da cemaatçidir. Odada sadece üçümüz vardık. Girer girmez darbeye ilişkin mevzuyu konuşmaya başladık. Mehmet Dişli darbe teşebbüsü başladığında ilk önce Hulusi Akar Paşa’nın odasına tek başına gideceğini, onun kabul etmesi halinde darbe faaliyetinin başına geçirileceğini bize söyledi. Bunu söylerken bize ‘Genelkurmay Başkanı’na, (Sen Kenan Evren olacak mısın, olmayacak mısın) diye soracağım’ şeklinde beyanda bulundu.
Genelkurmay Başkanı’na darbeyi tebliğ ederken, kendisini sevdiğimizi, saydığımızı, kabul etmesi halinde darbenin başına geçireceklerini söyleyeceğini bize bildirdi.” Akar da ifadesinde Dişli’den şikâyetçi oldu.
MEHMET PARTİGÖÇ: SİLAHLI GRUPLARIN ARASINDA KALDIM
15 Temmuz’un başarıya ulaşması durumunda hayata geçirilecek olan ‘Sıkıyönetim’ direktifinde imzası bulunan Genelkurmay Personel Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç, cuntacıların görevlendirme listesinde Genelkurmay Karargâh sorumlusu olarak yer aldı. Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’nda bulunan Partigöç ifadesinde özetle, “Henüz mesaiyi terk etmemiştim, silahlı grupların arasında kaldım. Can kaybını engellemek için silahlı grupları yatıştırmaya çalıştım. Belgelerde ismimin geçtiğini medyadan öğrendim. Herhangi bir ıslak ve elektronik imzam bulunmamaktadır” dedi.
‘KOMUTANI AKINCI’YA TAHLİYE ETTİK, SİZ DE ORAYA GEÇİN’
Ancak, suçlamaları inkâr etmesine rağmen tutuklanan Partigöç’ün, ‘Harekât Yıldırım’ adıyla hazırlanan darbe belgesinde ismi bulunuyordu. “Kaleme Alan” bölümünün altında Kurmay Albay Cemil Turhan’ın ismi yer alırken, “Müsaade Eden” kısmının altında ise Partigöç’ün ismi vardı. Tanık ifadeleri de Partigöç’ü yalanladı.
Genelkurmay Destek Kıtaları Grup Komutanlığı’nda takım komutanı olan Üsteğmen Fahri Kafkas, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Görüntü İzleme Merkezi’nde yaşananları anbean takip etti. Partigöç’ün Genelkurmay Karargâhı’nda darbeci askerlerle birlikte hareket ettiğini söyledi. Kafkas, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın tahliyesinin ardından Partigöç’ün, Akın Öztürk’ü arayarak, “Komutanı Akıncı Üssü’ne tahliye ettik, siz de oraya geçin” dediğini aktardı. HABERTÜRK’ün ulaştığı görüntülerde de Partigöç’ün darbeci askerlerle olan rahat tavırları dikkat çekmişti.
GİZLİ TANIK ELE VERDİ
AKIN ÖZTÜRK
Darbenin 1 numarası olarak nitelendirilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve YAŞ üyesi Akın Öztürk, savcılık ifadesinde, 15 Temmuz’da saat 13.30’da askeri uçakla torunlarını görmek için Akıncı Üssü’ne gittiğini söyledi. Lojmanda akşama kadar vakit geçirdiğini anlatan Öztürk, “Askeri darbeyi planlayıp yöneten bir kimse değilim” dedi.
Öztürk, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın üsse geldiğini, Akar’ın Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile çay içtiğini ve kendisine “Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et” dediğini belirtmiş, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın talebi üzerine darbecileri vazgeçmeye ikna ettiğini iddia etmişti.
Ancak darbe soruşturması kapsamında tanık olarak dinlenen Genelkurmay Destek Kıtaları Grup Komutanlığı’nda takım komutanı olan Üsteğmen Fahri Kafkas, “Mehmet Partigöç, Görüntü İzleme Merkezi’ne geldi. Genelkurmay Başkanı’nı emniyetli bir yere tahliye ettiklerini söyledi. Bu sırada Partigöç, Öztürk’ü arayarak, ‘Komutanı Akıncı Üssü’ne tahliye ettik, siz de oraya geçin’ dedi” ifadesi, Öztürk’ün Akıncı Üssü’ne darbeci general Partigöç’ün araması üzerine geçtiğini ortaya koydu.
İzmir’de “gizli tanık” olan bir general de darbe girişiminden bir hafta önce Ankara Çukurambar’daki bir villada, Adil Öksüz ve Öztürk’ün de yer aldığı bir toplantı yaptıklarını söyledi
‘ZİYARETE GELDİM’ DEDİ...
KUBİLAY SELÇUK
Darbe girişiminin en kritik isimlerinden biri de Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanı Hava Tümgeneral Kubilay Selçuk’tu. Selçuk, darbe gecesi Akıncı Hava Üssü’nde bulunuyordu. Selçuk ifadesinde, Ankara’daki Akıncı Üssü’ne, Tuğgeneral Hakan Evrim’i ziyarete gittiğini, birdenbire kendini olayların içinde bulunduğu söyledi.
Selçuk, “Yurtta Sulh Konseyi’ni, üyelerini bilmiyorum. Fethullahçı Terör Örgütü ya da paralel devlet yapısıyla bağım yok. Bir askerin de böyle bir bağı olamaz. Ben kendimi olayların içinde buldum” diye konuştu. Ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, kendisine darbe bildirisini imzalatmaya çalışan generaller arasında Kubilay Selçuk’un da bulunduğunu söyledi. Akın Öztürk’ün beyanları da Selçuk’u ele verdi.
Öztürk ifadesinde, “Bir oda içerisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile birlikte çay içiyordu. Bana ‘Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et’ dedi.
Bu sırada İstanbul’da tankların üzerine insanlar çıkmıştı. Odada televizyon açıktı. Bunları görebiliyordum. Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli’ye darbenin başarılı olamayacağını, demokratik kurumların işlediğini, halkın bu işe tepki gösterdiğini anlatıp ikna etmeye çalıştım” ifadelerini kullandı.
AKAR’I GÜLEN İLE GÖRÜŞTÜRMEK İSTEDİ
HAKAN EVRİM
Akıncı Üssü’nün komutanı olan Tuğgeneral Hakan Evrim ifadesinde, 15 Temmuz’da silahlı 3 kişi tarafından rehin tutulduğunu öne sürdü. Gözaltına alınan komutanların üsse getirildiğini anlatan Evrim, “Karargâh içinde silahlı kişiler çok fazla sayıdaydı. İstediklerini yapmak dışında başka bir çaremiz yoktu. Yurtta Sulh Konseyi’nin kimler tarafından nasıl, ne zaman ve hangi amaçla kurulduğunu bilmiyorum. İlk defa TRT’de olay günü bu konseyden haberim oldu. FETÖ/PDY ile kesinlikle bir bağlantım bulunmamaktadır. Fethullah Gülen’i veya başka bir örgüt yöneticisini tanımam” dedi.
Ancak Evrim’i, bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar yalanladı. Darbecilerin kendisini darbe bildirisini imzalatma konusunda ikna etmeye çalıştığını anlatan Akar, bu sırada Evrim’in kendisine “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen ile görüştürürüz” dediğini söyledi.
AKAR’A DARBE BİLDİRİSİNİ İMZALATMAK İSTEDİ
ÖMER FARUK HARMANCIK
Darbe nin kilit isimlerinden Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık da Kubilay Selçuk ile benzer ifade verdi. Harmancık, “Misafirlik için üste bulunuyordum. Bir anda patırtı, kütürtü oldu, ne olduğunu anlamadım, darbe ile alakam yok” dedi. Ancak Harmancık’ın darbe bildirisini Akar’a imzalatmak için konuşan isim olduğu ortaya çıktı.
Akar ifadesinde o anı şöyle anlattı: “...Yaptıklarının yanlış olduğunu bir kez daha anlattım. Ömer Harmancık elinde 2 yapraktan oluşan bir metni önce okudu ve ardından bana uzatarak ‘Komutanım siz şunu bir okuyun ve bunu imzalayıp TV’de okursanız her şey çok güzel olacak, herkesi alıyoruz, herkesi getiriyoruz’ dedi. Şiddetle ve hiddetle reddettim. ‘Kendinizi ne zannediyorsunuz, siz kimsiniz, topladığınızı söylediğiniz ikinci başkan, kuvvet komutanları nerede, bakanlar nerede, elinizde kim varsa getirin, sizin başınız kıçınız kim’ diye bağırdım.” Harmancık hakkında sürpriz bir beyan da darbe soruşturması kapsamında tutuklanan Aksaz Deniz Üssü Komutanı Tuğamiral Namık Alper’den geldi. Alper ifadesinde, darbe gecesi 21.30 sularında Harmancık’ın kendisini arayarak “Silahlı Kuvvetler yönetime el koyuyor, git birliğinin başına geç” dediğini söyledi.
FEVZİ ÇAKIR/GAZETE HABERTÜRK YAZI DİZİSİ 1 - 2