Habertürk sandık için yollarda: Akdeniz
Mersin’de AK Parti-MHP-HDP arasındaki oy savaşından CHP kârlı çıkıyor
Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Habertürk Gazetecilik A.Ş.
Muharrem SARIKAYA / YAZI DİZİSİ 1 / GAZETE HABERTÜRK
7 Haziran’daki seçim öncesi Mersinlilerin iki büyük derdi vardı: DEAŞ (IŞİD) ve DEDAŞ (Dicle Elektrik Dağıtım AŞ)...
Biri vatandaşın işini, parkını, sokağını, caddesini kapmış; kira ve gıda fiyatını yükseltmişti. Diğeri ise uzun süren elektrik kesintileri dolayısıyla su verilemeyen tarlalarda ürünlerin yanmasına neden olmuştu.
Ortaya çıkan yeni sorunlar karşısında bunlar önemsiz, hatta ‘devede kulak’ kalmış. Çatışmasızlık ortamının bitmesi, terörün artması, turistin tamamen buharlaşması, imalat sektörüne dayalı fabrikaların dövizdeki yükseliş dolayısıyla kapanması, başka iki sorunu öne koymuş: Terör ve ekonomi...
Bu iki konunun ağırlığı, büyük göç almış şehirlerden biri olan ve 11 milletvekili bulunan Mersin’de daha çok hissediliyor. Arkadaşım Beycan Üçkardeş ile birçok ilçesini dolaştığımız, batı bölgesinde MHP’nin doğu bölgesinde ise HDP’nin ağırlıkta olduğu Mersin, 7 Haziran öncesinde HDP il binasının bombalanmasının ardından oluşan ortamdan çok daha gergin bugün.
7 Haziran’da AK Parti, CHP ve MHP’ye 3’er, HDP’ye ise 2 milletvekili veren Mersin’deki gerginlik, AK Parti ile MHP ve HDP arasında çok daha yüksek. Mersin’de oy oranları birbirine yakın üç parti, ötekinden bir vekili almak, seçmen kapmak veya kaptırmamak için kıyasıya yarışıyor. Diğer partilerin aksine listesini değiştirmeyen CHP ise, 7 Haziran’da HDP’ye giden Kürt kökenli Alevilerin oylarıyla, AK Parti-MHP kapışmasından kaçan ulusalcı oyların geri dönüyor olmasının rahatlığı içinde yükseliyor. CHP 1 Kasım’da Mersin’de milletvekili sayısını 4’e çıkarmaya uğraşıyor. Eski bakan Fikri Sağlar’ın Mersinli olması, adayların ön seçimle gelmesi de CHP’nin toplumsal tabanını dinamik kılıyor. Hatta CHP seçmeni, parti teşkilatının önünde gidiyor ve bu sebeple olacak ki parti il yönetimini ‘mürebbiye’ gibi parmak sallayarak eleştiriyor.
AK PARTİ MHP’DEN ALMAYA OYNUYOR
Geçen seçimde uzun yıllar sonra ilk kez eski veya mevcut ‘ithal’ bir bakanı listesine koymayan, şehrin oy ambarı Tarsus’tan olan adayını listede geri sıraya bırakan AK Parti, 1 Kasım için listesini yeniledi. Üçüncü sıraya Tarsus’tan aday yerleştirdi. Geçmişte Kürşat Tüzmen’i, Zafer Çağlayan’ı Mersin’den ilk sırada aday gösteren AK Parti, 7 Haziran’da listesinde herhangi bir bakana yer vermemişti. Ancak 1 Kasım için, Karamanlı eski Ulaştırma Bakanı Lütfü Elvan’ı Mersin’de birinci sıraya koydu. 7 Haziran’da HDP’li adaylarla girdiği polemiklerle Kürt seçmen üzerinde etki yapan, hatta oylarını toplayan Muhsin Kızılkaya ise bu kez liste dışı kaldı.
AK Parti, Mersin’de politikasını, güçlü olan MHP’li seçmen üzerine yoğunlaştırmış durumda. “Her şeye ‘Hayır’ diyen kişi” ifadesiyle eleştiri oklarını MHP Lideri Bahçeli’ye yöneltiyorlar ve bunun etkili olduğu da gözleniyor. AK Parti, 7 Haziran’da HDP’ye giden seçmeni ise “Çatışmasızlık ortamını bozdular, bize oy verin yeniden barış ortamını getirelim” söylemiyle etkileyip yanına çekmeye çalışıyor. Mersin’in ünlü tantuni zincirinin sahibinin AK Parti listesinden aday olması da, kentteki propaganda sürecinde karşılaşılabilecek ekonomik zorlukları ortadan kaldırmış. Ancak yine de bu çabalar geçen seçim Kızılkaya’nın gösterdiği etkiyi yaratmamış. Dahası, HDP seçmeni bölgedeki operasyonlar, güvenlik alanları uygulaması ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle kenetlenmiş.
MHP’NİN KARŞI SÖYLEM ATAĞI
Aday listesini yenileyen MHP, Mersin’de 3 milletvekili çıkaracak kapasitesini koruyor. Bölgedeki çatışma ortamı da MHP’nin oylarını konsolide ediyor. Ancak MHP yönetimine dönük “Bahçeli elini taşın altına koyup koalisyona girseydi, bunlar yaşanmazdı” şeklindeki eleştiriler de, Mersinli seçmen üzerinde etki yaratıyor. MHP yönetimi bu olumsuz propagandayı dağıtmak için çaba gösteriyor. Bu da MHP ile AK Parti arasında ciddi gerilime, hatta bazen iki partinin konvoyları arasında kavgalara yol açıyor. Elinde tuttuğu Büyükşehir Belediyesi’nin yanında Tarsus, Silifke Anamur belediyelerinin hizmetleriyle kırsal alanda önemli etki oluşturan MHP, AK Parti yöneticilerinin “PKK çatışmasızlık ortamında silahlandı” söylemini de propaganda çalışmalarında öne çıkarıyor. MHP’nin alanda dile getirdiği “Biz Anayasa’nın 4 maddesini, onlar 4 bakanı korumak istedi”, “400 vekil verseydiniz bunlar olmazdı diyen Erdoğan değil miydi?”, “17/25 Aralık’ı unuttunuz mu?” söylemleri, AK Parti’nin oylarını ‘tırmalıyor.’ Eski Bakan Rüştü Kazım Yücelen’in geçen seçimde de listede olan ancak bu kez ön sırada yer alan oğlu Ali Yücelen’in özellikle Anamur ve Mut bölgesindeki cevval çalışmasının da MHP’ye oy getirdiğini söylemek lazım.
HDP YERİNİ KORUR
Mersin’de güçlü olan ve bir ilçe belediyesini de elinde tutan HDP ise liste başındaki Mehmet Mir Dengir Fırat ile kentteki durumunu koruyor, hatta AK Parti’den bir vekil almak için çaba gösteriyor. Bölgede çatışma ortamına dönülmesi, sokağa çıkma yasağı, HDP seçmenini birbirine kilitlediği gibi, önceki seçimde AK Parti’ye oy veren Kürt seçmeni de HDP’nin yanına çekiyor.
HDP’nin Mersin’deki en önemli kozlarından biri de düzenli ve siyaset bilimi içinde çalışan, hemen her gün sokak gezip ev ziyaretlerinde bulunan parti teşkilatı. Eleştiri için en çok kullandıkları söylem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “400 vekil verseydiniz bunlar olmazdı” ifadesi. Ekonomide yaşanan olumsuzluk da Mersin’i ciddi oranda etkilemiş, işsizliği artırmış, bu da HDP’ye yaramış.
Mersin’in doğu bölgesinde çok daha ağırlıklı oy potansiyeline sahip olan HDP, geçen seçimde çıkardığı 2 milletvekilinin üzerine 1 eklemek, AK Parti ise HDP’nin 2 vekilinden 1’ini almak için çaba gösteriyor.
İşin özeti Mersin’de gerilimli ve kıran kırana bir mücadele yaşanıyor. Her seçim partiler arası dengeyi koruyan, Türkiye’nin en kozmopolit kenti Mersin seçmeni, en küçük gelişmeye bile sert tepki veren gerilimli bir havada sandığa gidiyor.
‘GÖÇ NEDENİYLE PAHALILIK ARTTI’
Türkiye’nin en kozmopolit kenti olan, tüm etnik ve dini yapılarla birlikte her ülkeden sığınmacıların yaşadığı Mersin’i en iyi anlatan yer, mezarlığı. Geçmişte kent mezarlığı her dinden ve etnik yapıdan insanların son durağı olurken, bugün belediyelerin en büyük uğraşlarından biri cenazeleri defin için başka illere, yani ‘memleketlerine’ göndermek. Bu da kentin halen ne denli göç aldığının göstergesi. Nitekim seyyar manavdan alışveriş yaptığı sırada rastladığımız Mersin’in yerlilerinden Muazzez Yaşar, son dönemde iyice artan göç nedeniyle hayatın pahalı hale geldiğinden yakınıyor. Akrabası Yonca Iğdır da, ekonomik durumun sandığı etkileyeceğini belirterek “Biz Arap uşağıyız, bu mahalleden CHP dışında oy çıkmaz” diyor. Seyyar manav Nuri Çetinkaya ve Sabit Demir de onları doğrularken, terörün birinci mesele haline gelmiş olmasının sıkıntıyı artırdığına dikkat çekiyor.
‘PARAN YOKSA AÇLIKTAN KORUNAMAZSIN’
Sahilde de durum farksız. Balık avından yeni dönen Mehmet Uzer, yakıtın pahalı, balığın ucuz olmasından dertli. Marangoz arkadaşı ise “Paran yoksa açlıktan korunamazsın, paran varsa en azından başka kente kaçıp korunursun. Onun için birinci öncelik ekonomi” diyor.
‘GEÇİM ZORLAŞTI YETİŞTİREMİYORUZ’
Kent merkezinde ayakkabı boyacılığı yapan Müslüm Şeremet, HDP’nin milletvekili sayısını 1 artıracağını ifade ediyor. Yanında sıralı ayakkabı boyayanların da aile fertleri olduğunu belirten Şeremet, “Geçim gittikçe zorlaştı, yetiştiremiyoruz” diyor. Tantuni aşçısı Murat Kızılay ise yaşananlardan AK Parti’ye destek vermeyen diğer partileri sorumlu tutuyor: “AK Parti tek başına iktidar olacak, Mersin’de vekil sayısını 2 artıracak.”
‘KENTTE SANATA İLGİ YENİDEN YÜKSELMELİ’
Mersinli ünlü ressam Ahmet Yeşil, atölyesinde bir yandan yeni eserlerini gösterirken, diğer yandan Mersin siyasetini şöyle anlatıyor: “Şehirde son dönem gergin bir ortam var. Bir sergi salonu olmaması, kentin sanata ilgisinin azalması da gerginliğin nedenleri arasında. Kentte Mersinli sayısı da gittikçe azalıyor. Sanatın şehirde yeniden etkin hale gelmesi için önemli bir proje üzerinde çalışıyoruz.”
YAZI DİZİSİ 2
'MAVRASI' DA 'FİSKOSU' DA BİTMİŞ SEÇMEN AÇIKTAN KONUŞUYOR
“Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım...” Yaşar Kemal, İnce Memed adlı eserinde Adanalı kimliğini böyle tanımlar.
Bonkör, babacan, herhangi bir olaydan kolay etkilenmeyen özelliğini de siyah beyaz filmler anlatır.
Ancak Adanalının bu seçimde bu özelliklerinden eser kalmamış; ekonomik durumu ne “Adana mavrası” ne de “Kozan fiskosu” yapacak hal bırakmış.
Çevresindeki Osmaniye, Mersin ve Gaziantep’te gelişen sanayi bölgeleri, son dönemde fazla iş yapar durumda olmasa da Adanalıyı imrendirmiş.
Karataş, Kozan’da da, Kadirli, Ceyhan, Tufanbeyli, Seyhan’da da memleketlisi Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal’in dobralığıyla sorununu dile getirmekten de çekinmez olmuş.
Arkadaşım Beycan Üçkardeş ile dolaştığımız 14 milletvekili bulunan Adana’ya geçen seçim öncesinde de gelmiş nabız tutmuştum.
Geçen seçim AK Parti 5, CHP 4, MHP 3, HDP ise 2 milletvekili çıkarmıştı.
Bu seçimde değişikliğin olup olmayacağını görmek için geçen seçim konuştuğum isimlerle sohbet etmeye gayret gösterdim.
Örneğin Atatürk Parkı’nda her sabah buluşup sohbet eden emekliler grubu yine aynı saatte siyasi tartışmanın içinde buldum.
EMEKLİNİN YENİ SORUNU
Geçen seçim emekliye iki ikramiyeyi tartışıyorlardı; bu seçim beklentileri bir adım önüne geçmiş. Harcamaları dolayısıyla emekli maaşlarının üzerindeki taksitli kesinti öne çıkmış; kredi kartı borcu gibi buna da bir çözüm beklentisi ağırlık kazanmış.
Yoksulluk ve işsizlik ile kapanan ticarethaneler ön sırayı almış.
Nitekim, geçen seçim konuştuğum Mehmet Abdullah Öztürk, Selih Beydilli ve Mehmet Çiftçi geçim sıkıntısını birinci öncelik yaparken, terör sorununa dikkat çekti, çatışmasızlık ortamından çıkılmış olmasının suçlusu olarak da hükümeti gösterdi.
Büyük bir kampa sahip Adana’da Suriyeli göçmenlerle ilgili sorun devam ediyor; çünkü Karataş bölgesindeki narenciye bahçesinde de karşılaştığımız gibi ucuz işgücü olarak kullanılıyor.
Çiftçi de girdi maliyetlerindeki yükselmeyi ucuz işgücü ile kapatmanın yolunu arıyor.
Yassıveren Muhtarı Erdinç Özkan’ın da vurguladığı gibi mısır 10 yılda 400 liradan 600 liraya çıkarken, 350 kilo ile geçmişte karşılanan girdi maliyetleri bugün 800 kilo verilerek karşılanıyor.
Don yiyen narenciye para etmiyor; tarlada bir liraya sattığı limonun İstanbul’daki manavda 12 liradan satılıyor olmasına da isyan ediyor.
YENİ HEMŞERİLER
“Kozan Adana’yı, Adana Türkiye’yi besler” söyleminin geride kaldığı günleri yaşıyor.
Yerli ve yabancı turistin terör nedeniyle azalması, lokantaların boş kalması da bir diğer sorun.
Şişe ciğer saplayan Fahri Yalpu veya ocak başında Adana kebabı pişiren İbrahim Gezici’nin sorunu ise Suriyeliler; çünkü onların gelmesi ile çalışma süreleri 13 saate çıkmış.
Adana’nın turistik dükkânlarının bulunduğu yerler de boş kalmış.
Bakır kap satıcısı Ruhi Arıkoler, kalay ustası Cabbar İhsan Yaraşır, sokak arasındaki Adana kebapçısı Bedir Küçük ile Mehmet Bingöl de aynı dertten yakındı: Ticaret ve terör.
Bir de yerleşik hale gelen Suriyeliler...
Suriyeliler iki yıl içinde hemşeri olmuş, birçok yerde kiraladıkları lokanta, bakkal gibi işyerlerini çalıştırmaya başlamış.
El işine dayalı sanatlarda da getirmek için peşinden koştukları, “Hemen geliyorum” deyip üç saat sonra bulabildikleri ustalardan da kaliteli ve zamanında iş çıkarmış.
BİR FAZLA İÇİN
Bütün bunlar da Adana’da sandığın tayin edicisi olmuş.
Adana’daki beklenti, geçen seçimden çok büyük bir farkın olmayacağı yönünde.
Bütün partiler de bir fazla çıkarabilmek için çıkardıkları milletvekillerinin devamında gelen sırayı değiştirmiş.
Geçen seçim üç dönem dolayısıyla ara veren Ömer Çelik’i liste başı yapan AK Parti, 5 milletvekilini korumak için seçilmiş milletvekili Sadullah Kısacık’ın yerine 5. sıraya Mehmet Şükrü Erdinç’i getirmiş.
Hedefini 6 olarak koymuş. CHP ise 4 milletvekiline bir fazla eklemek için İl Başkanı Burhanettin Bulut’u 5. sıraya yerleştirmiş.
MHP ise 3 milletvekilini artırmak için pastane işletmeleriyle tanınan işadamı Cahit Öztok’u 4. sıraya koymuş.
HDP ise seçilmiş iki milletvekilinin sıralamasını değiştirmiş, Meral Danış Beştaş’ı birinci sıraya yerleştirmiş, 3 vekil almayı hedeflemiş.
Adana’daki genel kanı CHP’nin yükseleceği yönünde. AK Parti ile MHP’nin arasındaki seçmen kapma yarışında başarılı olan da bir artırır.
HDP ise AK Parti’ye bu dönem de seçmen kaptırmama ve geçen seçim oyunu alamadığı Kürt kökenlilerin de oyunu kazanma arayışında.
AK PARTİ BİR FAZLA İÇİN...
GEÇEN seçim ara veren Ömer Çelik’i liste başı yapan AK Parti İl Başkanı Av. Fikret Yani’nin de dile getirdiği gibi milletvekili sayısını bir artırıp 6’ya çıkarmak için uğraşıyor.
ARTILARI
1-Geçen seçim HDP’ye 183 bin oy gitmişti, Yani’ye göre bu seçim 50 bini döner, 40 bini kendilerine 10 bini CHP’ye gider. Bu da bir milletvekilini artırmaya yeter.
2-Koalisyon kurma süreciyle ilgili olarak Bahçeli’ye yönelik suçlamaları MHP seçmenini etkiliyor, oy kazanıyor.
3-İstikrarın ancak kendilerinin iktidarında sağlanacağına yönelik söylem yer buluyor. Taşeron orman işçisinin çalışma süresini 3 ay artırması da artısı görülüyor.
HANDİKAPLARI
1-Suriye politikası nedeniyle son dönem Adana’ya daha fazla göç eden Nusayri Arabı oy vermiyor.
2-Şehit cenazelerinin son dönem Adana’ya daha fazla gelmesi, Ankara katliamında da çok sayıda kaybının olması tepkiyi artırıyor. MHP’nin çözüm süreci ve Erdoğan karşıtlığı üzerine hazırladığı afişleri seçmeni etkiliyor.
3-Büyükşehir’in MHP’de, büyük ilçelerin de CHP’de olması AK Parti’yi etkiliyor. Kadro uyumundaki aksaklıklar da sıkıntısını artırıyor.
CHP YÜKSELİYOR
Adana’da AK Parti ve MHP arasındaki yarış, muhafazakâr ve ulusalcı seçmeni CHP’ye kaçırıyor; HDP’ye gidenler de geri dönüyor. İl Başkanlığı’na yeni gelen Gökhan Yağ da artışın bu şekilde devam etmesi halinde birinciliği ele alıp 5 çıkaracakları inancında.
ARTILARI
1-CHP’nin uyguladığı politika seçmeni etkiliyor; diğer partilerden oy getiriyor. HDP’ye Alevi ve Nusayri Arap oylar geri dönüyor. CHP İl Başkanlığı’nın “HDP’nin iki vekil çıkardıktan sonra artık kalan 35 bin oyu bize gelseydi 6 vekil olurduk” söylemi etkiliyor.
2-Seçim bildirgesi bu seçimde de seçmenin beğenisini kazanıyor. Beşinci sırada çalışkanlığı ve vizyonerliği ile bilinen eski İl Başkanı Burhanettin Bulut’un olması seçmenin gayretini artırıyor.
3-Toplumsal tabanı bu kez çok daha baskın ve etkin çalışıyor. Öteki gördüğü AKP’ye kaptırmamak için belediyeyi oyları ile MHP’ye, milletvekili fazlasını da HDP’ye akıtan CHP seçmeni, bu kez kendi evine çalışıyor.
HANDİKAPLARI
1-Hükümetin AK Parti’de belediyenin MHP’de olması etkiliyor.
2-HDP, CHP’ye gidecek oyları almak için çaba gösteriyor.
3-Bütçesinin kısıtlı olmasının getirdiği zorlukları aşamıyor.
MHP’NİN ÇABASI
MHP İl Başkanı Yusuf Baş’ın en büyük uğraşı partisinin koalisyon sürecindeki tutumunu seçmene iyi izah etmek. Etkili afişler hazırlayan Baş’a göre seçmenin en büyük sorunu ekonomi, işsizlik ve terör.
ARTILARI
1-Büyükşehir Belediyesi bu seçimde özellikle taşrada iyi çalışıyor, etkiliyor.
2-Çatışmasızlık sürecinin bozulmasının suçunu AK Parti’ye yüklüyor; Erdoğan’ın “400 vekil 2-verseydiniz bunlar olmazdı” söylemini çok kullanıyor. Erdoğan karşıtlığı, 17/25 Aralık süreci ve “Biz Anayasa’nın 4 ilkesi, onlar 4 bakanı savundu” afişleri de seçmeni etkiliyor.
3-Adayları son dönem yoğun çaba gösteriyor; AK Parti’nin Bahçeli’ye dönük söylemlerini boşa çıkarmak isteyen teşkilatı daha yoğun çalışıyor.
HANDİKAPLARI
1-AK Parti’nin Bahçeli söylemi seçmenini etkiliyor, AK Parti’ye kaçırıyor.Meral Akşener’in liste dışı kalması da seçmen tepkisini çekiyor.
2-Büyükşehir yasasının getirdiği zorluklar dolayısıyla belediye yoğun çalışıyor olsa da en küçük aksaklık MHP’ye yazıyor.
3-Kürt seçmenin bölgedeki yoğunluğu MHP’nin propaganda serbestisini etkiliyor.
HDP’NİN UĞRAŞI
7 Haziran öncesi binası bombalanan HDP’nin İl Başkanı Gülseren Hoca, “bölgedeki çatışmasızlık ortamını bozduğu iddiasıyla geçen seçim AK Parti’ye giden seçmenin bu kez kendilerine döneceğine” inanıyor.
ARTILARI
1-Çatışma ortamı sonrası gelen güvenlikli bölge ve sokağa çıkma yasağı giden algıyı ve oyları geri döndürmüş.
2-Kürtlük kimliği çok daha baskın hale gelmiş. HDP eşbaşkanlarının ekranlarda gözükmüyor olması “AKP baskı ile yasaklatıyor, bu yasak hepimize yapılıyor” algısının yeşermesine Kürt seçmenin birbirine kenetlenmesine neden olmuş.
3-Bölgede tanınan isimleri listesine koymuş, teşkilatı çok daha dinamik çalışmaya başlamış.
HANDİKAPLARI
1-Büyükşehir Belediyesi’nin MHP’de büyük ilçelerin de CHP’de olması HDP’den oy kaçmasına yol açıyor.
2-Geçen seçim barajı aşması için destek veren seçmen evine dönüyor.
3-Bazı bölgelerde çatışma ortamı nedeniyle propaganda yapamıyor.
YAZI DİZİSİ 3
GAZİANTEP'TE PAERİLER, VAR OLANA BİR FAZLA EKLEMEK İÇİN UĞRAŞIYOR
Gaziantep’in tarihi Tahmis Kahvesi’nde oturmuş sabah kahvesini yudumlarken bir yandan da çevre masadakilerle sohbet ediyordum.
Masalardaki ağırlıklı görüş, CHP’nin yükseldiği, AK Parti’nin de bir milletvekili artıracağı yönündeydi.
Televizyonlar önce altyazı ile Ankara katliamının ilk haberini duyurdu; ölü sayısını 20, yaralı sayasını ise 100’ü aşkın diye son dakika bandıyla verdi.
Patlamanın IŞİD kaynaklı olabileceğine dönük ifadelerle kahvehanede hava tersine döndü, tepkiler farklılaştı, öngörüler değişti.
Kahvehaneden çıkıp Almacı Pazarı’na doğru yöneldik, herkes televizyonunun başında olayı izliyor, patlamayı gerçekleştirenlere tepki gösteriyordu.
Dükkânlardan gelen sesler de benzerdi:
“Bunlar nasıl Müslüman? Müslüman adam öldürür mü?” Bakırcılar Çarşısı’na girdiğimizde de durum farklı değildi.
Geçen seçim de dükkânına gidip nereye oy vereceğini sorduğum esnafın kapısını yine çaldım.
Kalaycı Cahit Çalı, geçen seçim MHP’ye oy vereceğini söylemiş, 17/25 Aralık sürecine sert tepkisini dile getirmişti.
Çalı, “Kanım MHP akar, ama oyumu bu kez AK Parti’ye vereceğim” diye söze başladı.
Nedenini MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin seçim sonrası tutumuna bağladı; “Her şeye hayır diyor” diye tepki gösterdi; yaşanan bütün olumsuzlukların suçunu yükledi. Biraz ilerisinde bakır işleyen Salman Çarlı’nın görüşü değişmemişti, CHP’nin bir artırıp 3 olacağını söyledi.
Oğlu Meftun Çarlı ise babası ile aynı görüşte değildi.
Kasnakçı dükkânında sohbet eden Mehmet Ekşiler ve Sefer Develi ise siyaset yerine ekonomi ve terörü konuşmayı tercih etti.
Ekşiler, “Yerimizde sayıp duruyoruz, bir araba bile alamadım” diye hayıflandı. Balmumu ve sülük satan Cuma Sayın da durgunluktan yakındı, ancak oyunun yine de AK Parti’ye olacağını söyledi.
Kızları Gülben ile alışveriş yapan Ayfer Kılıç, Gülben Karakuzulu ile sohbetimize aktar Vakkas Dal da katıldı; onlar da CHP’nin bu kez oyunu artıracağı görüşündeydi.
Bunun gerekçesini de çatışma ortamından çıkış ve ekonomik bozulmaya karşı bir tek CHP’nin proje üretmesiyle açıkladılar.
TURİST GİTMİŞ, SIKINTI BAŞLAMIŞ
Öğle saatlerine doğru Şirvan Usta’nın dükkânına uğradık. Şirvan Payaslı bir yandan nefis Gaziantep yemeklerini sunarken, diğer yandan da sohbete başladı.
Payaslı’nın görüşleri de çarşıda duyduklarımızdan farklı olmadı.
Dövizdeki yükseliş ve çatışmazlık ortamının bozulması, en çok bölgedeki sanayinin merkezi Gaziantep’i ürkütmüş.
Montaj sanayiine dayalı işletmeler sıkıntıya girmiş, son dönem sanayi bölgesinde iflaslar ve şirket kapatmalar artmış.
Muhteşem mozaik müzesinin önüne her gün onlarcası dizilen turist otobüsleri son dönem uğramaz olmuş. Bu da esnafı doğrudan etkilemiş.
Nitekim müzeye gittiğimizde içerde birkaç yerli turist vardı, onların ağırlıklı bölümü de özel araçları ile bir başka kente giderken, yol üstünden geçerken uğramış olanlardı.
AK PARTİ ’NİN ‘ŞAHİN ’ AVANTAJI
Geçen seçim yörenin şivesiyle, “Hükümet de biraz havalandı azıcık aşağı çekelim” söylemi vardı.
Bu söylemin getirdiği erozyonu, halkın sevgisini kazanmış Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin “fore kazık” gibi engelliyordu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Batman’ın ardından Gaziantep’ten tekrar aday gösterilmesi de kaymayı durduran bir başka faktördü.
Buna karşın, 2011’de 12 milletvekilinden 9’unu alan AK Parti, 7 Haziran’da ikisini HDP’ye birini de MHP’ye kaptırmaktan kurtulamadı.
AK Parti 6’ya inerken CHP 2 vekilini korudu, MHP bir olan sayısını 2’ye çıkardı.
HDP ise birinci sıraya yerleştirdiği eski Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan’a olan sevginin de getirisiyle ilk kez 2 milletvekili çıkardı.
AK Parti bu seçimde listesini değiştirdi, HDP’ye kaptırdığı Kürt seçmeni almak için Birecik Belediye Başkanlığı da yapmış, Suruçlu Abdulkadir Yüksel’i 7. sıraya koydu.
Mehmet Şimşek’i yine birinci sıradan gösteren AK Parti, propagandasının bütün ağırlığını da MHP’li seçmene çevirmiş.
“Her şeye hayır diyen adam” tanımlamasıyla MHP Lideri Bahçeli’yi hedefine almış, etkili de olmuş. 7 Haziran’daki üç kaybına rağmen % 47 oy alan AK Parti, milletvekili sayısını bir artırıp 7’ye çıkarmak için MHP tabanından gelecek oylara umut bağlamış.
HDP ‘DOĞAN ’SIZ KALDI
Geçen seçim HDP’nin en önemli gücü, soldan gelen kimliği ve Büyükşehir Belediyesi’ndeki hizmetleri ile Celal Doğan’dı.
Sağladığı katkı ile kendinden önceki bileşenleri dahil HDP ilk kez 2 milletvekili çıkardı; 138 bin 678 oy aldı.
Doğan bu seçim İstanbul’dan aday gösterilince HDP, ildeki en önemli motor güçlerinden birini kaybetti. Ancak Celal Doğan, kenti boş bırakmıyor, neredeyse her hafta sanki kendisi adaymış gibi gelip çalışıyor.
Ayrıca, geçen seçim barajı geçmesi için gelen desteğin bu seçim çatışmalı ortama dönülmesi nedeniyle uzaklaşma ihtimali de HDP’nin handikapları arasında sayılıyor.
Ancak buna karşın HDP’nin bu seçimde de sayısını koruma ihtimali yüksek.
Çünkü AK Parti’nin en yakın rakibi MHP’ye üç kat fark atmış olması, diğer partilerin de birbirlerine yakın oy alması, HDP’nin 15 bin oy kaybetse bile iki milletvekili çıkarma şansını koruyor.
Partiler milletvekili sayısını bir artırmak için uğraşsa da en net yükseliş CHP’de gözükse de Gaziantep’te oy dağılımı nedeniyle 7 Haziran tablosunda büyük değişim beklenmemeli.
CHP’YE PROJE KAZANDIRIYOR
Listesinde değişikliğe gitmeyen CHP ön seçimin getirdiği avantajı kullanmaya devam ediyor.
7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım’da da seçim bildirgesiyle açıkladığı vaatleri seçmeni etkiliyor.
Ancak muhafazakâr kesim vaatlerini olumlu karşılasa da “CHP bunları yapabilir mi?” sorusunu hafızasında koruyor.
Yan yana sıralanan, aradaki ilçelerin gelişimi ile birbirine bağlı hale gelen Mersin, Adana gibi onların devamı olan Gaziantep’te de sokaktaki seçmen CHP’nin oy artıracağı inancını söylemekten kaçınmıyor.
Öyle ki öteki partiye oy vereceğini söyleyenler dahi bu kanaatini dile getiriyor.
CHP’deki yükselişi turistin aniden kesilmesi, sanayi bölgesinde yaşanan iflaslar ve işsizlik etkilemiş. Ankara patlaması sonrası gelişmeler de seçmenin CHP’ye yönelik sempatisini artırmış. Ancak bunun oya dönüşmesinin kısa vadede olmasını CHP yönetimi de beklemiyor.
MHP’NİN "ÜMİT"İ BASTIRIYOR
Geçen seçim milletvekili sayısını bir artıran MHP’nin kentteki en önemli motor gücü, birinci sıra adayı Prof. Dr. Ümit Özdağ...
7 Haziran seçimi gibi bu seçim de uyguladığı propaganda teknikleri ile AK Parti’nin kendi tabanı üzerindeki algı politikasını ötelemek için çaba gösteriyor.
Suriyelilerin kentte kalıcı hale gelmesi, esnafın işini kapması, ekonomideki zorluk, daha önemlisi terörün 7 Haziran sonrası yükselmesi MHP oylarını konsolide eden etkenlerden bazıları.
Muhafazakâr ve milliyetçi seçmenin ağırlığının her sandıkta hissedildiği şehirde, MHP bu kez bir fazla çıkarmak için uğraşıyor.
Geçen seçim olduğu gibi AK Parti ile mücadele ediyor. Ancak iki partinin arasındaki seçmen kapma yarışı çok küçük de olsa ulusalcı kesimden CHP’ye oy kaçırıyor.
Bu nedenle bütün enerjisini koalisyon sürecindeki tavırlarını açıklamaya ayırıyor, izah ettiği zaman da erozyonu durduruyor, hatta AK Parti’den tekrar oy kazanıyor.
HDP’nin kentte güçlenmesi ve rakip parti adaylarının seçmene ters gelen söylem ve tavırları da MHP’ye kazandıran diğer faktörler arasında sayılıyor.