Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gülay,

        Adının anlamı her ne kadar “güllerin açtığı ay” olsa da, eminim gülsün, hep mutlu olsun diye konulmuştu bu isim.

        Kanın, gözyaşının ve acının hüküm sürdüğü bir coğrafyada doğan ve yaşamak zorunda olan bir baba, kızının gülmesini sağlamak için bu ismi vermişti kızına.

        Gülay, “Adımı hiç sevmiyorum. Bana yakışmıyor. Çünkü çok mutlu olan biri olamadım. Gözyaşlarım, mutluluğumdan fazla” dediğinde kızmıştım. Adını da, doğduğun yeri de sev demiştim.

        Gülay Demir yine doğduğu coğrafyanın, Nusaybin’in ona en büyük acılardan birini yaşatacağını hissetmişti.

        Kız kardeşi Elif ile mutlu birkaç gün geçirirken aldı en acı haberi.

        Daha bir hafta geçmemişti Nusaybin’den döneli. Mardin’e beraber gitmiştik. Beyaz Su’da Ali Biçen misafir etmişti bizi. Annesini ve babasını görmek için telaşlıydı. Nusaybin’e gazeteci meslektaşlarım Oya Armutçu ve Cezmi Sayılgan ve Gülay’ın çocukluk arkadaşı Fatih Özmen ile beraber gittik.

        Babası ve annesiyle otururken salondaki dev tabloda mutlulukları resmedilmişti. Babası Mehmet Şirin Demir ve annesiyle otururken bize çay ikram ettiler. Gülümsemesi eksik olmayan Mehmet amca, bölgede yaşadıkları sorunları anlattı. Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasına sayılı günler kalmıştı.

        Tek istedikleri şey de “Barış”tı.

        Barışın geldiğini Mehmet Şirin amca göremeyecek.

        Kahramanca, kızlarına onurlu bir geçmiş bırakarak şehit oldu. Nusaybin’e düşen havan topları yüzünden yaralanan çocuklara yardım etmek için kendini sokağa attı. Çocukları kurtardı. Ancak, kendi canından oldu.

        Pırıl pırıl iki kız çocuğu ve acılı bir eş bıraktı geride. Savaşın en kirli yüzü de bu değil mi zaten.

        Ateş düştüğü yeri yakıyor.

        Bu kez, Demir Ailesi'nin evini yaktı.

        Gülay’ın, Elif’in acısı dinmez, hep eksik kalacaklar bu hayatta.

        “Babamı ben toprağa verdim, yüzü gülüyordu” demişti Gülay.

        Babasının ölürken bile gülümsemesi umut olmuştu.

        Şehit cenazelerinin olmadığı, insanların doğduğu topraklar nedeniyle acı çekmediği bir dünya dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar