Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, önümüzdeki hafta kritik bir karara imza atacak.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gündeminde bulunan dava dosyalarından biri, Türkiye’de görev yapan tüm polisleri yakından ilgilendiriyor.

        Çünkü, çıkacak karar sonrası vatandaşa kötü muamelede bulunan polislerin “kasten yaralama” suçundan mı, “İşkence” suçundan mı yargılanacakları netlik kazanacak.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu eğer vatandaşa yapılan kötü muameleyi “kasten yaralama suçu” olarak değerlendirirse, bu suçtan yargılanan veya yargılanacak olan polisler , basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek bir yaralanmaya neden olmuşlarsa 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.

        Basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek bir yaralanmaya neden olan polisler de 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.

        Genel Kurul, vatandaşa kötü muamele uygulayan ve basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek bir şekilde şiddet uygulayıp darp eden polislerin yaptığını “işkence” suçu olarak yorumlarsa işin rengi değişecek. Çünkü, Türk Ceza Kanunu’nda, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor.

        “İşkence” suçunu işleyen polisler hem meslekten ihraç edilebilecek, hem de aldıkları hapis cezası nedeniyle cezaevine girmek zorunda kalacaklar. Mahkeme, bir polisin “işkence” suçundan mahkum olmasına karar verirse ve ceza miktarı da alt limit olan 3 yıl hapis olarak belirlenirse, cezaya çarptırılan kişi cezaevine girmekten kurtulamayacak.

        Bu nedenle tüm polislerin gözü kulağı önümüzdeki 25 haziran Salı günü Yargıtay Ceza

        Genel Kurulu’ndan çıkacak olan karara çevrildi.

        Gelelim, emsal kararın verileceği dava dosyasının ayrıntılarına…

        2008 yılında Ali C. Z. Adlı vatandaş Beyoğlu’nda bulunan bir bara eğlenmeye gitti. Gelen faturanın astronomik olması ve baskıyla kendisinden paranın tahsil edilmesi üzerine soluğu Taksim Polis Merkezi’nde aldı.

        Barda çalışan Hamdullah Ç. gelen müşteriden baskı ile fazla para alarak nitelikli yağma suçunu işlediği iddiasıyla karakola getirildi. Karakolda görevli olan komiser Mehmet K. Elleri kelepçeli olan şüpheli Hamdullah Ç. Ye şiddet uygulamaya başladı.

        Şüpheli olarak gittiği polis karakolunda, elleri kelepçeli olduğu halde karakolda görevli komiser tarafından basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek kadar ağır işkenceye maruz kalan Hamdullah Ç. Yaşanan olay sonrası suç duyurusunda bulundu.

        İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonrası mahkeme, komiser Mehmet K. Hakkında 1 yıl hapis cezası verdi ve kararı erteledi. Hapis cezası, para cezasına çevrilen komiser Mehmet K. Görevine devam etti.

        Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, elleri kelepçeli olan şüpheliye işkence yapan ve basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek kadar şiddet uygulayan komiser Mehmet K.'nın “işkence” suçundan yargılanıp mahkum edilmesi gerektiğine karar vererek ‘bozma’ kararı verdi.

        Yargıtay’ın bozma kararını yeniden görüşen mahkeme, verdiği kararda direndi. Komiserin “işkence” suçundan değil, “kasten yaralama” suçundan mahkum olmasına hükmetti.

        Bunun üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na geldi.

        Genel kurul, elleri kelepçeli olarak polis karakoluna getirilen şüpheliye işkence yapan polisin hangi ceza maddesinden yargılanacağına karar verecek.

        Çıkacak olan karar, sadece elleri kelepçeli olan ve mahkeme tarafından yargılanmayan şüpheliye işkence yapan bir komiseri ilgilendirmiyor. Karar hepimizi yakından ilgilendiriyor.

        Suç isnadı ne olursa olsun, “şüpheli” sıfatıyla karakola giden hiç kimsenin kılına zarar verilmemesi gerekirken, ağır işkenceye maruz bırakmanın yaptırımının ne olacağı hepimizi yakından ilgilendiriyor.

        Karakollarda sadece fiziksel şiddete değil, psikolojik şiddete de karşı çıkmamız gereken bir çağda yaşadığımız halde, halen ağır fiziksel şiddete verilecek cezayı tartışıyoruz.

        Bu nedenle Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun vereceği karar “insan hakları” açısından

        Türkiye’de önemli bir mihenk taşı olacak.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar