Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünkü yazım yayına girdikten hemen sonra CHP’li bir kaynağımdan gelen mesajda aynen şu yazıyordu; “Genel Başkan'ın bugünkü grup konuşmasını mutlaka izle! Çünkü senin yazdıklarını tescil edecek!”

        Herhalde konuşmasında bana atıf falan yapmayacaktı Kılıçdaroğlu.

        Ama demek ki; “Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nu CHP’nin adayı olmasına asla izin vermez!” iddiamı destekleyecek bir şeyler söyleyecekti.

        Bu arada bir gün evvelinden zaten duyulmuştu İmamoğlu’nun da grup toplantısına katılacağı...

        Dolayısıyla sürpriz değildi orada olması ama bu büyük buluşmanın tam da Fatih Altaylı’ya verdiği ve oldukça da ses getiren söyleşinin yayınlandığı güne denk gelmesi epeyce bir heyecan yaratmıştı.

        Öyle ya!

        Yüz yüze geleceği Genel Başkanı ve partinin kurmayları nasıl tepki verecekti Altaylı’ya yaptığı açıklamalara…

        Açıkca adayım dememişti ama; “Takımın sahaya süreceği iyi bir oyuncusuyum” diyerek adayın kendisinin olma ihtimaline vurgu yapmıştı.

        Daha da mühimi CHP Genel Başkanı’nı ve kurmaylarını aşırı öfkelendiren; “Adayın kim olacağına liderler karar verecek ama aday kazanabilecek biri olmalı!” cümlesini sarf etmişti o söyleşide.

        Genel Başkanı ve kurmayları ile arası bu kadar limoni iken İmamoğlu’nun bir de üstüne, İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in hemen her fırsatta dile getirmiş olduğu bu ifadeyi kullanması gerçekten enteresandı.

        Velhasıl…

        Grup öncesi neler olabileceğine dair enteresan tezler havada uçuşmaya başladı kulislerde.

        (O nedenle galiba tarihinin en merak uyandıran ve canlı olarak en çok izlenen toplantısını gerçekleştirmiş olabilir Kılıçdaroğlu…)

        İmamoğlu destekçilerine göre Genel Başkan bizzat davet ettiğine göre Ekrem Bey’in adaylığını ilan edecekti…

        Kemal Bey destekçilerine göre ise tam tersi olacaktı durum.

        İBB Başkanı’nın gözünün içine baka baka; “Seni aday yapmayacağım Ekrem!” diyecekti…

        İşte o merakla geçtim ben de TV’nin karşısına.

        Kürsüye çıktı Kemal Bey…

        Ve konuşmasına önce ekonomik sıkıntılara değinerek başladı.

        Epeyce bir süre öyle devam etti.

        Tabii o orada gözlerimiz pür dikkat ekrana kilitlenmiş bir halde kameranın gösterdiği anlarda İmamoğlu’nun vücut dilinin neler söylediğini anlamaya çalıştı.

        Camın arkasından bakıldığında her şey normal gibi görünüyordu ama tabii ki öyle değildi.

        Çünkü Ekrem Bey, Genel Başkanının konuşmasının neresinde lafı kendisine, yaşananlara getireceğini ve neler söyleyeceğini merak ediyor, o merakın yarattığı gerginlik de ister istemez vücut diline, yüzüne yansıyordu.

        Bu durum konuşmasında sütün pahalılığına vurgu yaptığı anda; “Ekrem Bey'le toplantı öncesinde görüşmemizde öğrendim ki, İBB her gün 100 bin aileye süt veriyor!” deyince daha da belirginleşti.

        Çünkü geliyordu gelmekte olan artık.

        Ve de geldi sonunda!

        Kemal Bey milyonların izlediği canlı yayında cumhurbaşkanı adaylığı düşünen İmamoğlu’nun gerçekten de gözünün içine baka baka; ”Bu partinin adayı sen olmayacaksın Ekrem Başkan, o nedenle boş heveslere kapılma” dedi.

        Ama tabii dümdüz yapmadı bunu.

        Onore ederek, yücelterek, zekice ve şefkatlice...

        “Ekrem İmamoğlu ile baba-oğul ilişkisi gibiyiz. Kendisi CHP'nin evladı olduğu gibi benim de evladım. Ona sahip çıkmak benim boynumun borcu. Yankesicilere söylüyorum, bu kantar sizi çekmez!” dediğinde salonun tamamı gibi Ekrem İmamoğlu da ayağa kalkıp dakikalar süren alkışa ortak oldu.

        Ve sizi bilmem ama Kılıçdaroğlu’nun dün kullandığı üslup bana; ”Demek ki yakın olduğu, dost olduğu rahmetli Süleyman Demirel’den iyi ders almış Kemal Bey” dedirtti.

        Yani o an sanki kürsüde Kılıçdaroğlu değil, laf çakma sanatını kullanmada en usta siyasetçi olarak bilinen Demirel vardı…

        Kısa ve özdü ama İmamoğlu, verilen ceza ve sonrası yaşanılanlara dair konuştuğu o bölümde hem İmamoğlu’na; ”Ben senin babanım ve ben ne dersem o olur evladım!” dedi.

        Hem de bu süreçte kendisini dışlayarak siyaseti dizayn etmeye çalıştığını düşündüğü Meral Akşener'e bildik bir deyimi ters yüz ederek; "Oğlum sana söylüyorum ama ablası sen dinle!" diyerek çok ağır ve sert cümlelerle tepkisini gösterdi.

        Yanılıyor muyum?

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar