Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Haberin arkasını soruşturan ve sadece Türkiye değil, Avrupa gündemine de sokan ve bu organizasyonun altına; “Belediyeler eliyle insan kaçakçılığı” KJ’sini ilk atan bir gazeteci olarak bir noktaya dikkat çekmek istiyorum...

Kesinlikle şeytanın bile aklına gelmeyen şekilde planlanmış bu organizasyona alet olan belediyeler suçludur ve kesinlikle de hesabı tek tek sorulmalıdır.

Ancak insan kaçakçılığının, "Tereyağından kıl çeker gibi" devlet aracılığı ile gerçekleşmesine sebep olanların sadece belediyeler olmadığına da söylemek zorundayım.

Tamam... Niyeti, amacı bariz; “İnsan kaçakçılığı” olan organizasyonlara dahil olan tüm belediyeler bu rezaletin yaşanmasında en büyük pay sahipleridir.

Kim, hangi belediye bu işin bile/isteye bir parçası oldu ise de Allah'ından bulsun.

Ancak Allah'a havale edilmesi gerekenler sadece onlar mı?

Bu şeytani planlara göz yuman diğer kurum ve kuruluşların sorumluluğu ne olacak?

Mesela bu alengirli organizasyonlara; “Olur” veren valilikler?

Ya da gri pasaport için araştırmalar yapan, hazırlayan nüfus müdürlükleri?

Onların hiç mi sorumluluğu yok?

Dün İçişleri Bakanlığı’nda yıllarca görev yapmış çok eski üst düzey bir bürokratla konuştum.

Diyor ki; “Yahu bırak gri pasaportu filan… Normal pasaport bile verirken vatandaşın bütün şeceresini döküyoruz ortaya! Neyi var neyi yok çıkarıyoruz. Hal böyleyken anlamak mümkün değil bu gri pasaport olayını! Hadi diyelim ki belediyeler art niyetli. Ya da öyle olmasalar da art niyetli birilerinin ellerine düşmüşler… İyi ama valilikler, nüfus müdürlükleri nasıl düşer böyle bir gaflete! Sormaz mı, sorgulamaz mı devletin hak ve hukukunu korumakla mükellef bir memur; 'Kardeşim belediyecilik ile çevre ile ya da bilimle filan hiç alakası olmadığı besbelli bu insanlara niye gri pasaport talebinde bulunuyorsunuz? Nedir bu işin asıl, amacı?' demez mi?”

Gerçekten de ben de buraya fena takıldım değerli okurlarım…

Bana göre bu skandalın esas sorumluları hiç kusura bakmasınlar valilikler ile nüfus müdürlükleridir.

Benim bildiğim kadarıyla şu ana kadar bu konuda sadece Malatya’da bir vali yardımcısı açığa alındı.

Peki Yeşilyurt Belediyesi üzerinden iki kafile halinde toplamda 91 kişinin Almanya’nın Hannover şehrine gidişi için aracı olan nüfus müdürlüğü?

Onlarla ilgili hiçbir yaptırım olmayacak mı?

Sadece Malatya da değil.

Bingöl mesela...

Veya Yozgat, Tokat, Urfa, Elazığ, Van ve bilemediğimiz diğer belediyelerin bağlı oldukları diğer valilikler?

Merak ediyorum bir vatandaş olarak...

Benim pasaportumun itibarının dış dünyada yerle bir olmasına sebep olan tüm bu sorumsuzlardan hesap sorulmayacak mı?

Denilmeyecek mi; "Bilerek veya bilmeyerek... İşgüzarlığınız, kifayetsizliğiniz ya da basiretsizliğiniz neticesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin saygınlığına halel getirecek rezalete imza attınız. Onay verdiniz.

Bu ülkenin en saygın pasaportlarından biri olan ve devletin hizmeti için kullanılan pasaportumuzla ilgili şaibe oluşmasına, değer kaybı yaşamasına neden oldunuz!

Ne için yaptınız bilmiyoruz ama bu ülkeye bu kötülüğe karşı değer miydi?”

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar