Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN hafta sonu Erzurum’un gözde kayak merkezi Palandöken’deydim.

        Konu Palandöken olduğunda hep aynı şeyleri söyler dururum.

        İlk başta Erzurum’a ulaşımın kolaylığını. Çünkü 2 saate yakın bir uçuşun ve 15 dakikalık bir karayolu seyahatinin ardından Palandöken kayak merkezine ulaşmış oluyorsunuz.

        Dağda bulunan diğer büyük otellerden Dedeman ve Polat’ta da kalmışlığım vardır. Ancak geçen sene keşfettiğimden beri kendisine hiç ihanet etmediğim ve Palandöken’e her gittiğimde kaldığım Xanadu Snow White Hotel’de kaldım yine.

        Bu otelin donanımının, mutfağının ve aktivitelerinin diğerlerinden epey bir önde olduğu fikri sadece bana ait değil.

        Erzurumlular da böyle düşünüyor olsa gerek otelin barları, terası ve özellikle de SPA’sı şehrin resmen çekim merkezi olmuş durumda. Aslında sadece Erzurumlular da değil, İstanbul’dan ve Ankara’dan hafta sonu için buraya gelmiş pek çok arkadaşıma da rastladım otelde.

        GENÇ DOKUNUŞLAR VE KONAKLI PROJESİ

        Otelin sahibi Can Dikmen bu sene oğlu Berke Dikmen’i işin içine iyice sokmuş. Tam 3 aydır bırakın İstanbul’a gelmeyi, burnunu otelden dışarı çıkarmamış çocukcağız.

        Bu bana müteahhit olan rahmetli babamın beni yazları şantiyede çalıştırmasını, hatta çivi düzelttirmesini hatırlattı.

        Belki eski kafalıyım ama ben bu yolun doğru yol olduğunu düşünenlerdenim.

        Neyse, dünyanın en iyi otelcilik okullarından biri olan “Ecole Hoteliere de Lausanne” mezunu Berke. Güngörmüş ve her ayrıntıya dokunan biri. Otelde çalan müzikleri bile ünlü müzik adamı Cüneyt Kurt’a yaptıracak kadar detaycı. Yıllardır otelin genel müdürlüğünü yürüten Altuğ Kargı ile de abi-kardeş olmuşlar.

        En büyük rüyaları ise, gerçekleştiği anda Palandöken’i dünyanın en iyileri arasına sokacak “Konaklı Projesi”.

        Bu proje kuş uçuşu 9 km’lik bir alanı kapsayan, Konaklı ile Palandöken’i telesiyej, teleferik gibi yollarla birbirlerine bağlama projesi.

        Eğer bu gerçekleşirse, kayakçılar toplamı 250 km’ye ulaşan pistlerden tek bir ski pass ile yararlanabilecekler...

        Saray mutfağında ‘ÖRDEK’

        PAZARTESİ akşamı Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nda İstanbul’un cemiyet, sanat ve siyaset hayatının en ünlülerinin tam kadro katıldığı bir yemek daveti vardı.

        Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Bayan Muriel Domenach’ın ev sahipliği yaptığı davetin teması Le Cordon Bleu Türkiye / Özyeğin Üniversitesi şefi Gilles Company’nin hazırladığı bir ördek yemeğiydi.

        Genelde oldukça formal geçer bu tip diplomatik davetler.

        Ancak Bayan Domenach’ınkinin eğlenceli geçeceği daha davetiyesinden bile belliydi. Zira davetiyede, misafirlerin gelirken “alafranga” veya “alaturka” bir ördek yemeği tarifini yanlarında getirmeleri isteniyordu.

        Bu tarifler ise Le Cordon Bleu’nün şefi Gilles Company’nin tarifleri ile birlikte bir kitapçık haline getirilecekmiş.

        Bakalım ünlü şef, benim “avcı usulü güveçte ördek” tarifimi beğenecek mi?

        Bir öneri

        ERZURUM dönüşü pazar brunch’ı için yıllardır aynı otele giden aile dostlarıma Çırağan Palace Kempinski Hotel’in brunch’ına gitmeyi teklif ettim. Hafif gönülsüz oldukları her hallerinden belli olsa da beni kırmadılar ve geldiler.

        Çikolata odasından tutun da suşi bara kadar hiçbir şeyin eksik olmadığı ikramı görünce, hep gittikleri otele edecekleri ihanetin sinyallerini vermeye başlamaları gecikmedi.

        Siz de bir pazar brunch’ı için Boğaz’a inmeyi planlarınız arasına sokun derim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar