Beşiktaş'ı da yenerse..

Kim Min Jae'nin yokluğunda üstelik Attila da sakatken Tisserand ne yapacaktı? Crespo'nun dinamizmini Gustavo kotarabilecek miydi derken bir de Osayi yoktu. Rakip sert savunması ile bilinen Gaziantep'ti. Ama maç başladı, saniyeler içinde ilk pozisyon geldi. 5. dakikada da gol. Rossi'nin golünde Nazım'ın asisti dikkat çekiciydi. 15-20 arası süren baskı yeni pozisyon getirmediği gibi o dakikadan sonra misafirler oyunu dengeledi. G.Saray karşısında harika bir maç çıkaran Serdar Dursun'un vasat altı gününde olması ileride top tutamaması, Nazım'ın Osayi'den alışık olduğumuz bindirmeleri yapamaması hücum etkinliğini azaltsa da yine Serdar Dursun'a 2 iyi pozisyon geldi. İkisi de auta atıldı. Antep hiçbir şey üretemeden devre arasına gelindi.

2. devreye de istekli başlayan Fenerbahçe'ydi. Maçın adamı Mert Hakan ve Rossi etkinlik üretmeye çalışıyordu. Ama Serdar kötü günündeydi ve top tutamıyordu. Yine de tartışmalı penaltıyı o yaptırdı. Lakin kötü bir vuruşla gole çeviremedi. Mert Hakan'ın asistiyle golü atması hem onun için hem de Mert için iyiydi. Sonra Antep hemen hemen ilk pozisyonunda golü buldu. Yenilen golde arapası kesemeyen Gustavo, o kadar çok savunma içine giriyor ki Zajc yalnız kalıyor. Crespo'nun eksikliği 2-1'de iyice ortaya çıktı. Gustavo ile 4-1-1-3-1 gibi bir şey oynuyor. Böyle olunca da Antep gibi hücum gücü en zayıf takımlarından birinden bile baskı yiyorsunuz. Orta ikili topallamış oluyor. Oraya Zajc - Mert Hakan ikilisi yapılıp önlerinde Arda Güler ya da Pelkas düşünülebilir. Harika bir 8 numaraya dönüşen Zajc tamamen kişisel becerisiyle 3. golü atmasa bilhassa son 5 dakika iyice zor geçebilirdi.

Sonuçta İsmail Kartal son 11 maçta 10. galibiyetini aldı. Hem kendisi hem de takımı için son sınav haftaya Beşiktaş maçı. Onu da kazanırsa ondan vazgeçmek iyice zor olur.