Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kuntz'un hatalarını eleştirelim. Mesela hiç 3'lü oynamamış takımı, bir maçlığına da olsa 3'lü oynatması eleştiriliyor. Bence biz ilk yarıda 3'lü değil 5'li oynadık. Tıpkı Vitor Pereira'nın yaptığı hata gibi Kuntz'un takımı da aslen 3-4-3 değil 5-2-3 gibi absürd bir dizilimle ortaya çıktı. Bu şekilde orta alanı muhakkak rakibe kaptırıyorsunuz.

        Kuntz'un kendisinin de ifade ettiği gibi 2. gol tam olarak saçma sapandı. Lakin bunun sebebi 5'li savunmadakilerin paylaşım hatasıydı. Berkan mı Çağlar mı derken kimsenin karşılamaya çıkmadığı Otavio ortayı yaptı; Jota golü attı. 2. yarıda daha iyi görünmemizin temel sebeplerinden biri Portekiz'in yorulması olduğu kadar, bilhassa Zeki'nin artık tamamen ön alana doğru çıkmasıydı. Savunma da öne çıktı ve baskı yapma imkanımız oldu. Zeki ve Berkan önde oynayıp 3'lü savunmamız da orta alana doğru çıkınca dar alanda pres gücümüz de pas kalitemiz de arttı.

        Kuntz'a bir diğer eleştiri de oyuncu değişikliği zamanlaması ile ilgili. Bu konuya ben de katılıyorum. Fakat unutulmasın ki skoru 85'de 2-2'ye getirecek imkanın en idealini bulmuştuk. Sonuçta işi sadece Kuntz'a yıkmak en kolayı. Oysa gelin bakalım aslen futbolumuzda, özelde ligimizde oynayan oyuncularımızda ne gibi eksiklikler var. Misal, bu sezon ligin en değerli 3 futbolcusu seçilse ittifakla Uğurcan herkesin ilk 3'ünde olur. Transferi için 20 milyon Euro'lar konuşuluyor. Ayak tekniği eksikliği malum. O, gelişir. Çalışarak olur. Ama beni asıl hayal kırıklığına uğratan takımını bir çok maçta oyunda tutan kritik kurtarışların adamı Uğurcan'ın 2. golü yemesiydi. Jota, 11-12 metre mesafeden kafa vurdu. Ne kadar sert vurursa vursun doğru yerde duran Uğurcan'ın o mesafeden gelen kafa vuruşunu çıkarması gerekirdi. Bu çok yetenekli kalecinin, maçı tutması gereken anlarda neden her milli maçta kalitesinin altında kalmasını konuşmayalım mı?

        REKLAM

        Merih - Çağlar - Orkun ve hatta neredeyse hiç oynamayan Ozan Kabak'ın fizik kalitelerinin Türkiye'de oynayan oyuncularımıza göre çok üstün olduğunu konuşmayalım mı?

        Burak Yılmaz gibi bir golcünün ve takıma büyük katkıda bulunan ismin 4 pozisyondan 1'ini değerlendirdiğini atlıyoruz. İlk devre kapılan bir topun ardından hem Kerem'e hem de Cengiz'e pas verebilecekken şut tercih edip auta atmasını değerlendirmeyelim mi? 2. devre golden sonra Danilo'yu da geçmişken kendini yere atmasını atlayalım mı? Elbette kaçırdığı penaltıya ah vah etmeyelim mi?

        Peki biz 3. golü nasıl yedik? TRT dahil 3 dakikalık özeti hazırlayanlar pozisyonun başlangıcını kesmişler. Hatırlamayanlar uzun özetleri bulup seyretsin. Dorukhan, Rafael Leao ile kafaya çıkıyor. Elbette daha uzun boylu olan Leao topu alıyor. Ama sonrasında Dorukhan mücadele etmek yerine kendini yere atıp ellerini iki yana açıp faul bekliyor. Türkiye'de hakemlerin düüüt diyeceğini adı gibi biliyor. Ama Alman haklı olarak çalmıyor ve ayakta kalan Leao maçı bitiren 3. golün asistini yapıyor. Şimdi "Orta sahada Dorukhan oynamalıydı" diyoruz ama Dorukhan oynuyor mu yoksa en ufak temasta kendini yere mi atıyor? Hakemler de büyük takım futbolcusuna özellikle olmak üzere bu "temas aldım yere yattım" numaralarına hep faul çalmıyor mu? Bunları konuşmayalım mı?

        ☆☆

        Artık anlayalım lütfen. Ya tamamen yurtdışında oynayan oyuncularla oynayacağız, ya da ligimizde fizik gücünü ve topun oyunda kalma süresini artıracağız. Ligin kalitesi toplam kaliteye büyük etki ediyor. Biz bu ligi oynamaya devam ettikçe küçük detaylarda kaybedeceğiz hep. TFF, Kuntz'a destek vermeli. Ama asıl ligle ilgilenmeli. Topu taca atma yasaklanmalı. Topun oyunda kalma süresi artmalı. Dolayısıyla koşmayı sevmeyen Türk futbolcusu da koşmayla - fizik gücü ile barışmalı. Bunları yapamayanlar da elenmeli. İstikrarlı başarının gerek şartlarından biri de kalitesi çünkü..

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar