Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        22 Nisan 2016 tarihinde kalktık New York'a gittik.

        Niye gittik?

        Çünkü, Türkiye olarak çok önemli bir anlaşmaya imza atacaktık.

        Sera gazı emisyonunu 2030’a kadar 56 milyar ton düşürmeyi ve bu sayede küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmayı hedefleyen Paris İklim Anlaşması'nı onaylayacak ve kabul edecektik.

        O gün New York'a 175 ülke geldi.

        Hepsiyle birlikte biz de imzayı bastık anlaşmanın altına..

        İmzamızla birlikte dünyaya sözler verdik, taahhütlerde bulunduk.

        *

        - Fosil yakıt kullanımını azaltarak yenilenebilir enerjiye yöneleceğiz.

        - 2030 yılına kadar güneş enerjisinden elektrik üretimini 10 GW’a, rüzgâr enerjisinden elektrik üretimini de 16 GW’a ulaştıracağız.

        - Yine 2030 yılına kadar mümkün olan tüm hidrolik enerji kapasitemizi kullanacağız.

        - Bir adet nükleer santrali devreye alacağız.

        - Dağıtım şebekesindeki kayıp oranını yüzde 15 seviyesine düşüreceğiz.

        *

        Sonra döndük Türkiye'ye.. Anlaşmayı TBMM'nin de onaylaması gerekiyordu. Peki Meclis, küresel ısınmanın yarattığı etkileri en aza indirmek için yapılan bu uluslararası anlaşmaya onay verdi mi?

        Ne yazık ki hayır.. Vermedi. Hem de tam 4 yıldır vermedi. Türkiye, New York'ta imzaladığı anlaşmayı, tuhaf bir şekilde kendi parlamentosunda kabul etmiyor. Bu tavrımızla, G20 ülkeleri içinde Paris Anlaşması’nı imzalayıp da kendi meclisinde onaylamayan tek ülke durumuna da düşmüş durumdayız.

        Anlaşmayı parlamentolarında onaylamayan ülkeler arasında Sudan, Yemen, Eritre, Irak, Angola gibi dünyanın en geri kalmış ülkeleri yer alıyor.

        Maalesef Türkiye de bu ülkelerle aynı kategoride görünüyor.

        REKLAM

        *

        Hal böyle olunca, aklımıza şöyle bir soru geliyor tabii ki..

        Madem anlaşmayı TBMM'de onaylamayacaktık, anlaşmaya imza atmak için niye ta New York'a gittik?

        Madem anlaşmayı beğenmiyorduk, ikileme düşmemek için neden New York'ta itiraz etmedik?

        *

        Şimdi görüyoruz ki, dünyayı saran Covid-19 salgını sadece bir hastalık değil. Bu salgın çevreye, insana ve doğaya saygılı enerji üretmenin önemini, bir felaket eşliğinde hepimize öğretiyor. Sadece bir virüs salgını yaşamıyoruz. Yaşlı dünyamızın ve doğanın insanoğlundan intikam alışına tanık oluyoruz.

        Enerji Sanayici ve İşadamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Vatansever, yaşadığımız bu garip duruma isyan edenlerden.. Türkiye’nin enerji üretiminde yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına daha fazla önem vermesi gerektiğinin altını çizen Vatansever, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanması için tüm partilere sürekli açık çağrıda bulunuyor.

        Anlaşmanın 2020 ve sonraki süreçte iklim değişikliğine karşı küresel sosyo-ekonomik dayanıklılığı artırmayı hedeflediğini hatırlatan Vatansever, ülkemize haksızlık edilmemesi ve anlaşmanın bir an önce TBMM'de kabul edilmesi gerektiğini savunuyor.

        Hakikaten ciddi bir çelişki içindeyiz. Umarım, Vatansever'in sesi duyulur da, TBMM bu gariplikten ülkemizi kurtarır.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar