Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yarımada dediğim, İzmir'in Yarımadası..

        Yani Karaburun, Urla, Çeşme ve Seferihisar'ı kapsayan bir bölge..

        Şimdi bu güzel ve özellikli bölgemiz, bazı "oransızlıklar" nedeniyle tehdit altında.

        Hızla vekontrolsüz ilerleyen rüzgar enerji santralları, taş ocakları ve balık çiftlikleri artık Yarımada'nın doğasını, çevresini, tarımını, yaşam alanlarını, kültürel miraslarını ve turizmini zora sokma noktasına geldi.

        Bu yüzden de Yarımada halkında bir tepki var. Halkın tepkisi haksız sayılmaz aslında. Çünkü, Karaburun Kent Konseyi tarafından hazırlanan rapor, söz konusu çalışmaların bölgeyi ciddi anlamda sıkıntıya soktuğunu kanıtlıyor.

        YAŞAM ALANI DA KALSIN

        Rapora göre..

        - 415 kilometrekarelik Karaburun’un yüz ölçümünün yüzde 71’i ki bu oran neredeyse tüm dağlık alanları kapsıyor, 6 firmaya RES proje sahası olarak tahsis edilmiş durumda.

        - Yaşam alanı olarak yarımadanın sadece yüzde 16’sı bırakılmış.

        - Bir elektrik şirketi, Karaburun Yarımadası’nın yüzde 61’ini tek başına kaplamış halde. Bu şirkete karşı 4 yıldır hukuk mücadelesi sürdürülüyor. Proje için verilen ÇED olumlu kararı iki kez ve üretim lisansı bir kez iptal ettirildi. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı iptal gerekçelerini dikkate almadı ve ÇED izinleri hızlı bir şekilde geçtiğimiz aylarda yenilendi.

        Bu gelişmelere itiraz edenlerin hiç biri doğal enerji üretimine karşı değiller. Sadece, üretim yerlerinin yaşam alanlarından uzak olmasını, doğaya ve çevreye dengeli davranılmasını, abartıya kaçılmamasını, doğaya ve yaşama saygı gösterilmesini istiyorlar.

        SORUNLAR MECLİS'E DE TAŞINDI

        Yarımada'nın bu sorunu TBMM'ye de taşındı. CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ve diğer bazı milletvekilleri, konunun acilen ele alınması gerektiğini anlattılar, çözüm talep ettiler. Yarımada'ya sahip çıkılması gerektiğini vurguladılar. Beko, aynı çağrıyı Karaburun ve Urla’da partililerle buluşmasında da yaptı. Bu konuda örgütlü mücadele edilmesini istedi. Her bireyin üzerine düşen tedbirleri alması gerektiğini söyledi. Turizm açısından büyük değer taşıyan Yarımada denizinin, kültürel mirasının ve yaşamsal alanlarının taş ocakları, balık çiftlikleri ve enerji santralları ile yok edilmesine izin vermeyeceklerini belirtti.

        TERAZİNİN ÖLÇÜSÜ KAÇMASIN

        Bu mesele gerçekten de çok sıkıntılı ve hassas. Bir yanda enerji üretimine, taş ocağına ve balık çiftliklerine olan ihtiyaç var, ekonomi var, ticaret var, gelir var; ama öte yanda çevre var, doğa var, zeytin var, tarım var, deniz var, dağ var, kültürel miraslar var, antik kentler var, yaşam alanları var, sağlık var, halk var. İki grubu bir yerlerde buluşturmanın da zorlukları var.

        Ancak, terazinin ölçüsünü kaçırmazsak, doğaya, insana ve çevreye saygılı davranırsak, hepsi rahatlıkla çözülebilir. Sadece mahkeme kararları uygulansa, problemler zaten kendiliğinden ortadan kalkar. Fakat, mahkeme kararları ilgili Bakanlıklar tarafından dikkate alınmıyor. İptal kararları uygulanmıyor. Hal böyle olunca da sorunlar bir türlü giderilemiyor. Bu keşmekeşte ise Yarımada'ya da yazık oluyor. Olmasın ama..

         

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar