Doğru aday nasıl seçilir, doğru olduğu nasıl anlaşılır?
Siyasi parti liderlerinin en birinci ve klasik cümlesi şöyledir:
-“Doğru adaylarla bu seçimi kazanırız...”
Evet, haklılar tabii, doğru adaylar önemlidir.
Ancak bu cümle, küçük bir soruyu hak etmiyor mu?
-“İyi güzel de, doğru aday kimdir, tarifi nasıldır?” açıklamasının da yapılması gerekmiyor mu?
Mesela..
- Doğruluk için kıstas nedir?
- Ne için doğru, kimin için doğru, neresi için doğru?
Bu sorulara da cevap aranması gerekmez mi?
AK Parti’nin 24. Dönem İzmir Milletvekili Rıfat Sait, benzer soruları düşünmüş olacak ki, konuya bazı açılımlar getirdi.
Sait, doğru aday için 4 madde sıraladı:
1- Liyakat (Başkan veya meclis üyesi adayı olmaya ehliyetli mi? )
2- Sadakat (Ülkesine, davasına, milletine, partisine sadık mı?)
3- Bereket (Oy potansiyeli var mı, tercih ediliyor mu?)
4- Samimiyet..
Sait, bu dört unsura beşincisini de ekledi:
5- “Siyasi Mukarenet...” Yani Siyasi Uygunluk...
MİLLİYETÇİLİK DEĞİL MATEMATİKÇİLİK YAPIN
Peki, ne demek bu siyasi mukarenet ya da diğer ifadeyle siyasi uygunluk?
Rıfat Sait onu da şöyle izah ediyor:
“Milliyetçilik, son günlerde çok tartışılan bir kavram. Bu düşünceyle, siyasette bölgesel demografik ölçülerde herkesin kendi yöresi, düşüncesi, yaşam tarzı, kültürü, ortak değer ve çıkarlarına göre aday tercihi olabilir, diye düşünüyorum. Bu gayet normaldir. Ancak nüfus yoğunluğu, demografik denge ve sosyal ve tarihi yapı da mutlaka dikkate alınmalıdır.
Bir matematik yapıyorsanız ve kazanmayı gerçekten istiyorsanız akıllı olmak gerekir. Bırakın uçağı uçuralım. Pilot koltuğunda kimin oturduğu çok mu önemli? Önemli olan uçağın havalanması ve hedefine gitmesi değil mi? Uçak havalandıktan sonra tüm yolcular varacakları yere varacaklar.
Dolayısıyla, pilotu seçerken milliyetçilik değil, matematikçilik ve akılcılıktır önemlidir."
ÖZELLİKLE YEREL SEÇİMLERDE BENİMSENİRSE YARARI OLUR
Düşündüm de..
Rıfat Sait’in anlatmak istediği ve ortaya koyduğu sistem, son derece doğru ve mantıklı bir yapıyı barındırıyor.
Özellikle, yerel seçimler için çok geçerli olması gereken bir felsefeyi dillendiriyor.
Umarım, başta kendi partisi olmak üzere, tüm siyasi partiler bu tarzın etrafında birleşirler ve “doğru aday” saptamalarını belli ölçüler içinde yaparlar.
Ve yine umarım ki..
Sait bu sözleri kendisi Balkan göçmeni olduğu için söylemiyordur, herkes ve her kimlik için samimi düşüncesi böyledir.
Zaten aksi olursa, milliyetçilik tuzağına en başta kendisi düşmüş demektir.
***
Sen hiç sır görmedin galiba
- “Poyraz Karayel” finalinden beri dizi ve film setlerinden uzak duran Burçin Terzioğlu’nun büyük sırrı ortaya çıkmış, yeni bir sinema filmi için “evet” demiş.
- Mesleğini sürdürmek ve işini yapmak ne zamandan beri sır oldu anlamadım, eğer öyleyse bizim milletin tümü sır küpüdür ha, bilesiniz!..
***
Randevu alsalar, dizi olmazdı zaten
- TV sunucusu Seda Akgül, son dönemde dizilerde genç iş insanlarının, fakir kadınlarla aşk yaşamasını eleştirmiş, “Gerçek hayatta bu genç kızlar, zenginişadamlarıyla bırakın aşk yaşamayı, iş görüşmesi için bile randevu alamazlar” demiş.
- İyi güzel ama, bu dizileri zaten randevu alamayanlar izliyor, hayallerini güçlendirip, taktik kapmaya çalışıyorlar, bir de o açıdan mı baksak acaba!..
