Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Doğruya doğru..

        İzmir tarımı, Aziz Kocaoğlu’yla birlikte mucizeye imza attı.

        1990-2003 dönemini kapsayan 14 yılda sadece binde 9 düzeyinde büyüyen İzmir tarımı, Kocaoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı 2004-2017 döneminde yüzde 7,5’luk büyüme oranını yakaladı.

        Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen İzmir tarımı, Türkiye ortalamasından 2,4 kat daha fazla büyüdü.

        *

        Bu muhteşem gelişme, bilimsel raporlarla da “belgelenmiş” durumda.

        Aslında, olup biteni farketmek için rapora filan da ihtiyaç yok.

        İzmir’in köylerine gittiğinizde; “tarımda, hayvancılıkta, sütçülükte ve çiçekçilikte” yaşanan inanılmaz gelişmeleri ve vatandaşın memnuniyetini gözlerinizle görebiliyorsunuz.

        Kooperatifleşme sayesinde hepsinin “üretimi arttı, ürünleri zenginleşti, kaliteleri gelişti, gelirleri yükseldi, işsizlik oranları azaldı, sadece yurt içine değil, yurt dışına da satış yapmaya” başlandı.

        *

        Hal böyle olunca..

        Tüm araştırmalarda ve raporlarda bu güzel sonuçlar “mucize” olarak niteleniyor.

        Evet, gerçekten de öyle..

        Aslında, sözkonusu model “Türkiye’ye de örnek” olmalı..

        Ülkenin bu tür hamlelere çok gereksinimi var çünkü..

        ************

        Mucize nasıl yaratıldı asıl ona bakmak lazım

        İzmir tarımında yakalanan yüksek başarıya rahatlıkla “mucize” denebilir.

        Fakat..

        Onun altında yatan gerçekleri ve çalışmaları da unutmamak lazım.

        *

        - Güçbirliği yapmak..

        - Bilimsel verilerle yürümek..

        - Yerinde kalkınma modelini benimsemek..

        - Kooperatifleşmek..

        - Verimliliği yükseltmek..

        - Kaliteyi yakalamak..

        - Köylüyü her açıdan desteklemek..

        - Teknolojik eksikleri tamamlamak olmasa..

        *

        Mucize de olmazdı.

        ************

        Soğan karşısında dolar bile ağlıyor

        Ne Muharrem İnce, ne Meral Akşener ne diğer adaylar, ne de diğer muhalefet liderleri..

        İktidarı bu aralar en çok patates ile soğan vuruyor.

        Patates bir ayda yüzde 94 zamlandı, kilosu 6 liraya dayandı.

        Soğan ise yüzde 212 zam gördü, kilosu 7 liraya yaklaştı.

        Dolar kuru 4.75’e çıktı ama, soğan kuru 7 lirayla daha da fena hamle yaptı!..

        Anlayacağınız, doları bile ağlatıyor şu sıralar!..

        ************

        Türkiye’yi neden hep yabancılar kazıyor

        Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’de yurtdışından gelen ekiplerin yürüttüğü arkeolojik kazılar için “en az yüzde 51 Türk çalışan” şartı getirdi.

        Geç kalınmış da olsa, çok yerinde ve olumlu bir karar alındı.

        Kendi bölgemizdeki antik kentlerden de biliyoruz.

        *

        - Kazıları hep “yabancılar” yönetiyor.

        - Onlara sadece bakanlık çalışanlarından bir “kazı komiseri” eşlik ediyor.

        - Çıkan buluntular, kazı sezonu sonunda bakanlığa raporla bildiriliyor.

        *

        Yeni kararla ise, anahtar kadro olarak nitelenen “arkeolog, antrepolog, sanat tarihçi, restoratör, mimar, fotoğrafçı” gibi farklı kulvarlardaki çalışanlar, Türk vatandaşlarından seçilecek.

        Türkler, kendi kazılarında bugüne kadar hep “geri hizmetlerde ve işçi” olarak görevlendiriliyordu.

        Türk bilim insanları, kazıların “bilimselliğinden” ve “gelişiminden” hiç bir şekilde yararlanamıyorlardı.

        Dolayısıyla, mesleklerine bir gelişim de katamıyorlardı.

        Düşünün ki..

        Bir asırdan fazla süredir Efes’te kazı yapan Avusturyalılar, bugüne kadar bir “Türk arkeolog” bile yetiştirmediler.

        *

        O yüzden..

        Yeni alınan “yüzde 51 Türk kararı”, son derece doğru adımdır.

        Zararın neresinden dönersek kardır.

        Ki..

        Temennim, kendi kazılarımızı tamamen “Türk uzmanların kontrolunda ve yönetiminde” yapabilmektir.

        Umarım zamanla o da olur.

        ************

        Düğün konvoyları durdurulmalı mı

        Belçika’dan sonra Almanya da Türklerin yaptıkları “düğün konvoylarını” durdurmaya başladı.

        Sebep ise, trafikte tehlike yaratmak..

        Peki, haklılar mı?

        Bana göre haklılar..

        Düğün, sünnet, asker uğurlama, seçim gibi konvoylar, trafikte gerçekten de hem “tehlikeye” yol açıyorlar, hem de “aksamaya” neden oluyorlar.

        Keşke bunlar bizde de bir “disiplin” altına alınsa ve “güvenli” hale getirilseler..

        Ama derseniz ki..

        - Trafikte neremiz düzgün ki konvoyumuz da düzgün olsun..

        Ehh..

        Siz de haklısınız!..

        ************

        Aceleniz neydi ki

        - “Erkenci Kuş” dizisinin oyuncusu Demet Özdemir ile meslektaşı Seçkin Özdemir yeni aşk yaşamaya başlamışlar, basına el ele poz vermişler.

        - Henüz iki haftalık aşk için biraz “erkenci poz” olmamıştır umarım!..

        ************

        Asıl güç ötekinde

        - Metin Hara, aşk yaşadığı ünlü model Adriana Lima’yı Brezilya’da ziyarete gitmiş, Lima onu pikniğe götürmüş, aşkın meyvesi diye ‘liçi’ toplatmış.

        - Bizimki tufaya gelmiş belli ki, liçi yerine doğal selenyum kaynağı meşhur Brezilya cevizi toplasaydı, piknik o zaman makbule geçerdi!..

        ************

        İşkence et bari

        - Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Teknik Direktör Şenol Güneş’in yanına yardımcı antrenör almasını istiyormuş, Şenol ise reddediyormuş.

        - Adamcağız kaç defa yardımcı istemediğini söyledi, başkan bunu hala anlamadığına göre kulüpte “orman kanunları” geçerli sanıyor galiba!..

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar