GİRİŞ YAP ÜYE OL Kapat
Şifremi unuttum
+ =
Kapat

ŞİFREMİ UNUTTUM

Şifrenizi sıfırlamak için oturum açarken kullandığınız e-posta adresinizi giriniz

Kapat

Habertürk
  • Üye Girişi
  • Bilgilerim
  • Son Dakika
  • Yazarlar
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Magazin
  • Sağlık
  • Soru Bankası
  • Gastro Click Here!
  • Yaşam
  • HT Hayat
  • Eğitim
  • Çocuk
  • Teknoloji
  • Kültür Sanat
  • Röportajlar
  • Kısayol
  • Grafik Haber
  • Video
  • Galeri
  • Bulmaca
  • Akıl Oyunları
  • Yerel Haberler
  • Servisler
    • Nöbetçi Eczaneler
    • Hava Durumu
    • Yol Durumu
    • Astroloji
    • Seçim Sonuçları
    • Namaz Vakitleri
    • Yemek Tarifleri
    • Canlı Yayın
    • Tv Rehberi
  • Portallar
    • Yeni Medya
    • HT Kulüp
    • Kadın
  • Hafta Sonu
  • 7x24
    • Yavuz Barlas
  • Vefat
  • Künye
  • Kullanım Koşulları
  • Gizlilik ve KVK Politikası
  • Çerez Politikası
  • Aydınlatma Metni
Whatsapp Hattı 0536 266 79 69
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
  • Habertürk Android Uygulaması
  • Habertürk iPhone Uygulaması
  • Habertürk Huawei Uygulaması
    Nagehan Alçı
    Nagehan Alçı 31.12.2021 - 11:11 | Güncelleme: 31.12.2021 - 11:11 Tüm Yazıları »
    • Haber Linkini Kopyala
    Kemal Kılıçdaroğlu’nun MEB baskını tavrı faydalı mı?
    0:00 / 0:00
    Kemal Kılıçdaroğlu’nun MEB baskını tavrı faydalı mı?

    “Evlatlarımızın hakkı yeniyor. Bu şeytanlarla hesaplaşmak boynumun borcu.”

    Bu cümleyi Kemal Kılıçdaroğlu dün MEB’in kapısında sarf etti.

    Hangi gerekçe ve nerede olursa olsun böyle bir düşmanlaştırma ve gerginleştirme dilinin çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

    Devlette partizan işe almalar ve nepotizm olayının ciddi boyutlara geldiği açık. Bu konuda iktidarın tutumu kabul edilemez.

    Fakat “şeytanlar” diye MEB yetkililerini hedef göstermek mağdurlara faydalı bir tutum mu?

    Çarşamba günü Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den randevu talep ettiğini açıklayan CHP Genel Başkanı daha sonra sosyal medya hesabından ertesi gün 13’te MEB’in kapısında olacağını duyurdu.

    Aynı akşam bu minvalde bir mesaj daha attı.

    Dün bu mesajlardan sonra yaşananları biliyorsunuz.

    Bakanlığın kapısına giden ama içeri alınmayan bir ana muhalefet lideri, karşılıklı açıklamalar, yeni bir siyasi polemik…

    Peki buna gerek var mıydı?

    Sayın Kılıçdaroğlu iddia ettiği mülakatlarla ilgili bilgi almak için farklı bir yol deneyemez miydi?

    Size Çarşamba günü Kemal Bey’in randevu isteme sürecini adım adım anlatayım:

    Sayın Kılıçdaroğlu’nun özel kalemi Bakan Mahmut Özer’in özel kalemini aramış, yani Kemal Bey doğrudan Bakan’ı aramamış.

    O sırada Bakan Özer, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı toplantısındaymış. Yani bakanlık dışında.

    Mahmut Özer’in özel kalemi Kılıçdaroğlu’nun özel kaleminden gelen randevu talebini not almış ancak henüz herhangi bir geri dönüş yapma fırsatı olmadan Kılıçdaroğlu sosyal medyadan ertesi gün saat 13’te Milli Eğitim Bakanlığı'na gideceğini bildiren bir açıklama yayınlamış, sonrasında akşam kışkırtıcı tonu daha fazla ikinci bir açıklama daha gelince Mahmut Özer bu üsluba karşı randevu vermeyi doğru bulmamış.

    Sevgili okurlar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Milli Eğitim Bakanlığı'na gidip içeri alınmaması yalnızca iktidar ya da muhalefet partileri değil hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun herkes, hepimiz için çok kötü bir görüntü.

    Bence iki tarafa zarar veren bir manzara bu.

    Kılıçdaroğlu kapıyı açtıramamış siyasetçi oluyor, bu bir zafiyet görüntüsü. İktidar da bütün ülkeye hizmet etmesi gereken Bakanlığın kapısını açmayarak kaybediyor.

    Ancak kimse kusura bakmasın dünkü hadisede Kılıçdaroğlu hata yapmıştır.

    Adeta mekan basmaya gider gibi MEB’in kapısına gitmek ortamı germek dışında kime ne fayda sağlayacak?

    Kaldı ki aslen siyasetçi olmayan, bir devlet bürokratı olan Milli Eğitim Bakanı’nı kutuplaşmış siyasetin bir parçası haline getirmek doğru mu?

    Ben Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’i göreve geldiği günden beri dikkatle takip ediyorum.

    Yüz yüze eğitim konusundaki tavizsiz tavrını çok takdir ediyorum.

    Geçen yıl koskoca bir seneyi gelişmiş dünyadaki örneklere tezat bir şekilde kapalı okul politikası ile geçirmemize yönelik yakarışlarım herhalde hala hafızalardadır. Mahmut Özer okulların açılıp, açık tutulması konusunda hakikaten örnek bir tavır sergiledi.

    Ancak muhalefet ne okullar kapalıyken doğru dürüst bir ses çıkardı, ne açılınca bunu destekler güçlü bir tavır aldı. Açıkçası bunu anlamakta zorlanıyorum.

    Bence muhalefet eleştirilerinde çok net bir karşı duruş sergileyip, desteklediği hususları ayırsa çok daha akıllıca davranır. Böylece kategorik olarak her şeye karşı olmadığı mesajını vermiş olur.

    Mesela Mahmut Özer muhalefet tarafından temas içinde olunabilecek bir isim. Partizanca davranmıyor, herkesle görüşüyor, muhalif medyaya demeç veriyor vs…

    Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine “Bakan Özer doğrudan kendisini arasa ya da sosyal medya mesajlarını yayınlamasa randevu verir miydi?” diye sordum…

    “Nagehan Hanım, Bakan Bey göreve geldiği ilk günden beri herkesle temas etmeye çalışan bir isim. Asla siyasi görüş gözetmedi, herkese kapısı açık oldu, ancak Sayın Kılıçdaroğlu öyle bir hava yarattı ki sanki ortada bir suçlu var ve baskın yapılacak. Bunun üzerine randevu verme ortamı ortadan kalktı. Aslında Bakan Bey başından beri başta Milli Eğitim Şurası olmak üzere birçok etkinlikte kimseyi ayırmadan herkese davet gönderdi, iletişim içinde olmak istedi. Ancak maalesef onlar gelmiyor.”

    Açıkçası ben de Sayın Kılıçdaroğlu’nun dünkü hamlesini yanlış buldum. Bu gerginlik siyaseti kimseye yaramıyor.

    Bunu Recep Tayyip Erdoğan yapınca muhalifler, cumhurbaşkanını kutuplaştırmakla, toplumu bölmekle suçluyor, Kılıçdaroğlu’nun dün yaptığı farklı mı?

    Üstelik mütemadiyen bir yerlerin kapısından giremeyen bir ana muhalefet partisi lideri görüntüsü Türkiye’ye yakışıyor mu?

    31.12.2021 - 11:10 | Güncelleme: 31.12.2021 - 11:10
    • Haber Linkini Kopyala
    Yeni yıl bir şeyleri değiştirmeye yeter mi?
    0:00 / 0:00
    Yeni yıl bir şeyleri değiştirmeye yeter mi?

    Bugün 2021’in son günü. Gönül isterdi ki yılbaşında daha umut verici şeylerden bahsedelim.

    Ama maalesef 2021 çok zor bir yıl olduğu gibi 2022 de öncekinin zorluklarını sırtlayarak geliyor.

    Ama yine de yılbaşı insana tuhaf bir iyimserlik, bir çocuksuluk aşılama yeteneğine sahip. En azından benim için öyle. Ben her 31 Aralık, koşullar ne olursa olsun umutlanırım. Bu yılbaşı da aynı iyimser hislerle herkesin yeni yılını kutluyorum…

    2022, 2021’i aratmasın…

    Hepimize mutlu yıllar…

    DİĞER YAZILARI
    • İdam cezası kaldırılmamış olsa Osman Kavala’yı darağacına mı gönderecektiniz? 26 Nisan 2022 Salı
    • Kılıçdaroğlu’nun elektrik eylemi ve orta sınıfın çöküşü 24 Nisan 2022 Pazar
    • Türkiye’nin 1 numaralı sorunu göçmen meselesi 21 Nisan 2022 Perşembe
    • Alp Emeç olayı, tabular ve ifade özgürlüğü 19 Nisan 2022 Salı
    • Yunanistan siyaset arenasında neler konuşuluyor? Türkiye’ye bakış nasıl? 17 Nisan 2022 Pazar
    • Tayyip Erdoğan ve Viktor Orban birbirine mi benziyor? 10 Nisan 2022 Pazar
    Tüm Yazıları »

    Değerli Haberturk.com okurları.

    Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

    Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.

    Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

    Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.

    Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.

    Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

    Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

    BU EKRANI KAPATMAK İÇİN TIKLAYIN!
    SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ! (0)
    * Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!