Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sandık ilk kez propagandanın en önemli söylem dili olan slogan üretmekte bu kadar zorlanıyor.

        Bundan önce de rastlanırdı ancak, en azından içinden biri tekrarı kolay, akılda kalıcı bir seçim sloganı üretir toplumsal katmanlarda yankı yapmasını sağlardı.

        Ancak son iki seçimdir slogan üretme konusundaki beceri gittikçe körelmeye başladı.

        Bu propaganda şirketlerinin kısırlaşmasından mı yoksa politikacıların önerileni beğenmeyip kendi üretmelerinden mi kaynaklı bilinmez.

        Birinin de diğerinden ne eksiği ne de bir fazlası var…

        Akılda kalmak bir yana, afişte, pankartta veya billboard (ilan levhası) düzenlemelerinde adayın fotoğrafı ile verilen sloganları bir okuyuşta tekrarlama olanağı yok…

        Böyle olunca yanından geçilen süre göz hafızasında kalıyor, iki adım sonra tükeniyor, hafızaya yerleşmesi olanaksızlaştığı için de ezber etme olanağı kalmıyor.

        SİLİNEMEYEN SLOGANLAR

        Oysa seçim sloganı sadece bugün değil, gelecekte de anımsanması istenendir.

        Türk siyaseti bunun çok iyi örnekleriyle dolu…

        Örnek mi? Bülent Ecevit’in, “Toprak işleyenin, su kullananın…” veya Erbakan’ın, “Hakça düzen…”, Demirel’in, “Nerede kalmıştık… Düşün peşime…” , Özal’ın “Transformasyon… Çağ atlatacağız…” sloganları, bırakın duvarları, dağları taşları, hafızalara kazındı.

        Transformasyon kelimesini telaffuzuna dili dönmese de, eğip bükerek gayretinde bulunan seçmenin çabası bunu içselleştirmesinin en önemli göstergesiydi.

        Bu dönem de iyi sloganlar üretildi; hatta en iyilerine merhum Erol Olçok döneminde AK Parti sahip oldu, bugün yenilerden çok onları kullanılıyor.

        Ancak bu dönem aynı başarının sergilendiğini söylemek olanaksız...

        Özellikle de büyükşehir adaylarının sloganları; anlamak da anlamlandırmak da bırakın hafızada kalmasını tekrar etmek de zor.

        RAKİBE YARAR

        Üretilen politikalarda da sıkıntı var…

        Bir hafta önce seçim bildirgesinin açıklanmış olmasına karşın, AK Parti kurmayları onları dillendirmek yerine, daha önce CHP tarafından gündeme getirilen, hatta Aydın, Eskişehir büyükşehirleri başta olmak üzere birçok yerde hayata geçirilen tanzim satış mağazalarına yöneldi.

        Emekli maaşlarında artış yapılması sürecinde olduğu gibi CHP’nin önerisi olmuş olsa da reklam ve medyadaki söylem gücüyle bunun getirisinin yine kendine döndürme çabasına yönelebilir.

        Ancak toplumun önünde bu kez uygulama örnekleri var ve hükümete yönelik en önemli eleştiri konusu.

        Bu durumda söylemi kendisine değil CHP’ye yarayacak.

        KENDİNİ ANLATMA YERİNE

        AK Parti kadroları içinde yer almış, kamuoyu okuması güçlü arkadaşımın dün söylediği şu cümle ise durumu özetlemeye yetiyor:

        “Rakibe bakarak değil, kendini anlatarak propagandayı mükemmelleştiren AK Parti, şimdi rakibe odaklı politika üretiyor. O da propagandasını patinaja düşürüyor. HDP’ye oy vermiş seçmen bunun için en iyi örnek. Genel seçimde partisine oy veren HDP seçmeninin muhafazakar kanadı yerel seçimde AK Parti’li adayları tercih ederdi. Rakibe odaklı söylemiyle onları kaçırdı. İzmir’de ise Tunç Soyer’i parlattı…”

        CHP’DEKİ SÖYLEM

        CHP’deki durum da bundan farklı değil.

        Her ne kadar tam anlamıyla sloganlarını açıklamasa da daha çok bu seçime odaklı olacağı anlaşılıyor.

        Örneğin, “Mart’ın sonu bahar…” iyi seçilmiş slogan ancak, Mart ayıyla mühürlendiği için bu döneme özgü…

        “Derman belediyeciliği…” de iyi bir tercih ancak o da diğerleri gibi uzun vadeli değil…

        Politikasına gelince…

        Herkesin anlayacağı basit, hedeflenmiş kitle odaklı söylemler veya açıklamalar yerine bütünü hedefleyen açıklamalara yöneliyor.

        Seçmen CHP’nin de kendi derdini hiç önemsemediği algısına sahip oluyor.

        FATİH BUCAK’IN ADAYLIĞI

        Buna ilişkin bir örnek vermek gerekirse…

        Alışveriş merkezlerinde genel tuvaletleri kullanmaktan muzdarip çalışanlar kendi kullanacakları tuvalet istediği dönemde, “AVM’lerde üçüncü cins için pembe tuvaletler kurulsun” propagandası yapmaya benziyor.

        En iyi örneği de CHP dün açıkladığı aday listesi ile sergiledi…

        Şanlıurfa Siverek Belediye Başkan adaylığına 2015 seçiminde AK Parti’den, bir süre önce de Belediye Başkanlığı için başvurduğu MHP’nin tercih etmediği Mehmet Fatih Bucak’ı aday gösterdi.

        Oysa kamuoyu Mehmet Fatih Bucak’ı, bir ay önce MHP’den aday adayı başvurusu sonrası bir televizyon kanalındaki röportajında “Ben oraya seçime değil ölmeye gidiyorum, babayiğit olan çıksın karşıma” sözüyle tanımıştı.

        Burada da kalmamış, “(Bucak’ta) Bir tane başka parti levhalı araba görürsem kendileri bilir. Bakalım el mi yaman bey mi yaman hodri meydan” çekmiş, ABD Başkanı’na da meydan okumuştu:

        “Bucak’ta bu saatten sonra bırak X, Y partisinin arabasını, Trump gezemez Trump… Şimdi hepsi birleşsin konsorsiyum olsun hodri meydan…”

        Aslında Bucak’ın sözlerinin hedefi HDP’nin yanı sıra AK Parti’nin bölgedeki güçlerini de kapsıyordu.

        HDP ELEŞTİRİSİNE KARŞI

        Mehmet Fatih Bucak, geçen haftaki PM’ye ismi götürülmek istendiğinde MYK tarafından reddedilmişti.

        CHP Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlık ve il teşkilatının bastırması sonucu dün resmen aday oldu.

        Dikkat çeken ise Bucak’ın sözlerine TBMM’de sert eleştiri CHP’den de gelmiş, MHP de savunmuştu.

        Belli ki CHP, “HDP ile işbirliği içinde olduğuna” yönelik eleştirilere karşılık vermek için Bucak’ı tercih etti…

        Bucak ailesinin yıllardır devam eden HDP ile olan mücadelesi üzerinden suçlamaları savuşturma yolunu seçti.

        Bir süre eleştirilecektir…

        Ancak CHP Siverek'te kim kazanır; bunu başarırken de HDP ile işbirliği suçlamalarına duvar da oluşturur diye sorulacak olsa emin olun yine Bucak ailesinden bir isim işaret edilirdi.

        Ayrıca Bucak ailesinden ilk kez bir isim de CHP’den aday olmuyor…

        Geçen dönem de Ali Murat Bucak CHP’den Şanlıurfa milletvekili seçilmişti…

        Ayrıca tanımam bilmem, ama CHP'nin bütün adayları dürüstlük ve siyasi etik kantarına çekilse, eminim bazılarından daha ağır gelecektir…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar